Türkiye’nin tam teşekküllü krizi
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

17.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

ABD Doları geçen nisan başında 4.0’ı görmüştü. Papaz Brunson o zaman da tutukluydu. Ama ABD’yle ayyuka çıkmış bir “Brunson krizi”miz henüz yoktu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Londra’ya gittiği 13 Mayıs’ta ABD Doları/TL kuru 4.3 seviyesindeydi. Erdoğan, Bloomberg TV’ye serbest bir mülakat verdi. “Serbest” derken, söyleşinin kontrolü gerçek sorular soran gazetecideydi, onu kastediyorum. Gerçi bütün sorular Erdoğan’ın seçimleri kazanacağı varsayımına göre hazırlanmıştı... Erdoğan o yayında, 24 Haziran’dan sonra “yürütmenin olmazsa olmaz başı” olarak Merkez Bankası’na daha güçlü biçimde müdahale edeceğini, reel faizi sıfırlamak istediğini, faizin sebep, enflasyonun netice olduğunu söyledi. Bu sözleri, uluslararası yatırımcıların Erdoğan’a duyduğu kuşku ve güvensizliği daha da artırdı. O gün Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke olma vasfı, kurumsal yatırımcıların nokta-i nazarında daha da azaldı. Türk Lirası bir günde yüzde 4 değer kaybetti; ABD Doları 4.3 iken 4.5’e fırladı. Ardından 5’i gördü.
Bu, yurtdışı kaynaklı bir operasyon muydu?
Hayır, Türk Lirası’ndaki bu ani değer kaybına vahim bir iletişim hatası yol açmıştı. Aşırı kırılganlaşmış bir ekonominin başındaki kişilerin Londra’daki kurumsal yatırımcılara en son duymak isteyecekleri şeyleri söyleme lüksü olamazdı. Olursa, işte böyle sonuçları da olurdu.
Peki, bugünlerde Türkiye’yi hedef alan bir ticari/mali operasyon söz konusu mudur?
Evet, öyledir. Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihte yaşadığı en derin, en karmaşık, en kapsamlı, en büyük krizin vardığı noktada ABD, Türkiye’ye yaptırım uyguluyor. Ticaret ve dolar silahını kullanmaya çok heveskâr Trump yönetimi, Türkiye’nin yumuşak karnı olan ekonomisine vurarak kendi iradesini Ankara’ya kabul ettirmeye çalışıyor.
Sonuçta Türk Lirası yine büyük değer kaybetti. ABD Doları/TL kuru 7’yi görüp döndü; feci dalgalandı. Kur son iki gündür nihayet biraz durulur gibi oldu. Dün 14.40’ta 5.79 idi ve buna sevinecek haldeydik.
Şu açıdan bakalım: Uzmanların birkaç yıldır dikkat çektiği Türk ekonomisindeki bu artan kırılganlık ve nihayet “ani duruş riski” olmasa, Cumhurbaşkanı’nın Londra’da doğru zannettiği yanlış şeyleri söylemesi ya da ABD Başkanı’nın Türk çelik ve alümin-yumuna gümrük vergisini iki katına çıkarması, kuru tepetaklak etmeye yeter miydi?
Hayır yetmezdi. Ama Türkiye, iyi yönetilen bir ülke olsaydı bu zikrettiğim etkilerle zaten karşı karşıya kalmazdı.
Asıl sorunlar ülkenin içinden kaynaklanıyor. Bunlar içeride ve dışarıda olumsuz sonuçlar üretiyor. Sonra iktidar ancak bu sonuçları idare etmeye çabalıyor. Elinden sadece bu geliyor çünkü sorunların nedeni, bizatihi kendisi. Yönetim anlayışı, siyasi kültürü, ideolojisi...
Bir Türkiye ki ekonomisi, vadesi yaklaşan ağır dış borç yükü ve büyük cari açık baskısı altında kırılganlaşmış...
Üretmemiş, tasarruf etmemiş, borçlanarak tüketmiş...
Bulduğu dış kaynağı rekabetçi bir sanayi yaratmak yerine, toplumsal-siyasal hâkim sınıf inşası için kaynak aktarımına uygun lakin verimsiz altyapı projelerine harcamış...
İthalata bağımlı hale getirilmiş ihracatı, yeterli katma değeri üretemiyor...
Ve bütün bunlar iktidarın siyasi tercihi olarak tezahür etmiş...
Bu Türkiye’nin krizi yapısaldır.
Kökeninde bir rejim ve devlet krizi vardır. Tam teşekküllüdür.
Rejim ve devlet krizini ekonomide bir felaketin takip etmesi mukadderdi.
Bu Türkiye’de Sayıştay ve Meclis işlevsizleştirilmek yoluyla bütçe denetimi engellenmiştir. Halktan toplanan vergilerin nasıl harcanacağı konusunda yetki tek kişiye kontrolsüz biçimde bırakılmıştır. Kamu harcamalarındaki aşırı artışın ardındaki neden siyasidir.
Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmış, etkinliği sıfırlanmıştır. Hukuk güvencesi yoksa, kontrat güvencesi de yoktur. Kaliteli dış yatırım gelmez.
Bilgi ve ehliyet sahibi bürokrasi dışlanmış ya da tasfiye edilmiş, liyakatin yerini körü körüne sadakat almıştır.
Denge ve denetleme mekanizmaları çalışamaz hale getirilmiş, güç tek elde yoğunlaşmıştır.
Ana akım medyanın ıskatı ve gazeteciliğin öldürülmesi neticesinde ülkede gerçekte nelerin olup bittiği hakkında sağlıklı ve güncel haber almak neredeyse imkânsızdır.
Bu şartlarda rejim ve devlet krizinin, sonunda kendi ekonomik krizini de yaratarak ülkeyi derinden sarsan tam teşekküllü birkrize dönüşmemesi mümkün değildi. Üstelik Türkiye, kötü yönetimi tazmin ve telafi etmeye yarayan rant gelirlerinden de yoksun. Petrolü ve doğalgazı yok. Dolayısıyla ülkemiz bu krizle oyalanarak, sürgit yaşayamaz.
Türkiye’nin bir beka problemi varsa işte budur; kendi iç krizidir.
İç ve dış politika ayrımı yapılamaz olsa bile, iç ve dış krizlerimiz arasında ayrımı doğru yapmak gerekiyor. ABD ile olan krizin Türkiye’nin kendi tam teşekküllü krizine fevkalade kötü etkileri oluyor, olabilir. Ama en kötüsü, kendi krizimizi Trump’ın arkasına gizlemeye çalışmaktır.

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018