Diktatörlüğün sıradanlaşması
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Diktatörlüğün sıradanlaşması

29.04.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Diktatör olma niyetiniz varsa, ideal bir mevsimdeyiz. Sakın kaçırmayın!
Neden mi? Dünyanın artık otoriter rejimleri demokrasiye zorlayacak mecali yok. Batı, kendini ideolojik ve ekonomik olarak zayıf hissediyor ve neredeyse yüz yıl önce kendi kurduğu “liberal demokratik düzenin” çöküşüne tanık oluyor. Dünya savaşı ihtimali, Soğuk Savaş yıllarında bile olmadığı kadar fazla. Bu yüzden de ABD ve diğer Batı ülkeleri, global sorunlara “Boş verelim dünyayı değiştirmeyi. Biz kendi evimizi kale duvarlarıyla sağlama alalım” diye bakıyor.
Batı’dan gelen demokrasi ve reform baskısı olmayınca da dünyanın her yerinde pıtrak gibi diktatörler çıkıyor. Rahat rahat dolaşıyor, el-kol hareketleri yapıyor, iki üç tehditle ABD’yi pazarlık masasına oturtuyorlar.
Bunun en son örneğini bu hafta iki Koreli liderin bir araya gelip el ele, kol kola barış yapmasıyla yaşadık. Daha 6 ay önce ABD ve Kore arasında füze ve savaş riskinden söz edilirken, bu hafta efsanevi Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-Un, sınırda güneyli mevkidaşı ile buluştu, el ele yürüdü, hatta nükleer silahsızlanma görüşmeleri başlatmaya karar verdi.
Bunda en önemli etken, Trump’un öngörülemez davranışları ve Twitter üzerinden tehditlerinin iki Kore liderini mecburen barışa itmesi. Deli deliyi görünce sopasını saklarmış!
Yine de Kore yarımadasında barış ihtimali müthiş sevindirici. Savaş seçeneğinin bertaraf edilmesi, nükleer silahların sınırlandırılması herkes için iyi.
Ancak unutmayın, Kim Jong-Un, ülkesinde reform vaat eden bir Gorbaçov değil. Gaddar bir diktatör. Böyle bir şahsiyetin güle oynaya dünya sahnesine kabul edilmesi, birkaç yıl öncesine kadar mümkün olmazdı.
Neden mi? Yakın zaman öncesine kadar Batı, kendini güçlü hissediyor ve diktatörlerle pazarlık değil onları dize getirmek ya da devirmek üzerine bir oyun kuruyordu. Soğuk Savaşı kazanmış olmanın özgüveni ile tüm dünyada kendi yönetim sistemini oturtmak istiyordu. Açık toplum, serbest piyasa. Kore gibi ülkelerle kapalı kapılar ardında ara sıra pazarlık yapılsa bile, bu asla o rejimlerle eşitlik ilişkisi üzerine kurulmazdı.
Şimdi ise Batı, güçsüz. İstikrarı korumak ve kendi kalelerini sağlama almak adına bu tarz liderlere katlanmaya razı.
Donald Trump geçtiğimiz haftalarda CIA Başkanı (ve şimdiki Dışişleri Bakanı) Mike Pompeo’yu Kuzey Kore’ye gönderdi, ardından da bir yıl önce tehdit ettiği Kim Jong-Un’u öven twitler attı. Trump, Kim’in ‘onurlu’ bir lider olduğunu söyledi.
Oysa Trump’ın “onurlu” dediği 34 yaşındaki Kim Jong-Un, düpedüz deli. Halkını açlığa ve inanılmaz bir baskı rejimine mahkûm eden, amcasını öldürten, kızınca generallerini kaplanlara yedirten, erkek kardeşini James Bond filmini aratmayacak bir sahneyle havaalanında sinir gazıyla öldürten birinden söz ediyoruz. Babadan devraldığı kapalı rejimi (İnternet dahi yok) efsanevi bir gaddarlıkla götürüyor. 100’e yakın üst düzey devlet görevlisini idam ettirdiği biliniyor. Bunlar arasında 2016’da kendi konuşması sırasında uyuklamaya başlayan ya da Meclis konuşması sırasında ‘kötü oturuşuyla saygısızlık gösteren’ bakanlar da var!
Dedim ya, yepyeni bir dünya konjonktürü var ve diktatörlerle delilere gün doğdu.
Saddam bugün yaşasaydı, çoktan Exxon Mobil ve Shell’le petrol anlaşması imzalamış, bir iki göstermelik reform hamlesiyle Davos’a davet edilmişti. Kaddafi ölmeseydi, bugün CNN’de Christian Amanpour’a röportaj veriyor, oğlu Seyfülislam Kaddafi her gün WhatsApp üzerinden Fransız lideri Macron’la konuşuyordu.
Kim bilir, bizim Kim Jong-Un da belki günün birinde kendini Davos yollarında, BM koridorlarında bulur.
Kuzey Kore lideri haziran ayında Donald Trump’la görüşecek. İkili görüşmelere katılan bir Güney Kore yetkilisi, CNN’e Kim’in savaş istemediğini, gerçekte ülkesinde McDonalds ve Trump Tower açmak istediğini söylemiş!
Ne diyelim? Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Uluslararası ilişkilerde bildiğimiz doğrular, artık bu çivisi çıkan gezegenin yeni parametrelerini açıklamaya yetmiyor. Yeni bir dünya kuruluyor ve bir şekilde bu yeni düzenin yolu, diktatörler ve Trump Tower’dan geçiyor.

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018