Ahmet İnsel

KKTC’de İkinci Yeni Dönemi

28 Nisan 2015 Salı

KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Mustafa Akıncı oyların yüzde 60’ını aldı. Karşısında Rauf Denktaş siyasetinin devamcısı Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu vardı. Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesi, Kuzey Kıbrıs’ta ikinci büyük değişim döneminin başlaması umudunu doğurdu.
Birinci değişim, 2003’te CTP’nin seçimleri kazanması ve Mehmet Ali Talat’ın başbakan olmasıyla başlamıştı. O dönem AKP hükümetinin de destek vermesiyle, Türk tarafı, Denktaş’ın büyük karşı uğraşına rağmen Annan Planı’na destek vermiş ve KKTC’de “evet”in galip gelmesini sağlamıştı. Ardından 2005’te Talat cumhurbaşkanı seçildi. Ama AB üyeliğini garanti etmiş Rumlar Annan Planı’na hayır deyince, çözüm askıya alınmıştı. Sonra “hayır”ın kazanmasının sorumlusu AKEL’in başkanı Hristofyas cumhurbaşkanı seçildi. Yeniden çözüm umudu doğdu, ama müzakerelerin sonu gene hüsran oldu. Hıristofyas- Talat görüşmelerinden geriye çözüm için gerekli detaylı bir mutabakat müktesebatı kaldı. Ne var ki 2010’da seçilen Eroğlu, “en iyi çözüm çözümsüzlüktür” siyasetine geri dönmüştü.
Akıncı’nın seçimi KKTC’de, özellikle gençlerde yeni bir değişim dalgasının yükseldiğini gösteriyor. Aynı zamanda iktidarı dönüşümlü olarak paylaşan partilerin de krizini yansıtıyor. İkinci turda Akıncı’ya koşulsuz aktif destek veren CTP’nin bu gelişmelerden kendisiyle ilgili bazı önemli sonuçlar çıkarması beklenir.
Akıncı’nın seçilmesinin temsil ettiği değişim rüzgârı CTP içinde de esecek. Akıncı’nın seçilmemesi için Eroğlu son anda klasik belden aşağı vuruşlarından birini yaptı. 23 Nisan’da, bir gazetecinin çanak sorusunu bahane ederek, Akıncı’nın arkasında “Fethullah Gülen Cemaati ve Amerika’nın olduğu yönünde zaman zaman söylentiler duyuluyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” dedi. Akıncı buna “Hem Rumcu hem Gülenci nasıl olunur” diye sorarak tepki verdi ve Eroğlu’nun seçimi kaybettiğini anladığı için, son çare olarak AKP hükümetini kışkırtmaya çalıştığını belirtti. Ama “anavatan”ın Eroğlu’ndan bir beklentisi kalmadığından olsa gerek, bu son provokasyonun Türkiye’de yankı bulmadı. Hatta kararsız seçmende ters etki yarattığının işaretleri var.
İkinci turdan hemen önce, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Anastasides, “Mustafa Akıncı’nın seçilmesi durumunda Maraş dahil Güven Yaratıcı Önlemleri görüşmeye hazır olduğunu” ilan ederek ve “çözüm olursa doğalgaz boru hattı Türkiye üzerinden geçebilir” diye ilave ederek, çözüm yolunun nerede olduğunu güneyden göstermişti. CTP hükümeti de, muhtemelen Türkiye’nin de onayıyla, görüşmelerin altı ay önce askıya alınmasına yol açan Barbaros sismik araştırma gemisini ihtilaflı sulardan çekerek, Anastasides’in görüşme masasına geri dönmesinin önünü açmıştı. Güney’deki gözlemciler, Kıbrıs Rum toplumunun Kuzey’deki seçimlerle ilk defa bu kadar çok ilgilendiklerini belirtiyor.
Mustafa Akıncı Kıbrıs sorununun insan hakları temelinde çözülmesini savunuyor. Türkiye ile KKTC’nin ilişkilerinin anavatan-yavruvatan değil, iki kardeş ülke ilişkisine dönmesini talep ediyor. Maraş’ın BM gözetiminde hemen iskâna açılmasını önerirken, KKTC’de hüküm sürmeye devam eden Türkiye devletinin yoğun vesayetine son verilmesi gereğini dile getiriyor. Akıncı geçmişte de hep bunları açıkça savundu ve Türkiye devleti nezdinde hep olağan şüpheli konumunda oldu.
Akıncı’yı cumhurbaşkanı yapan değişim rüzgârının ön esintisi bundan bir ay önce gelmişti. “Türkiye Türklerindir” gazetesi bu haberi “Korkulan Oldu!” başlığıyla vermişti. Korkulan, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun (KTFF) Rum kesiminin futbol federasyonuna üye olmasıydı. İki yıl önce imzalanan ama milliyetçi çevrelerin tepkisiyle askıya alınan anlaşma, bu kez yürürlüğe girdi. Türkiye’den Demirören’in hükümet güdümlü KKTC’de şube açması girişimine KTFF yönetimi karşı çıkmış ve engellemişti. Kıbrıs’ta futbol birliğinin kurulması, federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti umudunun küçük bir işaret fişeği olarak algılandı. Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesi ve bunu iktidardaki CTP’nin koşulsuz desteklemesi, bu umudu, yeni değişimi, bir İkinci Yeni’yi iktidara getirdi.
Ece Ayhan İkinci Yeni’yi “sivil şiir” olarak da tanımlar. Mustafa Akıncı da, Kıbrıs Türk topluluğunda ikinci değişimi, bir tür İkinci Yeni’yi temsil ediyor.

Not: http://www.mustafaakinci. com sitesinden Akıncı’nın “2015-2020 Cumhurbaşkanlığı Rehberi” broşürüne ulaşılabilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları