Ya bizdensiniz, ya sizi bizden yapmayı biliriz

Ya bizdensiniz, ya sizi bizden yapmayı biliriz

18.03.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı’nın, “ya bizdensiniz, ya terör destekçisi” ifadesi ile çok vahim bir eşik daha aşıldı. Dahası, yeni terörist tanımı ile, yani “terörist sadece silahlı olmaz, köşe yazarı da, akademisyen de, sivil toplum örgütü de olur” tarifi ile artık “düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey yok, ağzınızdan çıkan her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir” denmiş oldu. “Ya bizdensiniz, ya kırk satır, ya kırk katır” denmiş oldu. “Ya bizdensiniz ya da çekecek çileniz var”, “ya bizdensiniz, ya da biz sizi bizden yapmayı biliriz” denmiş oldu. “Bizden olmayana terörist muamelesi yaparız, görürsünüz gününüzü” denmiş oldu. Nitekim, hemen ardından barış çağrısı yapan bildiriyi imzalayan, üç akademisyen düşünceleri doğrultusunda yaptıkları basın toplantısı nedeni ile tutuklandı.

Kıskaç altında
Bu ülkede yaşayan herkes, “ya iktidar zihniyetini, ya terörü desteklemek” seçimi ile kıskaç altına alınamaz. İktidar zihniyetini şu veya bu nedenle desteklemeyen herkes neden terörü destekliyor olsun? Belli ki, asıl mesele, terör bahanesi ve yaftalaması ile muhalefet eden herkesi sindirmek, susturmak. Sinip susmalıyız ki, “Neler oluyor, niye oluyor, iktidarın izlediği siyaset dışında çıkış yolu yok mu” gibi sorular sorulamasın. Yoksa, ne demek “terörist sadece silahlı olmaz?” Velev ki çok saçma, çok yadırgatıcı, çok marjinal bir görüş dile getirilmiş olsun, herhangi bir söz, yazı, ifade terörü nasıl desteklemiş olacak? Kim köşe yazısına, akademisyenin ne dediğine bakarak eyleme geçiyor? Var mı, olabilir mi böyle bir durum? Veya, masum insanlara yönelik şiddet, kim ne derse desin, kamuoyunu şiddeti mazur görmeye ikna edebilir mi, var mı bunun örneği? Düşünce ve ifade özgürlüğü tam da, “söz şiddetin yerini aldığı ölçüde şiddet alan kaybedeceği için” önemlidir. Demokrasiler tam da bu nedenle fikir özgürlüğünü önemserler.
Biliyorum, “demokrasiymiş, düşünce özgürlüğüymüş, insan hakkıymış, boş verin bunlar aramıza fesat sokmak için Batılıların dolaşıma soktuğu zehirli fikirler” diye düşünen, zamanında da bu kavramlar üzerinde hiç düşünme gereği duymadan sadece iktidar mücadelesi için araçsal olarak benimseyen iktidar çevreleri için, yukarıda söylediklerimizin hiçbir karşılığı yok. O kadar ki birisi, “Başkaları ne der diye çekinmeyelim, gerekeni yapalım” demiş. Bence de kafalarındaki tek sorun “başkaları ne diyecek” ise, koyversinler gitsin; zaten uzun süredir yaptıkları bu.Belli değerleri, telakkileri içine sindiremeden, sadece araçsal ve geçici olarak sahiplenenlerin iktidarının geleceği nokta buydu, artık ona da ihtiyaçları kalmamış, olay bu.

Zil takip oynamak
Bu arada, siyasetçiler bir yana, iktidar destekçisi yazar, çizer, aydın, akademisyen takımdan pek çok insanın, başka fikirden olan diğer yazar, çizer, aydın, akademisyenlerin iktidar tarafından bastırılıp, ezilmesi karşısında adeta zil takıp oynaması, aralarından “Fikirlerimiz ayrı ama o başka, bu insanların baskı ile susturulması başka” diyen birinin çıkmaması, sadece utanç verici. Eline kalemi alanın, “fazlasıyla hak ettiler” demekte yarışması, dünün pısırıklarının iktidara sırtını dayayınca aslan kesilmesi, üç kelimeyi bir araya getirmediği halde bilge geçinenlerin kaleminden kan damlaması, aydın düşmanlığında siyasetçiler ile yarışması, nereden baksanız hazin bir tecelli. Ama şaşacak bir şey yok, otoriter rejimlerin en kötü neticesi ahlaki düşüştür.
Belli ki, cadı avı dalgası daha da büyüyecek, zor zamanlar yaşayacağız, iktidar girdiği çıkmaz sokakta çok can yakacak. Zaten, bırakın düşünce özgürlüğünü, cadı avını, iş geldi, mehter marşı ile şehir kuşatmaya kadar vardı. Bu koşullar altında bir eski milletvekilinin, iktidar korosundan bir TV kanalında, yaşından başından utanmadan, Diyarbakır Bağlar’da, Hizbullahçıların “teröristlere pabuç bırakmayacağını” iftiharla ileri sürmesine şaşmamak lazım. Ama tüm bunlar karşısında, dehşete düşmek lazım, itiraz etmek, karşı durmak lazım. İsterlerse, “teröre destek” diye korkutsunlar, kendinden emin olan, bu türden karalamalara pabuç bırakmaz; özgürlükleri, barışı, doğru bildiğini savunmaktan geri durmaz. Yoksa, sahiden “terör” kazanır.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017