Aydın Engin

Böhmermann diye biri, tatara titiri

18 Nisan 2016 Pazartesi

Herifin adını artık ve galiba ezberledik. Alman Devlet Televizyonu’nun ikinci kanalında (ZDF) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hicveden bir şiir (şiir teriminden özür diliyorum) söyleyen Jan Böhmermann’dan söz ediyorum.
Evet, herifin adını ezberledik ama şiir dediği kepazelikten çok az kişinin haberi var. Şiir dediği cümleleri bilmeyenler ikiye ayrıldı: “Erdoğan’a vuruyorsa iyidir” diyenler ve “Cumhurbaşkanımızı eleştiriyorsa kötüdür” diyenler.
Yazıya “Böhmermann denen herifi sevin ya da sövün ama ekrana çıkıp neler yumurtladığını da bilin” demek niyetiyle oturdum. Ancak nedense şiir diye adlandırılan cümleleri okudum ve çevirip Tırmık okurlarına sunmaktan anında vazgeçtim.
Ben ki annesi tarafından “berbat bir sokak çocuğu” olarak sık sık azarlanan, Ege ağzındaki yakası açılmadık küfürlerin feriştahını bilen bir Ödemiş’liyim... Okuduklarımdan hem yüzüm kızardı, hem midem bulandı.
Böhmermann’ın ekranlardaki ya da sahnelerdeki sabıka dosyası zaten pek kabarık. Saymaya kalksam yerim yetmez. (Meraklısı Ekşi Sözlük’te bu konuda ayrıntılı bilgi bulabilecekleri https://eksisozluk. com/zdfin-erdogan-siiri--5079973?p=2 linkini tıklayıversin.)
Erdoğan için söyledikleri bu kabarık sabıka dosyasını taçlandırdı. Yargılanır mı yargılanmaz mı bilemem. “Yargılanmalı mı yargılanmamalı mı” sorusu da ağır hakarete uğradığına hiç kuşkum olmayan Tayyip Erdoğan’ın kararı. Başvurduğuna bakılırsa yargılanmasından yana. Haklı da...
Kavramakta zorlandığım Almanların tutumu. Böhmermann’ın şiir diye nitelenen cümlelerinin “düşünce özgürlüğü” kapsamında olup olmadığını ciddi ciddi tartışıyorlar. Ana avrat düz gitmek ve bunu sözcükleri adlı adınca kullanarak yapmak “düşünce” ise elbette özgürlüğü de olmalı. Ama o cümlelere düşünce diyenlerin önce kendi düşünme yetilerini ve mizah anlayışlarını gözden geçirmelerinde yarar var.
Böhmermann o programda aklı sıra cinlik yapıyor; güya “Mizah nerede biter, nerede hakaret başlar” sorusunu tartıştığını söylüyor ve ardından hakaretlerin daniskasını ve en sunturlusunu, en yakası açılmadığını ve en düzeysizini sıralayıp ardından “Ben asla böyle bir şiir okumam” diyerek aklınca ellerini yıkıyor.
Tabii yerseniz...

***

Yemeyiz.
Biliriz ki Mizah sanatının en keyifli dallarından biri, hele siyaset esnafına, iktidar sahiplerine yöneliyorsa en etkilisi “satir”dir.
Osmanlıcası hiciv, arı dildeki güzel karşılığı taşlama.
Satir, yani taşlama öncelikle zekâ, dil hüneri ve zarafet ister.
Ve biz iyi biliriz. Türkçe bu konuda divan edebiyatında Nefi, halk şiirinde Kazak Abdal gibi ustalarıyla övünür. Alman edebiyatı da mesela Kurt Tucholsky ile; mesela Bertold Brecht ile...
Böhmermann efendi ise Twitter’de filan “AMK” diye başlayan cümleler kurmayı marifet sayan; anadilini bile iyi kullanmaktan aciz; kültür düzeyi düşük değil çukur; düşünce düzeyi sıfır milimetre yüksekliğinde, sosyal medyada trol’lerin düzeyine inip sonra da yaptıklarına satir diyen bir zekâ ve zarafet fukarası...
Yani Jan Böhmermann adında biri, tatara titiri...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları