Avrupa’da İslam eşit ‘IŞİD’ mi oldu?

21 Kasım 2015 Cumartesi

“Varsayalım Bin Ladin’i öldürdük!” diye yazıyordu İslamafobi Avrupa’sının “Jan Dark”ı Oriana Fallaci, 11 Eylül’ü izleyen günlerde ve ekliyordu: “Artık on binlerce Bin Ladin var dünyada. Yalnız Arap ülkelerinde yaşamıyorlar. Her yerdeler. En cengâverleri de Batı’da! Bizim kentlerimizde, bizim sokaklarımızda, bizim üniversitelerimizde, bizim teknoloji ağımızın içindeler. En kalın kafalı insanın bile kullanabileceği teknolojimizi kullanıyorlar. Cihat çoktan başladı. Ve ancak engizisyonda görülen bir inanç katılığı ve hainliği ile yol alıyor. ‘Bin Ladin=İslam dünyası’na muhatap olmak imkânsız. Onlara hoşgörü göstermek intihar demek. Tersini düşünenler, hayal kuruyor.”

‘Avro-Arabistan yangını’
“Uygarlık çatışması”nın bayrağı olan ünlü gazeteci-yazar Fallaci, bu satırları sıcağı sıcağına ikiz kulelerin düşüşünden hemen 18 gün sonra yazmıştı. 29 Eylül’de “Corriere della Sera” gazetesinde yayımlandıktan sonra “Öfke ve Gurur” adıyla 1 ay içinde 1 milyon satan bir “best-seller”e dönüşen kitap; 16 dile çevrilerek dünyaya yayılmıştı...
“İslam bize cihat açtı, siz farkında değilsiniz!” diye alarm veren; “Bunun ters yönden bir Haçlı seferi olduğunu anlamıyor musunuz? Buna ‘onlar’ cihat diyor. Cihat bizim ruhumuzu hedefliyor. Karşı koymazssak zafere ulaşacak!” diye üsteleyen; evreni “biz” (Batı) ve “onlar” (Müslümanlar) şeklinde ikiye bölen; “kin-nefret apartheid”ı ile ayırıp “ötekileştiren” Fallaci; Hungtington’ın “entelektüel düzlemde” irdelediği “uygarlık çatışması”nı halka indiriyordu…
11 Eylül ertesinde bu sebeple popülaritesine popülarite katan Fallaci; “ırkçı-Avrupa sağının” rakipsiz kahramanı olmuştu.
Kendisine “Wake up Occidente!” söylemiyle “Batıyı uyandırmak!” misyonunu biçen gazeteci-yazar; iki saptama yapıyordu:
1. “Avro Arabistan/Euroarabia” adını verdiği AB düzeni sayesinde Müslümanların Avrupa kentlerinde saltanat kurduğunu, “şehirler içinde şehirler” yarattıklarını; kendi mahallelerini, lokantalarını, okullarını, hastanelerini, mezarlıklarını, ibadethanelerini açtıklarını söylüyor, Müslümanların girdikleri her yerde “Batı’nın yaşam tarzı ve anlayışını” tersyüz ettiklerini anlatıyor; “Uyan Batı uyan!” diye atarlanıyordu:
“İslamın Batı’ya açtığı savaş bir kültür savaşı… Bizim ruhumuzu, yaşam tarzımızı, hayat felsefemizi, var oluş biçimimizi, özgürlüğümüzü, yeryüzü duruşumuzu teslim almak istiyor. Biz bir yangını yaşıyoruz. Dünümüz, bugünümüz, yarınımız alev alıyor… Bu yangını, Avro-Arabistan söndüremez. Avrupa özgün Avrupa kalarak yaraya merhem olabilir” diyerek kestirmeden Avrupa’dan Müslümanları atmak gerektiğini savlıyordu.
2. İslamı ilaveten… “Bin Ladin”e eşitliyordu… “Radikal, ılımlı, mütedeyyin, geleneksel İslam” ayrımlarına karşın, Fallaci’nin gözünde İslam damardan katıksız “Bin Ladin İslam”ıydı.

‘Fallaci haklıymış!’
14 yıl öncesinin “Fallaci kuramını” burada sil baştan hatırlatmama yol açan neden; “Paris saldırıları” ardından yazarın kazandığı yeni itibar...
Son bir hafta içinde özellikle yazarın anavatanı İtalya’da “Fallaci ne kadar haklıymış!” cümlesini kaç kez duyup okuduğumu hatırlamıyorum...
Fallaci’nin görüşlerini papağan gibi gazete köşelerinde/TV’lerde tekrarlayan kişiler bundan böyle tek farkla artık “İslam=Bin Ladin” değil; “İslam=IŞİD” görüşünü işliyor.
Avrupa kamuoylarını “sağduyuya” çağıranlar da elbette ki var. Ama tıpkı 11 Eylül ertesi günlerde olduğu gibi, “savaş” söyleminin üst perdeden dile getirildiği ve “terör korkusu”nun her yeri teslim aldığı bir ortamda; “aklıselim”in sesi cılız çıkıyor.
“Paris saldırıları” Eski Kıtayı 14 yıl geri savurdu. Geri savurmanın ötesinde yerleşik bütün klişeler ve önyargıları kemikleştirdi. Buradan devam.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları