Enerjide devrim

31 Mart 2016 Perşembe

Türkiye 2022 yılında nükleer enerji üretmeyi hedefliyor.
Almanlar da 2022 yılında ülkelerindeki son nükleer santralın kapısına kilit vurmayı...
Hangi ülkenin karar vericileri sizce vizyoner?
Bazıları Almanların yaptığı işe akıl sır erdiremiyor.
Öyle ya, Almanlar 40 yıldır nükleer teknolojiye sahip. Yani nükleer santral kurmak için Rusya’ya, Japonya’ya ihtiyaçları yok. İstedikleri an kurabilirler. Ama yapmıyorlar. Neden?
Güneş, rüzgâr, biokütle gibi yenilenebilir enerjiye yöneliyorlar.
Diyeceksiniz ki Almanya’da güneş mi var.
Haklısınız. Yok.
Türkiye’deki güneşin yarısı bile yok orada.. Fakat güneş enerjisine öyle bir yatırım yapıyorlar ki, şaşırırsınız. Güneş enerjisinde Almanya’nın kurulu gücü 39 bin MW. Türkiye’nin elektrikte toplam kurulu gücünün yarısı yani.
Peki, Türkiye’nin kurulu güneş enerjisi gücü ne kadar? Almanya’nın yüzde 1’i bile değil.
Güneşe Almanların verdiği değerin yüzde 1’ini vermiyoruz anlayacağınız.
Oysa biz güneş zenginiyiz Almanlar güneş fakiri.

*** 

Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi kurulu gücü 73 bin MW. Güneş enerjisinin toplam içindeki payı ise sadece yüzde 0,4.
Güneş konusunda bu kadar cömert bir ülke için yazık değil mi?
Almanya’nın güneş ve rüzgar enerjisindeki kurulu gücünü toplayın. Türkiye’nin elektrik enerjisindeki toplam kurulu gücünden fazla. Bu yatırımlar Türkiye’de olsa, ülkenin enerji diye bir sorunu kalmaz.
Peki niye bu yatırımları biz yapmıyoruz?
Türkiye nükleer enerjiye yöneliyor. 80 termik santral yapmayı planlıyor?
Eğer bu hedefler gerçekleşirse bu ülkenin hali ne olur? Kentlerin havası zaten kirli. Kaç bin kişi kansere yakalanır? Kaç bin kişi solunum hastalıkları yüzünden hastanelere düşer? Nükleer santralların terörün hedefi olması sorunu ayrı. Sonra kaza riski… Çernobil, Fukuşima örnekleri…
Sahip olduğumuz güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyeli ortadayken, niye nükleer ve termiğe yöneliyoruz?
Sizce de bu işte bir terslik yok mu?

*** 

Artık her yıl alışkanlık haline getirdim. Almanya’nın enerji istatistiklerine bakıyorum. Yine rekor üstüne rekor kırmışlar: “Bu rekorlar tarihe geçecek” diyorlar.
2015 yılında Almanya’da tüketilen enerjinin yüzde 32.5’i yenilenebilir kaynaklardan sağlanmış. Bir yılda yüzde 5’lik artışla yine rekor kırmışlar.
23 Ağustos 2015’te ülkenin elektrik enerjisinin yüzde 83.2’si yenilenebilir kaynaklardan gelmiş. Bu da tarihi bir rekor.
Nükleer santralları kapatmasına karşın Almanya, ürettiği elektriğin yüzde 10’unu da ihraç ediyor. Elektrik fazlalığı var yani.
Almanya enerjideki bu dönüşüm politikasıyla bütün dünyaya örnek oluyor. Peki Türkiye ne oluyor?

*** 

Bu topraklara matbaa çok geç geldi. Bedeli ağır oldu. İnternet konusunda da durum çok farklı değil.
Enerjide “fosil kafa”, internette “sansürcü kafa”...
Oysa bugün enerjide bir devrim yaşanıyor. Yeni teknolojiler gelişiyor, yenilenebilir kaynaklar için maliyetler hızla düşüyor.
Tarih boyunca savaşlara neden olan petrol bitiyor. Uranyum petrolden de önce bitecek. Ama barışın enerjisi güneş kalacak.
Çevreciler boşuna “nükleere hayır” demiyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları