Sanal gezinti

07 Ağustos 2016 Pazar

 “Nasıl ki Homeros’un Odysseia’sı ve İlyada’sını okumamak bir eksiklikse, Efes antik kentini görmemek de eksikliktir” demişlerdi bana. Henüz lisedeydim. Efes’i ilk kez o zamanlar gezdim. Türkiye’de pek çok antik kent var elbette. Ama Efes’in yeri başka. Birkaç yıl önce Independent gazetesi, “Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey” diye bir liste yayımlamıştı. Efes’te gece bir konser izlemek yoktu listede. Oysa bu listeye yakışırdı.
Büyüleyici bir yerdir Efes. Fakat gece ışıklandırılınca daha da etkileyici olur. Bir yandan antik tiyatroda konser izlerken, diğer yandan ışıklandırılmış liman caddesine bakarsınız. Derin bir nefes alır ve ne kadar şanslı olduğunuzu düşünürsünüz. Joan Baez’in Efes konserini anımsıyorum. Sanırım 1988 yılıydı
Antik tiyatro tıklım tıklım. Joan Baez şarkı söylerken, dev bir koro ona eşlik ediyor. Sanki herkes parçaları ezbere biliyordu. Yüzlerce insan şarkının ikinci ve üçüncü sesini yapıyorlardı. Ege’nin tüm müzisyenleri sanki buraya toplanmıştı.

***

Efes’i gezdiğimde hep aynı soru geçer aklımdan:
“2 bin 500 yıl önce burası nasıldı acaba?”
Efes’i, tüm yapıları inşa edilmiş halde gözümde canlandırmaya çalışırım.
M.S. 106 yılında yaptırılan Celsus kütüphanesinin içini gezmek nasıl olurdu? Yamaç evlerinde insanlar acaba nasıl yaşıyorlardı?
Artemis Tapınağı’nı hiç görmedik. Sadece fotoğraflardan biliyoruz. Oysa dünyanın yedi harikasından biriydi. M.Ö. 356’da yakıldı. Artemis Tapınağı’nı yerinde görsek, içinde gezsek...

***

Artırılmış gerçeklik konusunda özellikle Magic Leap ve Microsoft’un Hololens’i dikkat çeken ürünler. Henüz çıkmadılar. Fakat yapılan tanıtımlar etkileyici.
Magic Leap uzmanları, “Hayatımız 5 yıl içinde yarı gerçek yarı sanal hale gelecek” diyorlar. Artırılmış gerçekliğin bilgi edinme şeklimizi değiştireceğini söylüyorlar.
Artırılmış gerçeklik gözlüğünü takarak Efes’i gezerken birden Artemis Tapınağı karşımıza çıkacak. Gerçek boyutlarıyla. Az kaldı.
Ören yerleri ve müzeler yeni teknolojilerle bambaşka bir hale bürünecek.

***

Şimdilerde 360 derecelik görüntüleri izleyerek sanal gezilere çıkmak moda. Ya da insansız hava araçlarıyla (drone) çekilmiş görüntüleri izlemek.
Az önce İnka’ların kenti Machu Picchu’yu gezdim...
Google’a, “Machu Picchu 360” yazmak yeter
li. Bilgisayara bile gerek yok. Basit bir tabletle ya da cep telefonuyla gezebiliyorsunuz.
Parmak hareketleriyle 360 derece dönebiliyor, her yeri görebiliyorsunuz. Sonra bir başka noktaya atlıyorsunuz.
Machu Picchu’nun ardından cep telefonunda kullandığımız “Google Maps” uygulamasıyla Kamboçya’da “Angkor Wat”a gittim.
1586’da Angkor Wat’a gelen Antonio da Magdalena izlenimini Portekizli tarihçi Diogo de Cauto’ya şöyle anlatmış:
“O kadar farklı ki, dünyadaki başka hiçbir yapıyla karşılaştırılamaz.”
Fransız doğa bilimci Henri Mouhot da “Görülmeden ölünmez” diye söz etmiş Angkor Wat’tan.
Gerçekten harika!

***

Gezmek, görmek deyince UNESCO’nun dünya mirası listesini unutmamalı. Cep telefonu ve tabletler için “UNESCO World Heritage” başlığıyla arama yaptığınızda karşınıza bedava pek çok yazılım çıkacak. Hafta sonu onlardan birini yükleyip dünyanın en güzel yerlerini sanal olarak gezmek keyifli olabilir. Ben mesela şu anda Petra harabelerindeyim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları