Erdoğan Devlet. Karşısında Millet
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Erdoğan Devlet. Karşısında Millet

11.07.2014 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yıllarca mağdur rolünün ekmeğini yedi Erdoğan
Devlet yapımı siyaset filminde hep hakkı yenen, ezilip örselenen, dışlanıp hapsedilen mağdur rolünü oynadı.
Oysa mesela 12 Eylül’de yaşıtları işkenceden geçirilirken o, komutanlarla neşeyle şakalaşıyordu. (Bkz: Mehmet Metiner, “Yemyeşil Şeriat, Bembeyaz Demokrasi”, Karakutu, 2008)
Erbakan’dan “Sistemle zıtlaşmayalım, uzlaşalım” diye kopmuştu.
Hapisten çıktıktan hemen sonra TÜSİAD’la yemek yemiş, ABD başkonsolosunu oğlunun nikâhına davet etmiş, Amerikan ve Yahudi lobilerine gidip “ılımlı İslamcı” olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı.
Sistem onu “Büyük Ortadoğu Projesi”ne eşbaşkan yapmaya karar kılmıştı aslında…
Kapatma davaları, askerin ve medyanın tavrı, önünü kesmeye değil, tersine mağdur rolünü daha rahat oynamasına ve kazanmasına hizmet etti.

***

Şimdi roller değişti.
Artık filmin yapımcı koltuğunda oturuyor Erdoğan
Devlet, askeriyle, polisiyle, istihbaratıyla elinde…
Meclis, medya, sermaye, üniversite emrinde…
Meydanları yasaklama, parkları kapatma, sevmediği yazarı kovdurma, ihaleleri yandaşlarına dağıtma yetkisi kendisinde…
İktidar olma sürecinde kur yaptığı TÜSİAD’a, ABD’ye, AB’ye meydan okuyor, eski ortağı cemaati tasfiyeye çalışıyor.
Kendi medyasını, sermayesini, servetini yarattı, büyütüyor.
Hal böyleyken hâlâ mağdur rolü oynamaya çalışması sakil duruyor.

***

Mağdur rolünü rakiplerine kaptırdı.
TRT’nin adaylara ne kadar süre ayırdığına dair RTÜK’teki rakamlar, tek parti dayatmasına kanıt teşkil ediyor:
Erdoğan: 305 dakika.
İhsanoğlu: 0 dakika…
Demirtaş: 0 dakika…
Tek parti devleti, bütün kurumlarıyla ona çalışıyor.
Muhalif adayların ne yarışacak gücü var, ne sermaye birikimi…

***

Ancak hissedilen o ki yıllardır Erdoğan’ı başrole çıkaran mağduriyet koltuğu, şimdi muhalefeti yükseltiyor.
Başbakan hep “Onlar devlet, biz milletiz” diyerek oy istedi ya; şimdi roller değişiyor.
Kitleleri devletten soğutan o üstten bakan, kibirli tavır, Erdoğan’a yapıştı; rakiplerini mağdur ediyor.
Sultan”ın, danışmanlar ordusuna yazdırdığı hamasi nutuklar ve bildik azarlayan üslubuyla meydanlara çıkması, ucuz polemiklerle gündem belirlemeye çalışması, ters tepiyor.
Diğer adayların polemik tuzaklarına düşmemesi, tevazuu, samimiyeti, sükûneti, Erdoğan’ın kutuplaştırıcı diline karşılık, kucaklayıcı bir üslubu tercih etmesi, Erdoğan’ın zenginliğine karşın kısıtlı olanaklarla yarışa girmesi, dengeleri değiştiriyor.
Daha Köşk’e çıkmadan “Taraf olacağım” diyerek anayasayı çiğnemeye hazırlanan Erdoğan, “Yol yapmasın, yeter ki yolsuzluk yapmayacak biri olsun” diyen ılımlı seçmeni, karşıtlarına doğru itiyor.
Rakipleriyle bir TV programında buluşmaktan kaçınması, karizmasını çiziyor.
“Devlete karşı millet” sloganı, şimdi devlet koltuğunda oturan Erdoğan’ı, “mağdursever millet”le karşı karşıya getiriyor.
Siyasette nasıl gelirsen, öyle gidersin” derler ya…
Erdoğan da devletleşerek kendi sonunu hazırlıyor.

Savcıya da hakaret etmemişim
Bir süre önce Başbakan, “Erdoğan Yargılanacaktır” başlıklı yazımda kendisine hakaret olduğu gerekçesiyle beni savcılığa şikâyet etmişti.
Savcılık da soruşturma sonucu, “Yazıda hakaret yok. Devlet adamları ağır eleştiriye katlanmak zorundadır” diyerek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.
Aynı günlerde bu sütunda “17 Aralık Örtbas Operasyonu” başlıklı bir yazıda, yolsuzluk operasyonunun yeni savcısının Sarraf’ın yurtdışına çıkış yasağını kaldırmasını eleştirerek “İbretle izliyoruz” diye yazdım. (http://www. cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/ 73681/Kaderiniz_Batsin_. html?ocvqxlnhvxbceiqg)
Bu kez de bahsi geçen savcı, “Basın yoluyla kamu görevlisine hakaret” şikâyeti yaptı.
Yine gidip ifade verdik:
“Bu dava, soyulan bir halkın davası… Tabii ki yakından izleyeceğiz” dedik.
Savcılığın kararı dün elime ulaştı:
Diyor ki:
“Yöneticileri eleştirmek, uyarmak, denetlemek, basının görevidir.”
“Toplumu sarsan, rahatsız eden görüşler bile düşünceyi açıklama hürriyeti içindedir.”
“Yazıda sövme, aşağılama, hakaret yoktur. İfade özgürlüğünün sınırları içinde, eleştiri mahiyetindedir.”
“Kovuşturmaya yer yoktur.”
(Kararın tam metni için bkz: candundar.com.tr)
İktidardakilere hukuk dersi niteliğinde kararlar bunlar…
Biz tüm yıldırma çabalarına rağmen adliyeye gide gele, görevimizi yapmaya devam edeceğiz.  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016