Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ne Yapmalı?
Seçimlere, OHAL, YSK vesayetine ek, yeni seçim yasası, savaşla kabaran “Türk-İslam sentezi” (dışında kalan gayri milli) iklimi altında gireceğiz. Orhan Bursalı salı günü yazısında durumu ayrıntılarıyla sergiledi ve sordu: Peki ne yapmalı?
Seçimin iklimi
Bursalı’nın yazısındaki saptamalar kısaca şöyle (okumadıysanız, mutlaka okuyunuz): Yeni seçim yasa tasarısı tamamen “ne olursa olsun biz kazanacağız” mantığıyla hazırlanmıştır. Başkanlık oyları sayılırken oy pusulalarının tümü değiştirilebilir. Binlerce apartmana yazılacak sahte, ölmüş, olmayan veya çift isimlere oy kullandırılabilir. Yüz binlerce sandıkta, mühürsüz oy pusulası, çeşitli şekilde satın alınmış “seçmence” attırılabilir. OHAL gözetiminde özellikle köylük bölgelerde, dahası Kürt bölgelerinde jandarmanın gözetiminde, devlet baskısıyla silme oy kullandırılabilir...
Mutlaka seçimleri alacağız anlayışının yapmayacağı yoktur. Önce bunu böyle kabul edelim, şimdi de tartışalım.
Bence, bunlara, iktidarın medya üzerindeki denetimini, muhalefet için çalışacak, sandık denetlemek isteyecek olanların üzerine gelecek polis, memur müdahalesi, gönüllü milis (pardon vatandaş diyecektim) baskısı olasılıklarını da eklemek gerekiyor.
İki taktik
Sonuçları adeta şimdiden belli bir seçim olasılığının, gerçekliğe dönüşmesine direnmek gerekir. Direniş söz konusu olunca da akla önce, “boykot” taktiğinin gelmesi çok doğal. Ancak, “Seçim demokratik hakkımızdır, bu hakkımızı kullanalım: seçimlere girip sonra yolsuzlukları teşhir edelim ve meşruiyetini o zaman sorgulayalım, boykotu o zaman belki de ‘parlamento boykotu’ olarak tartışalım” savının arkasında da güçlü bir mantık var.
Her iki durumda da direniş, “boykot” taktiğine ulaşıyor. Birincisi olaydan önce ikincisi olaydan sonra. “Olay”ın özüne ilişkin sanırım, bir görüş ayrılığı yok: Karşımızda “Ne olursa olsun biz kazanacağız”... “asla iktidardan düşmeyeceğiz” kararlılığında olan bir iktidar var.
“Olaydan önce” ya da, “atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra” boykot seçeneklerine gelince (engelleme çabasıyla olduktan sonra iptal ettirme çabası arasındaki farkı unutmadan), çok özel bir siyasi taktikten söz ettiğimizi mutlaka görmemiz gerekir...
Tarihsel deneyler, boykotun en az iki koşula uyarsa bir başarı şansı olduğunu gösteriyor. Birincisi, boykot meşruiyetini, bir grup siyasetçinin ya da entelijansiyanın değil, geniş kitlelerin gözünde kaybetmiş pratikleri ve/veya kurumları hedef almalıdır. İkincisi, aktif boykot olarak, diğer bir deyişle kitlesel katılımla hayata geçirilmelidir.
Bugün, bu koşulların, “dayatılan seçim pratiğinin” kendisine ilişkin potansiyel anlamda var olduğu söylenebilir. Ancak, gözlemlerin siyasi analiziyle tespit edilebilen bu potansiyelin, henüz pratikte, aktif olarak kendini göstermediğini kolaylıkla söyleyebiliriz. O zaman, muhalefetin, eğer boykot taktiğini benimseyecekse, önce, bu potansiyeli gerçekliğe dönüştürmeye, boykot çağrısı yapmaya uygun ortamı yaratmaya çalışması gerekecektir.
Tüm çabalara karşın, bu potansiyel gerçekliğe dönüşemezse boykot çağrısı yapmanın bir anlamı olmayacaktır. Ancak, bu çaba ile birikecek olan enerji, deney, seçimlerden sonra gündeme gelebilecek bir boykot olasılığına toplumsal zemin sunacak; ilk aşamadaki başarısızlık bile boşa gitmiş olmayacaktır.
Seçimlerden sonra gündeme getirilecek bir boykot çağrısı da mutlaka bir kitle desteğine dayanmak zorundadır. Ancak bu kez, boykot çağrısı, seçimleri “kazanmış”, dolayısıyla sonuçlara karşı çıkacak olan herkesi, seçime katılım oranlarını da öne sürerek, artık âdet haline getirmiş olduğu üzere, terörist, darbeci, FETÖ’cü olarak suçlayacak bir iktidarla, onun denetimindeki medyayla karşı karşıya kalacaktır.
Darbe girişimini engelleme bahanesiyle lince kadar gidecek şiddet eylemlerine yargı dokunulmazlığı getiren yasayı, yaygın silahlanma sürecini, kayıp silahları, sivil milis heveslilerini de anımsamak gerekir. Savaş hâlâ sürüyor ise, hükümetin meşruiyetini sorgulamak da “vatana ihanet” suçlamasına konu olabilecektir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Evlilikte şanslı olan 4 burç!
- Soylu geri mi dönüyor?
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Çorlu tren katliamı davasında karar!