Dünyayı değiştiren 8 saniye

Dünyayı değiştiren 8 saniye

23.11.2013 03:36
Güncellenme:
Takip Et:

?50 yıl sonra Kennedy suikastının izleri
?Kennedy CIA, FBI ve Pentagon’u nasıl karşısına almıştı?
?Kennedy suikastına bir ucundan adı karışan yüzlerce kişi nasıl öldürüldü?
?Warren Komisyonu, Oswald’ın katili Jack Ruby’nin ısrarla “Washington”a transfer olup orada cinayetin bilinmeyen her yönünü açıklama teklifini hangi gerekçelerle reddetti?

Teksaslıların sizi sevmediğini söyleyemezsiniz Sayın Başkan!
?22 Kasım 1963 tarihinde saat 12.30’da silahlar patlamadan önce Kennedy’nin duyduğu son cümle Teksas valisinin eşinden gelir:
Kennedy cinayeti, hakkındaki gerçeklerin yüzde yüz bilinemeyeceği bir dipsiz kuyu. Dünya o günden sonra hiçbir zaman aynı olmadı ve bu cinayet, süper güç Amerika’nın tavrının tamamen değişmesine ve dünyanın giderek daha kötü bir yer haline dönüşmesine yol açtı. Bugün bile kendi coğrafyamızdaki her olumsuzluğun arkasında, Amerikan statükosunun, Kennedy’nin bir devrimle emperyalist, ırkçı, kapitalist modeli sarsıp farklı bir dünyaya ulaşma çabasının önünü ani bir şekilde kesmesi var. “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” başlıklı sergi ve araştırmam için 1995 ve 2013’te Dallas ve New Orleans’da bu dipsiz kuyuya düştüm. Bu cinayeti derinden inceleyen herkesin başına geliyor bu...
İrlanda asıllı Amerikalı işadamı ve diplomat Joseph Kennedy’nin oğlu John Fitzgerald Kennedy, dostları, ailesi ve sayısız sevgilisi tarafından “Jack” olarak anılan, Amerikan donanmasında görev yapan bir 2. Dünya Savaşı kahramanı. Gemisi PT109, 1943’te Japonlar tarafından batırıldıktan sonra arkadaşlarını kurtarmak için saatlerce onları Pasifik’te çekerek yüzmüş, ıssız bir adaya çıktıktan sonra yardım aramak için kendini yine sulara bırakmış idealist bir genç adam. Çocuklarının Amerika’yı yönetmesini isteyen baba Kennedy’nin örgütlemesiyle Jack, 1946’da önce Massachusets senatörü, ardından Nixon’la girdiği yarışı önde bitirerek 1960’ta ABD’nin 35. başkanı seçildi. Özellikle Küba etrafında gelişen büyük gerginliklere sahne olan 1150 günlük başkanlığı, artık kendi politikalarını kabul ettireceği daha verimli bir döneme yaklaşıyordu. 1964 yılında yapılacak yeni seçimin hazırlıkları için, bütün güvenlik ikazlarına rağmen, yardımcısı Lyndon Johnson’la, beş durak ve 2 günlük Teksas seyahatine çıkmıştı. Dallas, seyahatin üçüncü ayağıydı ve 22 Kasım Fort Worth’te, Hotel Texas’ta kendisi için asılmış dünya sanatının Picasso veya Pollack gibi yıldızlarının işleriyle kaplı suitinde uyandı ve kahvaltıya oturdu.
‘Başkan öldürmek için ne gece olurdu ama!’
Aynı günün sabahı sağ kolu Ken O’Donnell Başkan’a, Dallas Morning News’te Kennedy’yi suçlayan, neredeyse hakaret eden işadamlarının verdiği tam sayfa ilanı gösterdi. Eşi Jackie’nin morali bozuldu. Jackie’ye dönüp tane tane konuştu: “Dün gece, bir başkan öldürmek için ne gece olurdu ama? Yağmur yağıyordu, ıslanıyorduk. Adamın biri çantasından bir tabanca çıkarıverse, hızlı davransa ve kalabalığa karışsa.”
Başkan’ın uçağı Air Force One, saat 11.33’te Dallas Lovefield Havaalanı’na indi. JFK ve pembe takımı içinde Jackie merdivenlerde göründüğünde, kalabalıktan müthiş bir alkış tufanı koptu. Başkan ve eşi güvenlik kurallarını devre dışı bırakarak herkesle el sıkışıyorlardı. Konvoy saat 11.55’te, 4 motosikletli polis eşliğinde Lovefield’dan ayrıldı. Yağmur durduğu için limuzinin üstü açıktı. Arabayı ajan William Greer kullanıyor, sağında güvenlik sorumlusu Roy Kellerman oturuyordu. Konvoy, on binlerce Teksaslının tezahüratları arasında Dallas merkezine doğru yol almaya başladı. O güne kadar bu seyahate yöneltilen tüm tehditlere rağmen hava, Güney’de de başkandan yana görünüyordu. Konvoy Main Street’e vardı, Houston Street üzerinde kısa bir duraklamadan sonra Dealey Plaza’dan Elm Street’e dönerek sağdaki Texas School Book Depository’nin (TSBD) önüne geldi. Elm Street’e doğru 120 derecelik o çok yavaş dönüşten dakikalarca önce, birçok tanık TSBD’nin altıncı katında, elinde tüfek olan bir kişiyi fark etti. Tabii ki bu şahsın gizli servis ajanı olduğunu düşündüler. Hatta bazıları bu katta biri Siyahi iki kişiyi gördüklerini öne sürdüler. Terzi Abraham Zapruder, konvoyu Elm Street’teki çimenlikli tepenin üstündeki beton yükseltiden filme alıyordu. Tarihin şimdiye kadar hakkında en çok konuşulacak görüntülerini çektiğinin farkında olamazdı.
Başkan ve ekibi bu sıcak atmosferden hoşnuttu. Valinin eşi Mrs. Connally Başkan’a döndü ve “Sizi Texas’ta sevmediklerini söyleyemezsiniz, değil mi Sayın Başkan?” dedi. Kennedy “Evet söyleyemem” diye yanıtladı, halkı selamlamaya devam ederek.

Öleceğiz
Saat 12.30’du. O anda tarihi değiştiren sekiz saniyelik akış başladı. Sonraları birçok insanın maytap zannettiği ilk ses duyuldu, TSBD’nin üstündeki güvercinler havalandı. Binanın beşinci katından korteji seyredenler yukarıdan beton düştüğünü fark edip irkildiler. Kennedy arabayı ıskalayan ilk el ateşten sonra başını sağa çevirdi. Limuzin, TSBD’yi yaklaşık 30 metre kadar geçtikten sonra silah atışına benzeyen bir ses daha duyuldu. İnsanlar bunun da maytap veya motosiklet sesi olduğunu düşündü. Sonra benzeri bir başka ses daha duyuldu. JFK, şaşırmış bir ifadeyle boğazını tutuyordu. Belindeki ortopedik korse yüzünden pek hareket edemiyordu. Diğer kurşunlar hedeflerine ulaşmaya başladığında Jackie, “Oh, hayır, hayır!” diye haykırdı. Vurulan Vali Connally de “Aman Tanrım, hepimizi öldürecekler!” diye bağırıyordu. Başkanın arabası, bu açık saldırıya rağmen nedense hâlâ hızlanmıyordu! Son olarak bir kurşun Başkan’ın kafatasını, beynini darmadağın etti!

Kafatası parçaları
Jackie Kennedy, kocası beynine ölümcül kurşunu yedikten sonra üstü açık otomobilde geri dönüp bagajın üstüne çıktığında bütün dünya, onun panik içinde kaçtığını zannedecekti. Halbuki Jackie, kocasının fırlayan kafatası parçasını bagaj kapağının üstünden sımsıkı avucuna almış ve hastaneye gelir gelmez doktora son ümit kırıntısıyla teslim etmişti. Jackie doktorun bu parçayı tekrar Jack’in kafatasına “yerleştirmesini” bekliyordu! Bagaj üstünde Jackie’ye yetişen koruması Clint Hill, bir gece evvel, erkenden yatıp yorucu güne hazırlanacaklarına, sabaha kadar barda eğlenen diğer ajanlar arasında olmayan tek görevliydi. Bundan sonra ajan Greer, arabayı hızlandırmaya(!) nihayet karar verip üçlü altgeçitten otoyola doğru yöneldi. Konvoyu izleyen insanların yarıdan fazlası, atışların geldiğini düşündükleri çimenli tepeye doğru, diğer kısmı da yokuş yukarı TSBD’ye koşuşturdular. Çimenli alana gidenlerin büyük kısmı, kendilerine kimlik veya rozet gösteren gizli ajan ve polislerin “alanı derhal terk etmeleri gerektiğini” söyledikleri şeklinde ifade verdiler. Oysa sonra çitlerin arkasında görevlendirilen hiçbir ajan ya da polis olmadığı ortaya çıktı. Öyleyse kimdi bunlar?
O gün Dallas’ta olup bitenler hakkında çeşitli rivayetler, dünya döndükçe sürecek. Ama bazı kesin bilgiler de mevcut: Örneğin, silah seslerinden hemen sonra binaya dalan polis Marion Baker, TSBD’ye giren ilk görevli. Baker’a binada müdür Roy Truly yol gösteriyor. İkisi merdivenlerden çıkıyorlar ve 2. katta yemek odasındaki adamı görüyorlar. Oswald bir şey olmamış gibi yanlarına geliyor. Baker “Bu adamı tanıyor musun, burada mı çalışıyor” diye soruyor. Truly “Evet, burada çalışıyor”u basınca, Oswald’ı bırakıp yukarı çıkmaya devam ediyorlar. Baker’a göre Oswald, gayet sakin, hiç de nefes nefese değil. Polis yakasını bıraktıktan sonra binadan çıkıp kiraladığı odasına gidiyor. Ev sahibi Ms. Roberts, Başkan vurulduktan sonra Oswald’ın üç-dört dakikalığına evde ceket değiştirip çıktığını söylüyor. Bu arada tabancasını da almış olacak... O gece Türkiye’den Afrika’ya, Avrupa’dan Avustralya’ya milyonlarca insan hıçkırıklar içinde ağlıyor. Bugünkü kuşaklar için çok zor anlaşılır bir duygu bu...

FBI rahatsız
O yıldan beri Elm Street’i, her gün Amerika’nın ve dünyanın her yerinden yüzlerce kişi ziyaret ediyor, suikast sanki geçen hafta yaşanmış gibi tazeliğini koruyor. Herkes yokuş aşağı giden yola bakıp ahkâm kesiyor, gönüllü bir grup orada cinayet üzerine yayımladıkları dergileri satıyorlar. Dallas’ta arkadaş olup birkaç defa konuştuğum genç bile, araştırmada adının geçmesini istemiyor. “FBI burada yaptığımız bilgilendirmelerden rahatsız” diyor. Oswald’ın ateş ettiği söylenen binanın altıncı katı, tıklım tıklım dolu bir müze olmuş; 6th Floor Museum. Kennedy’nin Beyaz Saray’daki yaşam tarzı, filmler, fotoğraflar, olay günü hakkında yapılmış dev maket, o günkü radyo ve televizyonların haberi nasıl duyurdukları, son 24 saatin detayı, Kennedy’nin Dallas’a geldiği gün Teksaslı işadamlarının verdiği ilan ve cinayet sonrası Amerikalıların tepkileri bu müzede yer alıyor...  

Yarın:BÜYÜK DEPREMİN ARTÇI SARSINTILARI

Yazarın Son Yazıları

Twitter’ın utanmaz zorbaları ve Manifest!

Merak ediyorum, özellikle Twitter’da cirit atan bu siber zorbaları kimler yetiştirdi?

Devamını Oku
18.12.2025
Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025