Harbiye’de neler oluyor?
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Harbiye’de neler oluyor?

23.01.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Biliyorsunuz, artık herkesin bir resmi görüşü bir de gerçek görüşü var. Resmi olanı söylevlerde dinliyor, yazılarda okuyoruz. Gerçeği ise ancak fısıldamalardan öğreniyoruz.

ABD Güvenlik Kurumları tarafından fonlanan Rand Corporation adlı kuruluşun raporundan söz ediyorum. Birkaç eleştirel yazar analiz etti. Hükümet taraftarları ise derin bir sessizliğe gömülmekle birlikte, asıl fikirlerini birbirlerine gönderdikleri cep telefonu mesajlarıyla belli ediyordu.

Erdoğan düşene kadar ‘kaybedilmemiş’ TSK

Öyle ya, raporu yazdıran ABD Ordusu’ydu. Bir Türkiye politikası öneriyordu. Erdoğan yönetimindeki Türkiye, “müttefik gibi olmayan müttefik”ti. Buna rağmen ABD, kaybetmeye değil çizgide tutmaya odaklanmıştı. Peki bunu nasıl yapacaktı? Tabii ki öncelikle Erdoğan’ı iktidardan indirmeye niyetli Amerikan devleti ile yeniden iyi ilişki kuracak muhalefet bloku ile çalışarak. Bu kadar olsa yandaş medya o raporu alır, muhalefetin başına çalardı. Olmadı. Çünkü rapor “o kutlu gün”e kadar ne yapılması gerektiğine dair tuhaf bir yol öneriyordu:

“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın son dönemdeki artan önemi de göz önüne alınarak, ABD Ordusu ile Türk askeri yönetimi arasındaki diyaloğun derinleştirilmesi...”

Öyle anlaşılıyor ki Amerikan devleti, yoluna muz kabukları bıraktığı Erdoğan’ın iktidardan düşene kadar, Türk Ordusu’nu kaybetmeyeceği bir politikayı sürdürecek. Hulusi Akar ise bu noktada kilit bir rol oynayacak.

İşte iktidar cephesindeki sessizliğin sebebi buydu.

‘Yeni Harbiye’nin hali

Bu stratejiyi daha da şaşırtıcı kılan ise önemsiz görünen ince bir ayrıntı:

“ABD Ordusu, Türkiye’nin Milli Savunma Üniversitesi’nin (MSÜ) müfredatını geliştirmek için çalışmalı ve Türk askeri öğrencilerinin ABD’deki okullara gönderilmesinin sürdürülmesini teşvik etmeli”.

Peki ABD, “yeni Harbiye” olan, MSÜ’nün müfredatını nasıl belirleyecek?

Tam bu sırada çalışma arkadaşım Mert Taşçılar’ın yeni kitabı “Dindar ve Kindar”ı okuyorum. Eğitim sisteminin her yönünü irdeleyen Taşçılar, Cumhuriyet’ten bile eski olan askeri okulların 15 Temmuz’un ardından nasıl kapatıldığını da, yerine kurulan MSÜ’de neler olduğunu da anlatıyor. 

Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının ardından II. Mahmud’un emriyle “Mekteb-i Harbiye” adıyla 1834 tarihinde kurulan Harbiye, Cumhuriyet’e miras kaldı. Mütareke döneminde bile Ankara’da Abidin Paşa Köşkü’nde eğitim yapıldı da FETÖ kalkışması bastırıldıktan sonra tuhaf şeyler oldu. Taşçılar, şöyle aktarıyor:

“Prof. Dr. Erhan Afyoncu, MSÜ’nün başına atandı. Fakat FETÖ’den kurtarılmak istenen okulların başına atanan Afyoncu’nun cemaatin gazetesi Bugün’de 6 yıl boyunca yazarlık yaptığı ortaya çıktı. Afyoncu’nun 17 Aralık’tan sonra da yazarlığa devam ettiği anlaşıldı.”

Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi’nin başına aynı gazeteden (Bugün) Ali Atıf Bir atanınca ortalık karışmıştı. İlk olarak bugün Saray’da olan SETA’cılar ayağa kalkmıştı. Peki Afyoncu bu ayrıcalığını neye borçlu? Tabii ki adı SETA ile, Pelikan ile, Saray danışmanları ile anılan Sabah’ta yazarlığa devam ettiren yeni çizgisine.

Bu kadar değil...

Taşçılar’dan aktarmaya devam edeyim:

“FETÖ sızmasına karşı önlem olarak kurulan MSÜ’nün Teşkilat Şube Müdürü Kıdemli Albay Kadir Atakan, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı.”

Demek ki okul kapatıp yenisini açmak her şeyi bitirmiyordu. Bütün tartışmayı sivil ve asker üzerinden kurmak da gerçekçi değildi.

Gelelim peşinde olduğumuz soruya...

Savunma Üniversitesi’nde neler oluyor

Merak edip MSÜ’nün resmi sitesine girdim. Tesadüftür ki, üniversitenin öğrencilerine tavsiye ettiği “açık erişim” kaynakları arasında Rand Corporation da vardı. Kuruluşu şöyle tanıtıyordu:

“RAND Corporation, dünya genelindeki toplulukların daha güvenli, daha sağlıklı ve daha müreffeh olmasına yardımcı olmak için kamu politikası sorunlarına çözüm geliştiren bir araştırma kuruluşudur.”

Bu “tertemiz” tanımdan sonra güvenlik bürokrasisi içindekilere MSÜ’yü sordum. “FETÖ’den kurtulduk” diye tanıtılan okul, başka krizleri biriktiriyordu.

Müfredatta kısmi değişiklikler yapılmıştı. Ama asıl “askeri okul paradigması” dönüşmüştü. Rektör Erhan Afyoncu’nun altında ikili bir sistem vardı. Her bir bölümün başında bir dekan ve bir asker Afyoncu’ya bağlı çalışıyordu. Dekanlar doğal olarak sivildi. Bütün öğretimi onlar belirliyordu. Askerin dahli ise askeri eğitimle sınırlıydı. Okulda görevlendirilen komutanlar, “öğrencinin kılık kıyafeti, disiplini ile ilgilenmekten başka bir müdahalede bulunamıyoruz, neredeyse yurt müdürü gibiyiz” şikâyetinde bulunuyordu. Asker, ne ders verecek hocalara ne de müfredata karışamıyordu. Gidişat, tüm Harbiye’nin sivil hocalarla yönetileceği yöne doğru ilerliyordu. Bakanlık bürokrasisi destekli sivil idare piramidinin tepesinde, asker ile dengeyi kurmaya çalışan Afyoncu var.

Milli Savunma Üniversitesi ile ilgili anlatılan ilginç bir olay daha var. Dekanlar ile okul komutanları aynı özlük haklarına sahip sayılıyor. Bir farkla... Öğrenciler, askeri gelenekler nedeniyle okul komutanına selam dururken, dekanlara bunu yapmıyor. Kendilerine de asker selamı verilmesini isteyen dekanlar mı dersiniz yoksa kendilerini generalle karşılaştıran mı?

Üstelik bu ikilik yalnız eğiticiler tarafında değil öğrencilerde de bir karmaşa yaratmıştı. Askeri okula öğrenci seçen mülakatlı sistemi asker değil, bakanlık bürokrasisi belirliyordu. FETÖ’nün yerine “başka kayırmalar” gelmişti. Mülakatlara sirayet eden siyaset, cemaat, adamcılık gözle görünüyordu. Komutan “marş marş” dediğinde “namaz zamanı geldi” diyen öğrenci hikâyeleri konuşuluyordu.

Üstelik ortaya çıkan sonuçtan kuvvet komutanlarının da memnun olmadığı biliniyordu. Okuldaki dönüşümün izlerinin, SETA’nın Ağustos 2016’da hazırladığı rapora kadar uzandığı belirtiliyordu. Özetle, eli değmeyen kalmamıştı.

Bu satırları yazdığımız gün, gazetelerde, geçmişi şaibeli Diyanet İşleri Başkanı’nın Milli Savunma Üniversitesi’nde ders verdiğini okuyorduk. Gölge oyununda kendilerine yeni senaryo yazılan Karagöz iktidarı ile Hacivat muhalefetinin, fısıltıyı bırakıp, Türkiye’nin kurumlarını gerçekten konuşma zamanı gelmedi mi?

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025