Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

07.06.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bizler yaklaşan 24 Haziran seçimlerine endeksli yaşarken, bu hafta Washington’da önemli bir görüşme gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki sorunlar yumağını ele aldı.
Ankara, bu buluşmanın sadece YPG’nin Münbiç kentinden çekilmesi amaçlı olduğunu yansıtsa da, başka konuların da masada olduğunu tahmin etmek zor değil. Ortada karman-çorman olmuş ve karşılıklı güvensizliklerle yıpranmış bir ittifak ilişkisi var. Türkiye’de seçimi kim kazanırsa kazansın, bu ilişkiyi düzeltmek zorunda.
Haliyle Washington’daki mutabakat, önemliydi.
Peki ne çıktı? Malum, iki ülke arasında karşılıklı birer “şikâyet listesi” var. İki taraf da birbirine kızgın ve bir mutabakat için kimin önce adım atacağını belirlemek gerekiyor.
Ankara ne istiyor? Kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, Münbiç diye daha düne kadar adını sanını duymadığımız tozlu bir Suriye kasabasını istiyor. Daha doğrusu, Suriyeli Kürtlerin o kentten çıkarılmasını ve Fırat’ın doğusuna geçmesini istiyor. Kapalı kapılar ardında da, YPG Münbiç’den çekilirse, bundan sonra Fırat’ın doğusundaki Kürt varlığına ses çıkarmayacağını fısıldıyor.
Ancak Münbiç, tek konu değil. Bana göre bizim hükümet açısından birinci öncelik, ABD Hazinesi’nden Zarrab davası sonucu Halkbank’a gelecek olan cezanın ‘insaflı’ olması beklentisi. Münbiç’i kimin, nasıl yönettiği medyatik bir propaganda malzemesi olabilir. Ancak asıl mesele, kırılgan bir ekonomik ortamda bankacılık sisteminin çökmemesi. İktidar geçen haftalarda faiz ısrarıyla ateşle oynadığını biliyor. Ağır bir Halkbank kararı istemiyor. Haliyle bu Türkiye açısından, 10 tane Münbiç’den daha hayati. Münbiç sadece oturup pazarlık yapmak için bir vesile.
Washington’un da şikâyetleri var. ‘Rusya’dan S-400 almayın’, ‘NATO düzenini sarsmayın’, ‘Tutuklu Amerikan vatandaşlarını serbest bırakın’ diyor. Ama Trump hükümeti açısından bunlar arasında en ivedi olan, tutuklu ABD’li din adamı Andrew Brunson’un bir an önce serbest bırakılması. Brunson uyduruk bir iddianameyle suçlansa da, aynı Almanya’yla Deniz Yücel konusunda olduğu gibi 2 ülke arasında en önemli pazarlık meselesi. Seçimden önce bırakılması beklenmiyor. Duruşma 18 Temmuz’da. Şimdi gözler o davada...
Artık Türkiye ve müttefikleri arasındaki ilişkiler, bir dostluk değil bir al-ver ilişkisi. Sen bunu yaparsan, ben şunu yaparım, yoksa yapmam.
Peki ilk adımı kim atacak? İki taraf da birbirine güvenmiyor. Bu yüzden dün Washington’dan gelen açıklamalardaki diplomatik nüanslar ve satır arası mesajları önemliydi. Dikkatle okudum, sonra tekrar okudum. Sizi detaylarla yormadan özeti söyleyeyim. Resmi açıklamalar, iki ülkenin Münbiç konusunda bir prensip anlaşmasına vardığını söylüyor. Ortada bir yol haritası var. Ama kimin ne zaman adım atacağı karara bağlanmamış. ABD Dışişleri’nde brifing veren Amerikalı yetkililer, ısrarla 6 aylık bir takvim olmadığını ve bu yol haritasının ilerlemesi için bazı ‘koşulların’ olduğunu söylüyor. Ancak bazı adımlar gerçekleştikten sonra, Türkiye’nin sınır hattında denetim yapacağını, kentteki YPG danışmanlarının bundan sonra kentten çekileceğini söylüyor. Daha sonra yine ABD’nin gözetiminde ve tüm halkların temsil edileceği ortak bir yönetim oluşacağını söylüyorlar.
Peki sizce oluşması gereken o koşullar ne? Eminim ki iki tarafta da askerler ve diplomatlar, harıl harıl teknik detaylar üzerine çalışıyorlardır.
Ama asıl pazarlık, Münbiç’den daha büyük. Kuşkusuz ki gerçek koşul, Trump hükümeti için sembolik önemi olan ve bizzat Mike Pompeo’yla aynı kiliseden gelen Andrew Brunson’ın bırakılması. Diplomatlar hangi yol haritasını hazırlarsa hazırlasın, Brunson’ın bırakılmaması halinde Münbiç’te anlaşma zor gözüküyor.
Anlayacağınız Amerikalılar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi düşünmeye başladı. Bu yüzden ben bu hafta Washington’da varılan anlaşmayı ‘Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i’ diye okuyorum. 

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018