Kalitenin Bir Bedeli Var
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Kalitenin Bir Bedeli Var

10.11.2014 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Nihayet anladım. Hakkında otoriterleşme ithamları olan bir insan neden dev gibi bir saray yaptırır çözmek zordu.
Hele o sarayda merdivenlerin önünde neden tek başına o fotoğrafı çektirir? Neden durduk yere Orta Asya’daki akraba devletlerin kötü şöhretli başkanlarını andıran bir poz verir?
Memlekete itibar kazandıracağı iddiasıyla namlı diktatör karikatürlerine layık bir binada neden bu kadar ısrar eder?
Zamanında binanın inşaatını durduran mahkeme kararına neden “Güçleri yetiyorsa yıksınlar. Yürütmeyi durdurdular, bu binayı durduramayacaklar. Açılışını da yapacağım, içine de girip oturacağım” diye oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi tepki verir?
Koca cumhurbaşkanını hangi gerekçeler Sezercik’teki Şişko Nuri’nin “Benim olacak fıstık, bineceğim üzerine vuracağım kırbacı” söylemine yaklaştırır?
İşin sırrı basitmiş. Hem zekiceymiş hem de hisliymiş.
Erdoğan dün sarayıyla ilgili bir açıklama yaptı. Önce bakanı Mehmet Şimşek’i yalanlayarak sarayın maliyetinin o kadar da fazla olmadığını ileri sürdü. 500 milyon dolar tutmuş. Kendi deyimiyle “kalitenin de bir bedeli var”. Buna itirazımız olamaz. Ucuz etin yahnisi yavan olur. Herhalde saray kaçak olmasının yanı sıra bir de ucuz malzemeyle inşa edilip memleket gerçeklerine tam bir uyum sağlamamalıydı. Helali hoş olsun.
Fakat Cumhurbaşkanı’nın ısrarının altında asıl yatan açıklamasının çok dikkat çekmeyen başka bir bölümünde...
Saraya 2-3 bin kişilik bir kongre salonu eklenecekmiş. Bu salonda Cumhurbaşkanı muhtarlarla bir araya gelecekmiş.
Döneminde “muhtar bile olunamaz” denen Erdoğan, bugün cumhurbaşkanı olup binlerce muhtarla sarayında hoşbeş etmenin zevkine varacak.
Hem eski Türkiye’den intikamını alacak hem de nutuk atmak için bir fırsat daha bulacak.
Bununla da kalmıyor. Erdoğan o salonda vatandaşlarla da bir araya gelecekmiş. Yani onları da oraya toplayıp onlara da nutuk atacakmış.
Peki, nasıl belirlenecek bu vatandaşlar? Basit.
Kurayla.
Yani yeterince iyi bir çocuk olursanız siz de Erdoğan’ı görebilirsiniz. Azıcık da şanslı olmanız lazım. Neticede salon taş çatlasa 3 bin kişilik. Cumhurbaşkanı da meşgul bir insan. Hem aynı salonda dönüşümlü olarak muhtarlarla da görüşecek. Yani muhtar olmayan vatandaşların Cumhurbaşkanı’yla görüşme ihtimali biraz düşük. Yine de kuraya katılmakta fayda var. Milyonda birden az bir şans. Ama belki de sıra sizde.
Gelgelelim her konuda ihtimaller o denli düşük değil. Birgün gazetesinin haberine göre Emniyet Genel Müdürlüğü 2015 senesinde 50 milyon liralık biber gazı alacak.
Biber gazlarımız da dünyanın en iyi firmalarının en gelişmiş gazları.
İşin müjdeli kısmı ise bu değil. Bu satın almalardan sonra her elli kişiye bir biber gazı kapsülü düşecek.
Parti devletinin cisimleşmiş hali olan Erdoğan’ı sarayında görmek için kuraya girilse kazanmak güç. Yer az, talep çok.
Ama düşünün elli kişiye bir biber gazı. Halkın yarısı zaten AKP seçmeni. Sokakta protesto yapacak değiller. Bebekleri, çocukları da çıkarırsanız. Neredeyse adam adama bir biber gazı markajı söz konusu.
Kurada kaybettin, üzülme. Erdoğan’ı görmek mutlaka yüzünü görmek demek değildir, onun fikirlerini, duygularını anlıyorsanız bu da yeterlidir. Bunun için de sokağa çıkman kâfi. Artık kapsül nerene gelirse.
Kalitenin çünkü bir bedeli var.  

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018