Yine Davos zamanında

21 Ocak 2016 Perşembe

Kapitalist dünya sistemi krizle daha derin kriz arasında gidip gelirken “dünyanın efendileri” oldukları varsayılan tiplerin yıllık toplantısı Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Davos zirvesi başladı.

Yeni fantezimiz
Financial Times’da Thornhill, WEF için, “küresel elit arasında konvansiyonel aklın (yeni fantezinin - E.Y.) oluşmasında her yıl son derecede başarılı bir işlev üstlenir” diyor ve ekliyor: “Sorun şu ki konvansiyonel akıl hemen her zaman yanlıştır”. Bu yıl WEF’un ana teması, BBC başta, medyanın hemen üzerine atlamasından anlaşılabileceği gibi yeni bir fantezi: “IV. Sanayi Devrimi”. Bu fantezi zirvenin kurucusu Klaus Schwab’ın son kitabından geliyor.
Schwab’a göre, 18. yüzyılın ulaşım, makine devrimi, 19. yy’nin kitlesel üretim devrimi, 1960’lardaki bilgisayar devriminden sonra, bu kez robotlara, yapay zekâya, internete, otonom taşıt araçlarına, 3D baskıya dayanan bir “IV. Sanayi Devrimi” yaşanıyor. Schwab, bu “devrimi”, III. “Devrimden” ayırabilmek için de teknolojik gelişmelere ilişkin daha “etkili, kapsamlı, hızlı” gibi niceliksel farkları betimleyen kavramlar kullanıyor. “IV. Sanayi Devrimi”nin, bilgisayar ve dijitalleşmenin devamı olmaktan öte nasıl bir niteliksel özgünlüğü içerdiği anlaşılamıyor. Ayrıntılı bir değerlendirme için Jeremy Rifkin’in Huffington Post’taki yazısına (01/14/16) bakılabilir.
Schwab’ın kendisinin de “biraz aceleye geldidediği (Financial Times) kitabının yayımlandığı günlerde, teknolojik gelişmelerin ekonomik büyüme, emek verimliliği üzerindeki etkilerini araştıran çalışmalarıyla 20 yıldır dikkat çeken (benim de kimi zaman aktardığım) Prof. Robert Gordon’un “ABD’de ekonomik büyümenin iniş çıkışları” başlıklı kitabı yayımlandı. Washington Post’tan Samuelson, Gordon’un çalışması için bu yılın en önemli kitabı olmaya aday diyor.
ABD teknolojik olarak en ileri ülkelerden biri olduğundan, Gordon’un bulguları anlamlı. Gordon kitabında, ABD’de teknolojik gelişmelerin emek verimliliği üzerinde yalnızca 1870-1970 arasında önemli bir katkı yapabildiğini gösteriyor.Çünkü bu dönemdeki, elektrik, telefon, iç patlamalı motor, uçak, plastikler, sentetik elyaflar, televizyon, antibiyotikler, ev içi su ve tuvalet sistemleri, özgün, temel ama tekrarlaması olanaksız, etkilerini hâlâ yaşadığımız gelişmelerdi. Son OECD verimlilik raporunu da göz önüne aldığımızda, Schwab’in “IV. Sanayi Devrimi”nin emek verimliliği, ekonomik büyüme üzerinde kayda değer bir etki yapamadığını görüyoruz.

Asalak ve çürüyor
Bir kavram, içi boş olmasına karşın büyük ilgi çekiyorsa, “ne işe yarar” diye sormak gerekiyor. Bu sorunun cevabını bize, Scwab’ın en başarılı örnekleri olarak sıraladığı, Uber, Facebook, Alibaba, Airbnb gibi, bir şey üretmeden ya da ticaretini yapmadan, üretim ve ticaret üzerinde asalak yaşayan şirketler veriyor: “IV. Sanayi Devrimi”, kapitalist sınıfın 19. yüzyılın sonunda, “finans-kapital” ile başlayan asalaklaşmasının hızlandığını, kapitalizmin gelişme potansiyellerini kaybettiğini gözlerden saklamaya yönelik bir fantezidir.
Bu kavram ve Küresel Risk Raporu’nun bu yılki içeriği, birlikte değerlendirildiklerinde kapitalizmin geldiği aşamayı sergiliyorlar. WEF’un Küresel Riskler raporu, asalaklaşmaya eşlik eden çürümeyi belgeliyor. Rapor risklerin giderek artmaya, kesişmeye başladığını vurguluyor, 2016 yılı ve gelecek 10 yıl için bir en önemli riskler listesi sunuyor. Küresel iklim krizine karşı önlem alma başarısızlığı, su krizleri, geniş çaplı zorunlu göçler, bölgesel etkiler yaratabilecek devletler arası çatışmalar, ulusal düzeyde yönetim iflasları, derin toplumsal istikrarsızlıklar bu listenin başında geliyor.
Diğer bir deyişle, kapitalist sınıfın ekonomik asalaklaşması ilerlerken temsilcilerinin, toplumsal ve ekolojik sorunları yönetme, gezegende yaşamı koruyabilme kapasiteleri de hızla geriliyor. Bu yüzden yeni fanteziler gerekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları