Adamın Hası

09 Mart 2014 Pazar

Adamın hası, ayrılıkta belli olur.
Kadınlarla tanışırken, sevişirken, işler yolundayken, hepsi kibar görünür; kur yaparlar, kapı açarlar, sandalye tutarlar, çiçek alırlar; ağızlarından bal damlar.
Sonra gün olur, ayrılık kapıyı çalar.
İşte o zaman, vitrin kırılır, cila dökülmeye başlar.
Uygar sandığınız o adam, anında yoldan çıkar; bağırır yok yere, dili çatallaşır, birden küstahlaşır.
Kıskanç, pinti, aksi bir magandaya dönüşür.
Durup dururken eski defterleri açar, unutup gittiğiniz bir gecenin, sohbetin, kişinin hesabını sorar.
Sen zaten…” girişiyle başlayan suçlamalar, “Ben aslında…” itirafıyla devam eder.
O konuştukça fark edersiniz ki, siz kendinizi feda ederken, o bambaşka yollara sapmıştır. Gizliden gizliye sizi izlemiştir, odanızı, çantanızı kurcalamıştır, konuşmalarınızı, görüşmelerinizi kaydetmiştir. Cebinde, kalbinde her an çekilmeye hazır hançerler gizlemiştir.
Anlarsınız ki aslında hiç güvenmemiş, hiç sevmemiştir.
“Ben bu adamın nesini sevmişim” diye iç geçirirsiniz; kendinizi ihanete uğramış hissedersiniz.
Ama artık çok geçtir.
Adam, kendini ayrılıkta belli etmiştir.

***

Yakın tarihimizin en gürültülü ayrılığını izliyoruz bir süredir...
Hiç bitmez sandığımız bir ilişki, gümbür gümbür dağılıyor.
Oysa yıllardır nasıl bağlılardı, nasıl hayranlardı birbirlerine; “yedikleri”, içtikleri ayrı gitmiyordu.
Karşılıklı övgüler düzüyor, araya giren okyanuslara lanet ediyor, birbirlerine aracılarla hasret satırları gönderiyorlardı.
Biri, öbürünün hediyesini başucunda saklıyor, diğeri, hasretlisinin yolladığı kitaptaki imzayı herkese gösteriyordu.
Yeni bir nesil, inançlı, gürbüz çocuklar yetiştirmişlerdi birlikte; onunla övünüyorlardı.
Geleceğe umutla bakıyor, daha on yıllarca payidar olmayı umuyorlardı.
Heyhat; olmadı.
Nazar değdi birlikteliklerine; dağıldılar.

***

Hem de ne dağılmak…
Bir gece içinde mübarek hayır dualarının yerini lanetli beddualar alıverdi.
“Ne istedin de vermedim, nankör” sözleri ağızlardan çıkıverdi.
O sadık maşuk, “Meğer koynumda yılan beslemişim” diye delleniverdi.
Sonra birbirlerinin sırlarını döktüler ortalığa…
Biri diğerinin bütün konuşmalarını dinlemişti, öbürü sevdalısını ‘çocuğu olmuyor’ diye çekiştirmişti.
Anladık ki aslında bu çıkar ilişkisinde birbirlerinden oldum bittim nefret etmişlerdi.
Onlar birbirlerini şeytanlıkla suçlarken birbirlerinin bütün pisliği ortaya dökülüverdi.

***

“Adamın hası ayrılıkta belli olur” dedik ya…
İlişkinin başında, Romeo rolünde tırmandığı balkonda mutlu yarınlar vaadiyle serenat yapan adam, şimdi ağzından öfkeli bela sözcükleri saçarak ayrılıyor iktidardan…
Eski sevdalısının açık ettiği gerçek yüzü ortaya çıktıkça, “Yaptımsa yaptım. Ne var bunda” diye meydan okuyor.
Nicedir bu illüzyonda tutsak kalanlar, ağır ağır uykudan uyanırken “Ne var ki bunda” sorusuna, hak ettiği cevabı vermeye hazırlanıyor.
Liderin hası da, belalısı da, devrilirken belli oluyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları