Je Suis Ceyda

15 Ocak 2015 Perşembe

İnsanlar mizah yapar. Mizah hayattır, içinde her şeyi barındırır. Mizah insanı düşündürür. Bakarsınız, düşünürsünüz. Bazılarını beğenmezsiniz, kızarsınız, görüşlerinize uymaz eleştirirsiniz, protesto edersiniz. Adam öldürmezsiniz, kör şiddetin esiri olmazsınız. Sizi insan yapan değerleri unutmazsınız. Bütün bunları da ancak düşünce ve ifade özgürlüğünüzün bulunduğu diyarlarda insana yakışacak şekilde konuşabilir, tartışabilirsiniz.
Küfür ve ölüm tehditleri içeren binlerce tepki aldım. Köşeme koyduğum ve bu tepkilere vesile edilen karikatürün aslında verdiği insani ve incelikli mesajın tam da aksine… Bu mesajı içeren Charlie Hebdo’nun karikatürünü köşemde yayımladım çünkü; 12 insanın yazıp çizdikleri için kör şiddete kurban edildikleri bir katliamın ardından mesajlarını ağlayarak “Hepsi Affedildi” diye veren bir figürde “nefret” ve “hakaret” görmediğim gibi aksi türlü davranmaya da vicdanım elvermezdi. Herkesin bir kutsalı olabilir, eğer kutsaldan bahsediyorsak, bir gazeteci olarak benimki de “ifade ve vicdan özgürlüğüdür”. Düşüncelerini mizahla dile getiren meslektaşlarımın barbarca katlini görmezden gelseydim, işte o zaman aynaya bakamazdım.
Ben, düşünce, inanç, ifade ve vicdan özgürlüğüne inanırım. Bunlara saygı gösterilen, liderlerinin “Müslüman, Hıristiyan hatta ateistlerin bile..” gönülsüz vurgusuyla da olsa “var olma özgürlüğünü sunduğu” bir ülkede, nefret içermeyen her düşüncenin ifade edilebilmesi gerektiğine inanırım. O kapak benim için bir insanlık, bir hoşgörü çağrısıdır. Ben böyle anladım.
O kapak böylesine bir katliamın ardından bir gazeteci olarak benim için onur meselesidir. Koyamasam ben ben olmazdım.
19 yaşımdan bu yana gazetecilik yapıyorum. Herkesin özgürce kendi görüşleri ve inançlarıyla bir arada yaşabileceği bir dünya arzularım... Gördüğüm haksızlıkları dile getirmeye gayret ederim. Toplumları anlamaya ve anlatmaya çabalarım. Süzgecim hep barış ve uzlaşma olur.
Benim aklım liberteryen çalışır. Özgürlüklerle dolu bir dünyadır hayalim. Muktedirlerin değil ezilenlerin hakkını aramayı görev bilirim. Almanya’da yaşasam Anti-PEGIDA, İskandinavya’da yaşasam Neonazilerin hedefindeki Müslüman azınlığın destekçisi olurum. Batı’ya ve çifte standartlarına eleştirimi hiçbir zaman esirgemedim. Filistin’i, antisemitizmi, Doğu Türkistan’ı, dünyanın dört yanında sömürgeciliğin acı deneyimlerini bıkmadan aktardım. Resme tersinden bakmayı ihmal etmemeyi ve eleştiriyi de mesleğimin gereği saydım. Düşüncesi ve inancı yüzünden zulme uğrayan her kimse onun yanında olmaktır fıtratım. Irkı kutsal sayan silahla tehdit etse de, devleti kutsal olan hapiste çürütmeye kalksa da, kendi kutsalını öne sürüp canıma kastetse de doğru bildiğim yolda...
Hakaret ve küfürle başladım ama bu yolun doğruluğunu belki de en fazla bana ve Cumhuriyet gazetesine gelen destek ve övgü mesajlarıyla bir kez daha görüyorum. Otokratik ve teokratik bir gelecek değil, yeni Madımak’lar değil, ülkemin demokratik, aydınlık geleceğinin akıl ve vicdandan geçtiğini bilen aydınlık insanlarının çokluğu sayesinde. Onlar iyi ki varlar...
Düşünce ve ifade özgürlüğüne herkesin her yerde ihtiyacı var. İşte bu yüzden Je Suis Ceyda.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları