Celal Kara’ya Tepkiler

01 Şubat 2015 Pazar

Geçen hafta boyunca okuduğunuz “O Savcı Konuştu” başlıklı yazı dizisinde, aslen 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun perde arkasını yansıtmak istedim, ancak kaçınılmaz olarak tartışma, operasyonu yöneten savcının isminde yoğunlaştı.
Savcı Celal Kara’nın, kendisine yönelik eleştirilere yanıtlarını önceki gün yayımlamıştık. Bugün de o açıklamalara gelen tepkilere yer vererek bu konuyu noktalamak istiyorum.

NEDİM ŞENER:
‘Doğru söylemiyor’
Gazeteci Nedim Şener, Celal Kara, ‘Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları’ kitabım nedeniyle hakkımda hapis cezası isteyen duruşma savcısıydı” demiş, Kara da buna itiraz etmişti:

“Kitapla ilgili ‘gizli belgeleri açıklama’ suçundan beraat talep etmiştim. ‘Hedef gösterme’ suçundan ise cezalandırma istemiştim, mahkeme beraat vermişti. Bu beraat kararı da benim temyizim üzerine bozulmuş diye medyada okudum.”
Şener, son mesajında, Kara doğru söylemiyor” diyor:

“Gizli belge temin etmediğim mahkemede ispatlandı. O yönden beraat istemekten başka seçeneği yoktu.
Hedef göstermekten ceza istedi, ama mahkeme beraat verdi. Savcı, Yargıtay’a itiraz etti. Yargıtay, Savcı’nın isteğinin tersine beraatı onadı. Ama çok sonra, -Savcı’nın hukuki görüşüyle değil- Erteleme Yasası gereği, beraatı ertelemeye çevirdi.”

ŞAFAK YÜREKLİ-İBRAHİM SEZER:
‘Bizim üzerimizden aklanma çabası’ 
Celal Kara, Askeri Casusluk Davası bittiğinde bazı sanıklar kürsüde benim bulunduğum yere izin isteyip yaklaşarak ayrı ayrı teşekkür etti” derken de Tuğamiral Şafak Yürekli ve emekli Albay İbrahim Sezer’in adlarını vermişti. Bu iki isimden de yalanlama geldi: 

Tuğamiral Şafak Yürekli, “Kara’nın açıklamaları gerçeği çarpıtmaktadır” diyor: 
“Savcı’nın esas hakkındaki mütalaasında biz Atatürk’ün subaylarına casusluktan ceza talep etmemesinden duyduğum memnuniyeti, nihai savunmamda ifade ettim. Bunu burada da tekrar söylüyorum. Savcı’ya teşekkür etmem ise hiçbir ortamda, asla ama asla söz konusu olmamıştır. 
Kararın açıklanmasının hemen akabinde Savcı’yı salondan çıkmadan yakaladım ve verilen hükmün bir hukuk katliamı olduğunu, aslında bu kararın, subaylar üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şeref ve itibarını zedelemek için verildiğini de içeren en şiddetli tepkiyi kendisine aktardım. Buna mahkeme salonunda bulunan herkes şahittir. Savcı’nın bunu saptırmaya çalışarak bizim üzerimizden kendini aklama çabalarının beyhude olduğunu, yüce Türk milleti yakında öğrenecektir.” 
Emekli Albay İbrahim Sezer’in açıklaması ise şöyle: 

“2 Ağustos 2012 günü karar duruşması sonrası benim ve adı geçen sanıkların, mahkeme sonrası heyet apar topar çıktıktan sonra yalnız kalan Celal Kara’dan izin isteyerek kürsüye yaklaştığı doğrudur. Ancak burada kendisinin iddia ettiği tarz bir konuşma geçmemiştir. Ben kendisine, ‘Bu davada haksız yere ceza aldık, siz bizlere bir sürü ceza kestiğiniz için rahat mısınız?’ dediğimde kendisi, ‘İbrahim Bey, inanın elimden geleni yapıp cezaları hafiflettim, ama mahkemenin takdiri bu’ diye adeta çaresizliğini dile getirmiş, neredeyse bu durumdan ve acizliğinden dolayı devletin Cumhuriyet Savcısı olarak özür diler pozisyona düşmüştür. Yine kendisi ‘Bu karar, Yargıtay’da inşallah düzelecek’ demiştir. Konuşmanın hitamında, sözleri dinlendiği için medeniyet gereği ‘Sağ olun’ diyerek yanından ayrılan sanıklar için, ‘Kendilerine ceza vermediğim için bana teşekkür ettiler’ demesi, Savcı’nın ruh halini ortaya koymaktadır. Aramızda geçen konuşma, mahkemenin görüntülü kayıtlarında mevcuttur. 
Kaldı ki Savcı bu kumpası gördüyse, niçin 21 ay boyunca suçsuz ve haksız yere yatarken benim için bir kez bile tahliye talebinde bulunmamış, nihayetinde 15 yıl 7 ay ceza almamı sağlayan mütalaayı vermiştir. Bunu Türk halkının takdirine bırakıyorum.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları