-Yapılacak her şeyi yaptım. Artık sıra siyasete geldi.
Karşımdaki genç meslektaşım haklıydı. Yazılı ve görsel basında muhabirlik yapmış, bölümler yönetmiş, ilginç röportajlara imza atmış, kitaplar yazmış, kanallar yönetmiş, kanallar kurmuş, kurumsallaşmış bir gazeteciydi Tuncay Mollaveisoğlu.
Bazı insanlar vardır, kimi kavramlardan söz edildiğinde aklınıza onlar gelir.
Benim için de Tuncay Mollaveisoğlu öyle biri. Ne zaman yolsuzluk ve yoksulluk kavramları telaffuz edilse aklıma Kanaltürk televizyonunda 2004- 2008 arasında dört yıl süreyle “Yolsuzluk ve Yoksulluk” programını yönetmiş olan Tuncay Mollaveisoğlu gelir; bir de, alçakgönüllü, sakin hali ve dosyalarına hâkimiyetiyle hesap uzmanı geçmişinin izlerini yansıtan CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu. Program Tuncay’ındı, ama bu ikili çoğu zaman birlikte görünürler ve fevkalade başarılı bir ortak çalışma gerçekleştirirlerdi.
***
“Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda”, “Boz Yap Oyunu”, “Görünmez Holding” ve “Güve” başlıklı dört de kitabı olan Tuncay Mollaveisoğlu yazılı ve görsel medyanın her alanında çalıştıktan, birden fazla televizyon istasyonu kurduktan, birçok ödül kazandıktan sonra, yolsuzluk ve yoksulluğa karşı mücadelede etkinliğin siyasette daha fazla olduğunu düşündüğünden, haziran seçimleri için İstanbul 1. bölgeden aday olmak üzere CHP’ye başvurmuş.
Siyasete atılma nedenini açıkladığı için onu atlayıp asıl soruya geliyorum:
-Neden CHP?
Genç ve parlak meslektaşım hiç tereddüt etmeden açıklıyor nedenlerini:
-Cumhuriyetçiyim, demokrasiden, özgürlüklerden, laiklikten yanayım; emeğin yanındayım, yolsuzluk ve yoksullukla savaşımı sürdürmek istiyorum...
Duruyor ve hiç eksik olmayan gülümsemesini biraz daha belirginleştirerek ekliyor:
-Bütün bunlar ancak CHP çatısı altında savunulabilir.
Gazetecilik ile aktif siyaset arasındaki çizgi çok incedir, hele sürekli dosyalı çalışmış, araştırmacı gazetecilikte Tuncay Mollaveisoğlu gibi ödüller bile kazanacak kadar başarılı olmuş olanlar için, gazetecilik siyasete sağlam bir altyapı oluşturur ama yine de önemli bir fark vardır.
***
Gazeteci, neyin iyi gitmediğini, aksadığını belirtir; onun işlevi eleştirmek, aksayanı, yozlaşanı ortaya sermektir.
Oysa siyasetçi, aksayan konularda sorunlara çözümleri yaşama geçirmek zorundadır.
Bu durumda gazeteciye sorulmayan şu soru siyasetçiye sorulur:
-Peki arkadaş, bu konuda çözüm önerin ne?
Tuncay Mollaveisoğlu’nun da, yıllarca emek verdiği yoksulluk yolsuzluk konusunda bu soruyla karşılaşması kaçınılmazdır:
-Peki arkadaş, çözüm önerin var mı? Varsa ne?
-Var! diyor genç arkadaşım.Sonra ekliyor:
-CHP’nin de yoksullukla mücadele konusunda, vatandaşın günlük yaşamında hemen etkisini gösterebilecek projeleri olabilir. Benim önerilerim var, dedikten sonra bir ekleme daha yapıyor.
Türkiye’nin en önemli sorunu eğitim, CHP’nin en önemli sorunu da ülke çocuklarına sahip çıkmak. O alanda da şimdiden yapılacak şeyler konusunda önerilerim var.
Şu anda Haziran 2015 seçimlerinden sonra uzun süre siyaseti götürecek kadrolarını oluşturuyor CHP yönetimi, özellikle kontenjan adaylarında geleceğin parti kadrolarının oluşturulmasına katkı çok önemli bir ölçüt.
Bakalım, bu geleceğin kadroları oluşturulurken, bir zamanlar, yolsuzluk ve yoksulluk konularında halkı bilinçlendirmede ve mücadelede Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte çok başarılı bir ikili oluşturmuş olan Tuncay Mollaveisoğlu’na da yer olacak mı?
