Muhalefet partileri, özellikle CHP, üç beş ay sonraki genel seçime ne kadar hazırlıklıdır kestirmek zor ama AKP, olanca hızıyla, bir yandan da devlet olanaklarını kullanarak 2015’te elbette yine çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.
Ama bu kez Meclis’te çoğunluk konusunda öncekilere oranla daha başka bir amacı, hedefi var.
Lider kadrosu devlet yönetimini kökünden değiştirecek vekil sayısına erişmek, badem bıyıklının saraylara layık ihtirasını tatmin edecek yeni bir anayasa hazırlığında.
***
Seçimlere az bir zaman kala fakir fukara, açlık sınırında veya bu sınıra yaklaşan kitlelerle, yok olup giden orta sınıfa yine kimbilir hangi çoğu gerçekleşmeyecek vaatler hazırlıyor olmalı iktidar partisi.
Tabii bir de CHP’nin topluma çekici gelmesi olası vaatlerini açıklamasını bekliyor AKP.
Zira geçen genel seçimden önce CHP’nin açıkladığı vaatleri kaptı ve bir süre sonra kendisi bulmuş gibi bu vaatleri uygulamaya başladı.
CHP ise gözü önündeki bu vaat hırsızlığına hatırı sayılır bir tepki gösteremedi.
Bir iki ufak demeç, o kadar!
AKP de CHP’nin vaatlerini ayrıntılarıyla anlatarak kendi hazırlamış gibi üstüne yattı.
Ne yazık ki bu durum TV programlarında da gazete yorumlarında da yeterince eleştirilmedi.
***
Kuşkusuz yaptırdığı araştırmalardan sonra AKP, oy vurgunu için hangi konuları tartışmaya açacağını hesaplıyor ve...
...dünün başbakanı ile onun her açıdan devamı olan bugünkü Başbakan; oy potansiyeli yüksek iki topluma çekici geleceğini sandığı veya hesapladığı iki konuyu...
....Güneydoğu ve Doğu’daki yoğun Kürtleri tavlamak için Dersim dosyası ile durmadan kurguladığı çalıştaydan çalıştaya bir türlü doyurucu adımlar atmadığı Alevi sorunu dosyasını ...
... önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçim öncesi de yine raflardan indirdi.
***
Başbakan AD seçim hesaplarına dayalı konuşmalarında birden Dersim dosyasını açıyor; CHP neden bugünkü adıyla Tunceli halkından özür dilemiyor diye konuyu kaşıyor.
Alevilere de hoş görünmek için Madımak katliamında Bülent Ecevit’i de o zamanki hükümetin ortağı Erdal İnönü ve partisini de suçlayan konuşmalar yapıyor.
Geçmişin yaraları üzerinde Başbakan’ın çabaları olayların siyasal yanı.
Ahmet Hakan’ın Tarafsız adındaki TV programında bir konuşmacının söylemlerini; Dersim olaylarının o günlerin iktidarının rejime zararlı gördüğü Kürtleri tamamen yok etmek için baştan aşağı uydurma olaylar, gerekçeler icat ederek bilinçli kararlılıkla katlettiğini içeren açıklamalarını hayretle izledim.
Dersim isyanının bastırılması sırasında bugün kabul edilemeyecek olaylar yaşandığını inkâr eden yok.
Yok ama Dersim’de köprüleri yıkarak askerleri katleden, devlet dairelerini yakan devlete isyanı tümüyle inkâr etmek... zamanın iktidarını Kürtleri yok etmek için katliam planladığı gibi ipe sapa gelmez iddialar, yalanın da ötesinde baştan sona uydurma manzumesi değil de nedir?
***
Bu iktidar ucu açık vaatlerle çözüm sürecini yaşatmaya çalışıyor.
Üstelik çözüm süreciyle Kürt oylarını derdest edip cebine koyacağını sanıyor.
Dün sabah zahmet buyurup gazetelere bir göz atsaydı; Milliyet’te HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Tabanımız sürece olan inancını yitirdi” başlıklı haberi okuyacak ve çözüm sürecine bağladıkları umutların nasıl boşa aktığına tanık olacaktı.
Çünkü Demirtaş gerçeği şu sözleriyle ortaya koyuyor:
“Evet süreç devam ediyor ya da devam etmeli, şeklindeki açıklamalar bugünlerde neredeyse bu açıklamaları yapana büyük bir eleştiri olarak dönüyor.
Çünkü tabanımız, kitlemiz sürece olan inancını yitirdi.”
***
İktidar seçim öncesi bu iki sorunu gündeme getirerek oy goygoyculuğu yapar, ülkenin türlü çeşit toplumsal sorunlarını ıska geçerken ...
...CHP sözcüsü Haluk Koç, manzarayı özetliyor: Eski cumhurbaşkanı yargıya ifade vermek için adliyeye gidiyor.
Yenisi ise aman rüşvet olaylarının gerçek yüzü ortaya çıkmasın, aman bana, çocuklarıma dokunmasın diye ecel terleri döktüğünü söylüyor ve herhangi demokratik bir ülke medyasında büyük gösterilecek olan bu sözler, gazetelerimizde zar zor görülecek biçimde mini minnacık yer alıyor.
