İki Tutam Saç - Dersim'in Kayıp Kızları *
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

İki Tutam Saç - Dersim'in Kayıp Kızları *

27.11.2011 05:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n\n\n

Çok yıllar önce yaklaşık otuz yıl, Almanyaya gitmiştim, orada yaşama tutunmaya çalışan insanlarımızla röportaj yapacaktım. Rastlantı bu ya, Nazi soykırımını belgelerle anlatan Horocoust belgeseli, Almanyada ilk kez gösteriliyordu. Hangi Almanın kapısını çalıp belgeselden söz etsem, derin bir suskunlukla karşılaşıyordum. Adeta şok olmuşlardı, çünkü Alman okul kitaplarında şöyle bir geçiştirilen soykırım ilk kez bu denli yalansız, dolansız belgelerle gösteriliyor ve onlara geçmişi anlatıyordu.

\n

Şimdi nereden o günlere döndüm, çünkü Türkiye Cumhuriyet tarihinin en karmaşık, en gizlenmeye çalışılan vakalarından biri, 1937-38 yıllarında Dersimde yaşanılan olaylar, beklenmedik bir biçimde konuşulmaya başlandı. Olayları çeşitli nedenlerle duymuş olanların bellekleri tazelendi ama ilk kez bu olayları duyan genç insanları ağır bir travma bekliyor.

\n

Anlatılan zulüm karşısında gerçekten insanın dayanması çok zor. Ama madem, konuşmaya başladık öyleyse sonuna kadar gidelim. Genelde devlete karşı bir isyanın bastırılması olarak bildiğimiz Dersim olaylarında yüzlerce acılı hikâye gömülü, bu hikâyelerden biri de Dersimin kayıp kızları.”

\n

Nedir Dersimin kayıp kızları?” Dersimde yaşanan, isyan bastırma sırasında ailelerinden koparılıp ve özellikle subay ailelerinin yanına evlatlık olarak verilen pek çok kız çocuğu olduğu biliniyor. Bunlar bir daha ailelerini görmüyorlar, başka bir hayatı yaşamak zorunda kalıyorlar.

\n

Kulaktan kulağa yayılan bu olayı, bir belgesel İki Tutam Saç - Dersimin Kayıp Kızlarıbize çok açık gösteriyor. Doğrusu ben iki yıl önce izlediğim bu belgeselin, şimdilerde televizyonlarda gösterilmesini, daha da ileri gidelim, tüm partilerin isteğiyle, Mecliste gösterilmesini isterdim. Benim bu dileğim yerine gelmeyecek, öyleyse ben size filmin hikâyesini anlatayım:

\n

Yapımı üç yıl süren, çekimleri Adıyaman, Dersim, Bursa ve İstanbulda gerçekleşen film Huriye Arslan ve Fatma İçinin anlatılarıyla başlıyor. İki kayıp kadın, 70 yıl sonra Adıyamanda buluşuyorlar. Tek başlarına konuşurken acılardan, travmalarından, suskun geçirdikleri yıllardan, anne-babalarını, kardeşlerini özlediklerinden bahsediyorlar. Zaman zaman gözyaşlarıyla... Ama ailelerine kavuşma istekleri o kadar güçlü ki, kimi zaman hayatlarından vazgeçme noktasına geldiklerinde bile, bu güç onlara yaşama sevinci veriyor. Ve onların yaşama tutunmaları karşısında hayranlık duyuyorsunuz.

\n

Birlikte görüntülendikleri karelerde ise çoğunlukla çocukken oynadıkları oyunları, yarım yamalak hatırladıkları anıları, bazen gözleri dolsa da hep yüzlerinde geniş bir gülümsemeyle anlatıyorlar. Arslan ve İçinşanslıkayıplardan. Zira 70 yıl sonra olsa da yakınlarını bulmuşlar. Ancak Dersimde ailelerinden kopartılan ve hâlâ kayıp olan çok sayıda kadın var.

\n

Filmde kız çocukları başka bir hayat için ellerinden alınan ailelerin de hikâyeleri var. Kendisine kaybolan ablalarından birinin adı verilen Şemsi, iki ayrı bez parçasına sarılı iki tutam saçı gösteriyor. Annesinin kayıp olan iki ablasının özlemlerine dayanmak için, onların kâküllerinden kestiği iki tutam saçı nasıl sarıp sarmaladığını ve ölene kadar da koynunda sakladığını anlatıyor. Sonra annesine kızarak Neden bunları bana bıraktın? Ben bunlarla nasıl yaşayacağım? Bunları kimlere bırakacağım?diyerek feryat ediyor. Ve hep ağlıyor.

\n

Bu filmi izleyen gencecik bir çocuğun feryadını da buraya almak istiyorum. Bu travmayı nasıl atlatacağız hiç bilmiyorum.

\n

O anlattıkça ben ağladım. Ben ağladıkça o anlattı. Meğer ne dramlar yaşanmış bu ülkede. Meğer ne çok şey bilmiyormuşuz biz. Meğer ne çok şeyler gizlenmiş hepimizden. Tanıdığımızı sandığımız insanlar meğer tanımadığımız, bilmediğimiz insanlarmış! Doğduğum büyüdüğüm yerde, Adıyamanın Kâhta ilçesinde, Fato Paşa veya Fatma Abladiye bildiğimiz o koca çınar meğer ne çok badirelerden geçmiş de haberimiz yokmuş!

\n

Meğer Fato PaşaDersimin kayıp kızlarından biriymiş dostlar!

\n

Not: İki Tutam Saç - Dersimin Kayıp Kızları”, Yönetmen Nezahat Gündoğanın belgeseli

\n

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025