Çağlayan’da Neler Oluyor?
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Çağlayan’da Neler Oluyor?

02.02.2014 02:07
Güncellenme:
Takip Et:

Devleti soyanlar güvende...
Düşünsenize polis sizi takip etse, Emniyet’in başı babanız...
Savcı peşinize düşse, Hükümet’in başı babanız...
Yakalansanız bir yol bulur serbest kalırsınız; olmadı yolsuzluğu belgeleyen savcı görevden alınır, iddianame yeniden yazılır, aklanırsınız. Şu anda yapılan tam da bu...

***

17 Aralık soruşturmasını yürüten polisler hakkında “örgüt” incelemesi başlatıldı.
17 Aralık soruşturmasını sürdüren 4 savcıdan 3’ü de dahil 90 savcı görevden alındı.
Önce başsavcıyı değiştirdiler; yeni gelen başsavcı, “Esaslı değişiklikler yapacağım. Buraya geldiğimiz belli olsun” dedi.
Bir hafta sonra yolsuzluk dosyası, soruşturmayı yürüten savcılardan alındı, yeni savcının odasına taşındı. Adliye koridorları günlerdir bu el değiştirmenin haberleriyle kaynıyor.

***

17 Aralık soruşturmasının savcıları bir haftaya kadar iddianameyi tamamlayacaktı. Bir bakanın oğluna 336 yıl, bir diğerininkine 137 yıl hapis isteyeceklerdi.
Tıpkı Deniz Feneri’nin savcıları gibi, bu savcılar da önce “Pusu hazırlıyorlar” türü manşetlerle hedef haline getirildi, birkaç gün sonra da işten el çektirildi.
Deniz Feneri dosyası, asıl savcılardan alındıktan sonra “güvenli eller”e teslim edilmiş ve ardından tahliyeler gelmişti.
Benzer bir akıbeti, “17 Aralık dosyası” yaşıyor:
Soruşturmayı devralan savcıların Çağlayan’daki kod adı; “embedded”...
Bu kavramı bizim meslektaşlar, Irak işgalinde iktidarın yanında saf tutan gazetecilerden hatırlar.
Yeni düzene göre zaten savcılara pek iş düşmeyecek.
Yeni Başsavcı bir “Teknik Büro” kurdu. Başına da bir vekilini koydu. Artık bir savcı, “Bakan’ın oğlu şu anda bir otelde rüşvet pazarlığı yapıyor. Teknik takibe alalım” derse bu talebi mahkemeye değil, “Teknik Büro”ya iletecek. Onlar uygun bulursa talep mahkemeye gidecek.
İşte o Teknik Büro, birkaç gündür eski savcıların el koyduğu dijital materyalin peşinde... Çünkü -UYAP’a yüklenenlerden anlaşılıyor ki- bütün deliller o materyalin içinde...
Öncelikle, görevlendirilen siber bilirkişilerin işine son verdiler. Uzmanların, inceleme aletlerini bile almalarına izin vermeden, dijital incelemeyi durdurdular. Materyale el koyup bir odaya kilitlediler. Kapının kilidini de değiştirdiler.
Bu arada Adliye’deki güvenlik kamerası, görevden alınan savcının oda kapısına doğru çevrildi. Kapıya istihbaratçı olduğu tahmin edilen biri yerleştirildi. Odaya girip çıkanlar takibe alındı.
Bu arada çöpe atılan iddianamede “örgüt yöneticisi” olarak hakkında en az 200 yıl hapis istenmesi beklenen bir kişi tahliye edildi. Malvarlığına konulan tedbir kararı da kaldırıldı.
Görevden alınan savcının itirazı, mahkemeye iletilmedi.

***

Devasa bir yolsuzluk böyle kapatılabilir mi?
Zor.
Fes düştü, kel açıldı artık...
Bundan sonraki her usulsüz çaba, hırsızla beraber, onu kollayanı da çamura bulamaya, işbirlikçi saymaya yarar ancak...

Haberi yazamazsan, soru önergesini yaz
1980’lerin ortalarıydı.
12 Eylül’ün kâbusu bitmemişti, ancak Danışma Meclisi’nden farklı sesler yükselmeye başlamıştı.
Rahmetli Ercan Arıklı’nın Nokta dergisindeydim.
Yolsuzluk haberleri alırdık; dünyanın en zengin Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Türkiye’de olduğunu mesela...
Ya da askeri ihalelerde büyük rüşvet döndüğünü...
Öğrenir, yazamazdık.
Ancak bir çıkış yolu bulmuştuk:
Her nasılsa vetoları aşmayı başarıp Danışma Meclisi’ne girebilmiş vekiller vardı. En bilineni rahmetli Halkçı Parti milletvekili Cüneyt Canver’di. Fikri Sağlar’la birlikte Meclis’in en cesur muhaliflerindendi. Ona elimizdeki bilgileri verirdik. O, bir soru önergesi haline getirirdi. Böylece haber resmileşirdi. Ve soru önergesindeki bilgiler, Nokta’nın kapağından halka ulaşırdı.
Aradan 30 yıl geçti.
Dünkü gazetelere baktım; Evren’in sansürünü aşmak için kullandığımız yöntemin, Erdoğan’ın sansürüne karşı kullanıldığını gördüm.
Başbakan’ın, Sabah-atv’nin satışı için kendisine yakın bazı işadamlarından havuz oluşturduğu konusu, aylardır dillerde... Nihayet bu pazarlığın ses kayıtları birkaç gün önce internete düştü. Yine merkez medyaya yansımadı.
Sonunda CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, konuyu bir önerge haline getirip Başbakan’a sorunca iş alenileşti, ürkek gazetelerin sayfalarına yerleşti.
Dün öğrendik ki, Oran’a resmi kanallardan, “Soru önergesini sitenden kaldır” uyarısı gelmiş.
İşte bu kadarına 12 Eylül generalleri bile cüret edememişti.  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016