Mart Mucizesi
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Mart Mucizesi

12.03.2014 01:50
Güncellenme:
Takip Et:

Araba, yağmurla yıkanan gecenin karanlığında, İstanbul’un güneydoğusundan kuzeybatısına uçar gibi gidiyor. Direksiyonda bir güzel insan, Mehmet Kabasoğlu. Altı yıl önce tanışmazdık. Bizi, ortak bir dava, haksız yere hapse atılan Tuncay Özkan’ın çevresinde dayanışmak zorunluluğu bir araya getirdi.
Sabırsız tekerlerin altında kayarken kilometreler, düşünüyorum: Yıkılmadık, yıkamadılar, ayaktayız! 1994 kara gün geçmiş özgürlükle özgürlük arasında ve ne içerdeki suçsuz tutsaklar yitirmiş mücadele güçlerini, ne dışarda Ergenekon, Balyoz ve diğer müfteri davalarla içeri atılan, tasfiye edilen masumların masumiyetini haykıran, hukuksuzlukla mücadele etmeye çalışan bizler. Sanki yaşanmamış gibi altı koca yıl, taptaze bir güçle hazırız insanlığı, hukuku ve doğruları savunmaya.

***

Ama farkındayım: Türkiye’nin gerçek bir demokrasi, eşitlikçi, laik ve yansız bir Cumhuriyet, dürüst bir hukuk devleti olması için verdiğimiz savaşta, ölüm kalım muharebesine girildi. İçerdeki hain sayısı, bir zamanlar baş düşman diye belletilen Yunanistan nüfusundan daha fazla bir ülkede, bu savaşı kazanmak kolay değil...
Ne var ki yaşadığımız topraklar, en beklenmedik olayların en kolay gerçekleşebildiği, kötülüğün bereketine karşı iyiliğin mucizeler yaratabildiği bir coğrafya.
Ve bu gece, işte o mucizelerden biri gerçekleşti: Şer kuramcıları ile şer kurumcuların girdiği ölümcül iktidar savaşında Silivri’deki haksız ve hukuksuz yargı çöktü, suçsuzların hepsi değilse de bazıları nihayet özgürlüğüne kavuştu.

***

Tuncay Özkan’ın her şeyden önce kızı Nazlıcan ve eşi Duygu’ya kavuştuğu pazartesi akşamı, ilk günden beri yanında olan dostları ve kendisinden önce tahliye edilen zindan arkadaşlarıyla buluşması, tahmin edebileceğiniz gibi çok duygulu, çok sevinçli anlardı.
Odatv davasından beri oğlumuz, kızımız gibi sevdiğimiz Barış ve Özge Terkoğlu, üç haftalık dünya güzeli bebekleri Ali Derya ile gelmişlerdi. Sevgili Mustafa Balbay geldiğinde, ben çıkmıştım, kuşkusuz bizimkinden çok başka duygularla kavuşmalarını göremedim. Ama onlarca dava arkadaşının kafileler halinde gelip gittikleri Doğa Tepe Restoran’da rastladığım tanıdıkların ortak bir özelliği vardı: Her biri, ya Tuncay Özkan’ın yakını ya da arkadaşı olduğu için bir bedel ödemiş, sıkıntılar çekmek zorunda kalmıştı. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, Adnan Bulut, Elif Yıldız ilk aklıma gelen isimler. Daha niceleri var. Onları, fedakârlıklarını ve korkusuzluklarını yazmam gerekiyor bir gün.

***

Düşünün ki Melih Aşık gibi dürüst gazeteciler, biz Cumhuriyet yazarları, Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay başta, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Odatv gibi düzmece davaların sivil asker, suçsuzları yargıladığını haykırdığımız için faşist damgası yedik, demokrasi düşmanı ilan edildik, bu ülkede, artık her gün yeni bir rezilliği ortaya çıkan bu kokuşmuş medyada; AKP iktidarına övgüler düzerken tepetaklak olunca muhalif kesilen “yetmez ama evet”çi yalaka eskileri tarafından. Bunları da yazmam gerekiyor, tarihe not düşmek için.
Düşünün ki bu düzmece davalarda darbecilikle suçlanan pek çok insan, sanık sandalyesine yan yana oturtulmadan önce birbirini tanımıyorlardı bile. Soner Yalçın ve Mustafa Balbay, Tuncay Özkan’la dargındılar. Tuncay Özkan, zaten daha niceleriyle küs... Adaletsizlik, onları hukukun savunmasında buluşturdu, haksız tutukluluk barıştırdı.

***

Siyasal ve toplumsal fikirlerimiz kadar, savunduğumuz dünya görüşü de farklı olduğu için birlikte program yaptığımız Tuncay Özkan’la, o tutuklanmadan önce yakın arkadaş değildik. Evinin yolunu bile bilmem. Ama Tuncay benden çok daha yakın bazı arkadaşlarının ihanetine uğrar, bazıları tarafından silinirken defterden, herhangi bir suçsuzu savunur gibi onu savunduğum için silindim, kimisi alçak, kimisi korkak arkadaşlarımın defterinden... Tuncay’la dostluğumuz, Silivri sürecinde pekişti, gerçek arkadaşlığa dönüştü.
Soner Yalçın, çok doğru söylüyor: Biz gazeteciyiz ve doğru gazeteciliğin, dürüst haberciliğin savunmasını üstlendik, kenetlendik
Faşizmin 12 Mart 1971 muhtırasının 43. yıldönümünde, demokratik hukuk devletini savunmak için böyle bir birliğe çok iş düşüyor ve çok ihtiyaç var.

G N O K T A S I
BERKİN
Mayıs günleri gelirken Berkin
kelebek avcıları acımasız olur
elleri yüzleri kapkara
nefesleri kan kokar
bahar günleri kadar güzel
kısacık ömrün oldu Berkin
kurtulsun karanlıklardan
aydınlansın diye bütün yeryüzü
çoban ateşleri yakan çocuk zeybeklere
karıştın Berkin
düşünmeden ölümü
nasıl daldılarsa kötülere
Deniz’ler Erdal’lar Mahir’ler
o büyük kavgaya karıştın Berkin
dönerken bir gün şafaklar aydınlığa
hepiniz
küçük beyaz kelebeklerimiz
Mayıs kaplanları olarak döneceksiniz
pençelerinizin altında zalimler kötüler
Sonsuz özgürlüğe kavuştun Berkin.

A.KADRİ ERGİN

>“Çelişki, aptalların gerçeğe taktıkları isimdir.” PAUL VALERY  

Yazarın Son Yazıları

Hemingway’in Türklerle imtihanı

Kurtuluş Savaşı’nın Cumhuriyetle taçlanmasına bir yıl var ve İstanbul işgal altındaydı.

Devamını Oku
21.12.2025
Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025