Mısır, Türkiye’deki boşluk ve IŞİD
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Mısır, Türkiye’deki boşluk ve IŞİD

28.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de dün Mısır’ın Sina Yarımadası’ndaki terör saldırısında öldürülen 305 kişinin anısına bir günlük resmi yas ilan edildi, kamu kuruluşlarında bayraklar yarıya indirildi.
Yerinde bir tepkiydi.
Sadece Mısır tarihinin en kanlı terör eylemi karşısında sessiz kalmamak bakımından değil, saldırganlar ve kurbanlarının kimler olduklarının bizleri yakından ilgilendirmesi dolayısıyla da doğruydu bu bir günlük yas ilanı...
Lakin yas ilan etmek başka, gerçekten yas tutmak başka... Bayrakları yarıya indirmekle yetinmek şekilcilikten ibaret.
Dünyayı üzüntüye sevk eden bir hadise dolayısıyla yas tutmak, düşünerek yoğunlaşmayı ve tartışmayı gerektirir.
O halde üzerimize düşeni yapmayı deneyelim...
IŞİD doğrudan üstlenmese de Bir El-Abd kasabasındaki, Sünni mezhebinden Sufilerin ibadet ettiği El-Ravda Camii’nde cuma namazı için toplananlara karşı saldırının bu örgüt tarafından düzenlendiğine dair genel bir kabul söz konusu. Bunun bir nedeni teröristlerin IŞİD flamaları taşıdıklarının görülmesi, ikinci nedeni de IŞİD’in Sina’nın yanı sıra Mali ve Pakistan gibi diğer bazı ülkelerde “tekfir ettiği” yani İslam dışı sayarak düşmanlaştırdığı Sufileri bundan önce de hedef aldığının bilinmesi... Velhasıl yeni bir fenomenle karşı karşıya değiliz.
Burada bir parantez açarak, Tayfun Atay’ın dünkü Cumhuriyet’te yayımlanan “Sufilik, Selefilik, IŞİD, Türkiye” başlıklı yazısını atladıysanız, mutlaka okumanızı salık veririm. Atay, “IŞİD’in eylemini kendince gerekçelendirecek dayanak, İslam tarihinde mevcuttur” dedikten sonra IŞİD’cileri kastederek ekliyor: “Tarihsel olarak, sosyolojik olarak, sosyal antropolojik olarak bunlara ‘Müslüman’ demek durumundayız. (...) Din adına yapılan savaşları, öldürülen insanları, işlenen cinayetleri, gerçekleştirilen katliamları fark etmek durumundayız.”
Devam ediyorum; IŞİD’in Sina’da terörizmini sansasyonel boyutlara vardırabilecek kadar güçlü olduğu, dünyanın zaten malumuydu.
Sina’daki IŞİD’in kökeni Ensar Beit El-Makdis adlı bir radikal İslamcı gruba dayanıyor. Bu örgüt 2014’ün kasımında IŞİD’e biat ettiğini açıkladı ve “IŞİD-Sina Vilayeti” adını aldı.
31 Ekim 2015’te Sina’nın turizm merkezi Şarm El-Şeyh’ten havalanan Rus yolcu uçağının 23 dakika sonra yarımadanın ortasına çakılması sonucunda 224 yolcu ve mürettebatın ölmesi, geçen cuma günkü cami saldırısından önceki en kanlı terör eylemiydi. IŞİD üstlendi, Mısır da olayın bir terör saldırısı olduğunu aylar sonra kabul etmek zorunda kaldı.
General Abdülfettah Es-Sisi’nin Temmuz 2013’te düzenlediği darbeyle Müslüman Kardeşler’i devirip iktidara el koymasını izleyen 2014-2016 döneminde Sina’da 1165 terör saldırısının düzenlendiği kayıtlarda yer alıyor. Darbenin bir doğal sonuç olarak Sina’da devlet otoritesini güçlendirmesi beklenirken tam tersi gerçekleşti.
IŞİD gibi Selefi-cihatçı terör örgütlerinin güç kazanması Mısır toplumundaki radikalleşmenin tezahürü.
Bunun, Mısır’da barışçı çözüm üretme ve ulusal uzlaşma kültürünün çok zayıf olması ve toplumu şiddete yönelten aşırı kutuplaşma gibi sosyolojik ve siyasal nedenleri zaten mevcuttu.
İlaveten, Es-Sisi iktidarının aşırı baskıcılığı ve Müslüman Kardeşler’in yetersizliğinin birlikte neden olduğu bir öfke ve hayal kırıklığı, IŞİD’in kimileri tarafından cazip görülmesinin yolunu açabildi.
Darbe daha çok çatışma getirdi, çatışma da daha çok radikalleşme.
Bütün bu faktörler IŞİD’in El-Ravda Camii’ndeki katliamı hangi güncel motivasyonla düzenlediğini açıklamakta yine de yetersiz kalıyor.
IŞİD, Sufileri tekfir ediyordu ama Mısır’da bugüne kadar bir camiye saldırmamıştı.
Sina’daki IŞİD’i bir camide ibadet eden 305 kişiyi katletmeye şimdi yönelten etken ne olabilir? Bu, Suriye ve Irak’taki “IŞİD halifeliği”ne nihayet son verilmesinin ardından IŞİD’in dünyanın pek çok başka yerinde gücünü ve varlığını koruduğunu gösterme çabası mıdır? Bazı uluslararası terör uzmanlarına göre öyledir.
Bu varsayım kabul edilirse konunun Türkiye’ye getirilmesi mecburiyeti de doğar.
Çünkü IŞİD Türkiye’de de vardır.
Türkiye’de de dindarları İslamcılaştıran, İslamcıları radikalleştiren, bunlardan bazılarını da sonunda birer Selefi-cihatçı yapabilen koşullar mevcuttur.
Şiddetli kutuplaşma vardır, uzlaşma kültürü yoktur ya da çok zayıftır. Ve en başta laiklikten uzaklaşma ve eğitimin dinselleştirilmesi yoluyla İslami radikalleşmenin önünü açan bir toplum mühendisliği yürürlüktedir.
Bir zamanlar ittifak halinde iktidar olan AKP ile Fethullahçıların farklı nedenlerden dolayı yaşadıkları inkâr edilemez ideolojik ve moral çöküş, Selefi-cihatçıların önüne, doldurmayı deneyip pay alabilecekleri bir siyasi boşluk çıkarmıştır.
Bütün bunlar, IŞİD’in Irak ve Suriye’de tattığı yenilgi ve örgütün buna Sina’da verdiği kanlı reaksiyonla bir arada ele alındığında, ülkemiz için bir parça endişelenmemizi gerektirmez mi?
“Yas tutmak düşünmektir” dedik ya, madem yas ilan ettiniz, ben de işte bunları düşündüm.

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018