Macron neden aradı?
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Macron neden aradı?

31.03.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Saraybosna, Birinci Dünya Savaşı’nın tesadüfen başladığı yer. 1914 yılında çoğu Avrupalının adını sanını duymadığı bu ufak Balkan şehri, kenti ziyaret eden Avusturya-Macaristan veliaht prensi Franz Ferdinand’ın suikasta uğraması sonucu, insanlık tarihine “Dünya savaşı başlatan şehir” olarak geçti.
Daha 2 yıl öncesine kadar adını sanını duymadığımız Münbiç de, bugün tuhaf bir biçimde bölgesel bir çatışmanın adresi olmaya aday.
Son günlerde yaşananları alt alta koyalım. Ankara’nın giderayak pek sevdiği ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, görevden ayrıldı. Türkiye ve ABD arasında Münbiç konusunda görüşmeler yine de devam etti. Amerikalılar, Türkiye ile gerilimi düşürmek istiyor ve prensipte Münbiç’ten ayrılmaya ya da YPG’yi buradan çıkarmaya razılar; ancak orada cihatçı bir yapı istemiyorlar. Ayrıca Pentagon’un zamanlaması ile Ankara’nınki tutmuyor. Daha da önemlisi Batı, Münbiç’ten çekilme karşılığında Türkiye’nin askeri hareketliliğinin bir sınırı olsun istiyor. Münbiç tamam ama sonra ne olacak?
ABD’nin yandaş medyada sanıldığı gibi orada bir “Kürt devleti kurma” saplantısı yok. Ancak Kürtleri denklemden çıkarmanın sonuçlarını göze alamıyor. Batı açısından ideal olan, Fırat’ın doğusundaki Kürt coğrafyasının bir biçimde ileride Birleşmiş Milletler denetimindeki anayasal sürece katılması ve Şam’la anlaşması. Korktukları ise, Münbiç’den çekilme karşılığında Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “Önce Afrin, sonra Münbiç, sonra Tel Abyad, sonra Kobani” derken sonsuz bir Türk-Kürt bölge savaşının çıkması, bu istikrarsızlığın İran ve Rusya’ya yaraması.
Peki Trump neden “Suriye’den çekileceğiz” dedi? Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron neden Trump’ı aradı?
Trump, “Suriye’den çekileceğiz” lafını bir miting alanında söyledi. Gönlünde yatan bu olsa da, bu açıklama ABD’nin bugünden yarına Suriye’den çekileceği anlamına gelmiyor. Trump, Suriye’ye, Müslüman coğrafyasındaki birçok mesele gibi, “Yesinler birbirlerini” diye bakıyor. Utanmasa, “Alsın Ruslar ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar” diyecek.
Ancak 3 dakikadan fazla herhangi bir konuya konsantrasyonu olmayan ABD Başkanı’nın bu fikri bir eylem planına dönüştürme kabiliyeti, neredeyse hiç yok. Trump’ın geçmişte Afganistan’la ilgili de benzer açıklamaları oldu ancak Amerikan devleti hâlâ Afganistan’dan çıkabilmiş değil. Trump da çok iyi biliyor ki, IŞİD’le mücadele bitmeden, Suriye’de bir anayasal süreç başlamadan, İran konusunda kendi hükümetinin takıntısı bitmeden, ABD Suriye’den çekilemez. Dahası, içinde YPG’nin olduğu Suriye Demokrasi Güçleri (SDG) ile ittifakını da kolay kolay bitiremez.
Macron bu denkleme çok iyi bir zamanlama ile giriyor... Malum, Fransa Kürt meselesinde çok hassas ve Erdoğan’ı uzun bir aradan sonra ilk kez bir Batı Avrupa ülkesinde ağırlayan lider olan Macron, o zaman bu zamandır iç politikada “Kürtleri satmakla” eleştiriliyor. Bu Fransa için hassas bir iç politika meselesi. Fransa ve Avrupa Birliği’nin büyük çoğunluğu, YPG ve Suriyeli Kürtlere sempatiyle bakıyor.
Geçenlerde Erdoğan ve Macron arasındaki telefon görüşmesinde Fransız liderin Ankara’nın “çözüm sürecine” dönmesi ve YPG ile ilişkileri normalleştirmesi konusunda bir ‘yoklama’ çektiğini biliyoruz. Erdoğan muhtemelen olumsuz cevap verdi. Bundan birkaç gün sonra Trump ve Macron konuştu ve Fransız askerlerinin IŞİD karşıtı koalisyon adına Münbiç’de konuşlandırılması gündeme geldi.
Fransa, Ortadoğu’da daha aktif bir rol oynamak istiyor ve bu anlamda Münbiç’i iyi bir fırsat olarak görüyor. Fransa’nın özel kuvvetler olarak Münbiç’te görev yapması, hem Suriye’de çözüm masasında olması, hem de Macron’un içeride “Kürtleri sattın” ithamlarına karşı kendini savunması anlamına geliyor.
Bu, Washington açısından da ideal bir senaryo. Bu sayede kuzey Suriye’de ABD ve Türkiye arasındaki gerilim, iki ülke arasında bir kriz olmaktan çıkıyor ve uluslararası bir konu haline geliyor. Münbiç, Türkiye ve Washington arasında ikili bir kriz yerine Avrupa Birliği’nin içinde olduğu bir denkleme dönüşüyor. Batı açısından bu durum, Türkiye’den gelen baskıyı ve bölgede savaş tehdidini azaltıyor.
Ankara açısından bakınca ise, karşıdaki cephe her geçen gün genişliyor.  

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018