Sevgili Mario Levi

Sevgili Mario Levi

27.07.2014 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Faşist, çok az kelimeye sığacak kadar anlamsız öfkesini sürekli yinelediği cümlelerle “düşman” bellediğinin üstüne boca eden meczuptur. Bildiği bir şey yoktur ve onun bu az bilgisinden yararlanan faşist ideolog kışkırttığı meczubun yaktığı ateşi Sivas’ta, Gazze’de, Tripoli’de, Musul’da, Halep’te, İstanbul’un yoksul bir semtinde zevkle seyreder. Sahip olduğu birkaç kelimenin izin verdiğiyse yalnızca genellemeler, yaftalamalar, kendinden olmadığı bildirilene hakaretlerdir.
“Kardeşler! / Onlara eliniz dokunmuşsa eğer / yedi tas su dökün ellerinize” der şair.

***

İşte onlardan birileri, Gazze’nin bir halkın kendini var etme, varlığını, ülkesini koruma savaşı olduğunu anlamayan birileri, bir “din masalı” sandıkları Gazze’yi Mario’ya, Mario Levi’ye saldırarak savunduğunu sanıyor. Aklı sıra böyle yaparsa hem sıkı bir Müslüman, cenneti garantilemiş bir mücahit ama en önemlisi faşist ideoloğun vazgeçilmez müridi olacaktır.
Hiçbir şey bilmiyor; fukara beynindeki kelimelerle kurabildiği cümleler bu kadar. İsrail mallarını boykot edecek ya; Mario’nun kitaplarını da İsrail malı sanıyor. İsrail mallarının boykot edilmesinin kurnaz ideoloğun kıs kıs gülerek ortaya attığı bir yalan, yalnızca kendini tatmin edebilsin diye önüne atılmış bir kemik olduğunu anlamaya bildiği harf sayısı yetmiyor.

***

Ona değil ama İstanbullu Mario’yu İstanbullulara, bu memleketin insanlarına anlatmak gerekmez mi? Mario zamanın ruhunun şöhrete kavuşturduğu kelimenizle “ötekileştirmeye” çalıştığınız İstanbulludur. Romanının kahramanıdır o. “Benim kimi ipuçlarına yaklaştığım, doğduğu, denizini soluduğu ve bir türlü terk edemediği şehre, bambaşka bir pencereden bakmaya çalışan, daha da önemlisi, ‘dilini’, ‘asıl dilini’ bulmak için uzun bir yürüyüşü göze almış bir kahramanım vardı” diye anlatır. ‘Ülke’nin sırrı bu yürüyüşte gizliydi. ‘Ülke’nin sınırları bu ‘dille’ çizilecekti. Ülke bu ‘dilin’ kendisiydi, bu ‘dilin’ açtığı ufuktu, bu ‘dilin’ uyandırdığı hayallerdi, bu ‘dilin’ doğurduğu duyguydu” diye yazar.

***

Bu memleketin faşistleri bu bapta önemli değildir. Onlara Mario’yu anlatmak gerekli de değildir. Çünkü anlatamazsınız. Havsala meselesidir. Ama memleketin kendini aklı başında sayan, kendini şu salak ötekilerin kısır dünyasından kurtarmış sayan insanlarına da anlatmayalım mı? Kendini “İstanbul’un ‘batı’ya en yakın yarımadasında, bir ‘yabancı’ olarak doğmak benim suçum değildi ama İstanbul’u bir masal gibi yaşamak da benim suçum değildi” diye anlatan Mario’nun o masal İstanbul’u, aslında adınız ne olursa olsun sizin de İstanbulunuzdur. Çünkü siz de burada bir “yabancı” olarak doğdunuz ve hâlâ “yabancı” ne demek anlamakta zorlanıyorsunuz. Yabancısınız; rüyalarınızda bile o masalı yaşayabilmek için didiniyorsunuz. İstanbul masalı, “boğazın sularını bir ana rahmi olarak görmek isteyenlerin”, sizin de masalıdır çünkü.

***

İstanbullu Mario’yu kıt akıllı faşistin kaba saba saldırısından sözde korumak isteyen devletlilerin “hiç olur mu o bizim vatandaşımız” diyen devletlilere de, bilmem anlarlar mı ama bir iki söz, bildikleri birkaç kelimeye sığabilecek bir iki cümle söylemekten kendimizi alamayacağız artık...
Ey devletliler, ey sürç-i lisanı bilinçaltının tercümanı olan politik insanlar, Mario vatandaşınız, yurttaşınız olmasaydı ne yapacaktınız? Boykot edip kitaplarını Taksim Meydanı’nda öteki “yabancıların” kitaplarıyla birlikte yakacak mıydınız?

***

Sevgili Mario, özrümüz kabahatimizden büyüktür; hâlâ kurtulmayı başaramadık; ne kendimizi ne seni koruyabiliyoruz onlardan ve hâlâ aynı şehirlerde yaşıyoruz onlarla, bizi affet...  

Yazarın Son Yazıları

Sondan Bir Önceki

Sondan Bir Önceki

Devamını Oku
07.09.2018
İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

İdeolojinin Ekonomiyle Dansı

Devamını Oku
05.09.2018
Gazetelere Döviz Darbesi

Gazetelere Döviz Darbesi

Devamını Oku
03.09.2018
Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Dişleri Sökülmüş Eleştiri

Devamını Oku
02.09.2018
Hava Tükenmeden

Hava Tükenmeden

Devamını Oku
31.08.2018
Burjuvazi Mon Amour!

Burjuvazi Mon Amour!

Devamını Oku
29.08.2018
Haftanın Dökümü

Haftanın Dökümü

Devamını Oku
27.08.2018
Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Hep Biz mi Ödeyeceğiz?

Devamını Oku
26.08.2018
Unutma Yarın Cumartesi

Unutma Yarın Cumartesi

Devamını Oku
24.08.2018
Geleceği Kurtarmak (22.08.2018)

Geleceği Kurtarmak

Devamını Oku
22.08.2018
Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Büyük Sorunumuz: İşsizlik

Devamını Oku
20.08.2018
Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Umutsuzluğun Düşmanı Samir Amin

Devamını Oku
19.08.2018
Gazetecilik ölüyor mu?

Gazetecilik ölüyor mu?

Devamını Oku
17.08.2018
Kim Kriz İster?

Kim Kriz İster?

Devamını Oku
15.08.2018
Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Gazeteciliğin Tanımı Değişmedi, Değişmeyecek

Devamını Oku
13.08.2018
Krizin İki Cephesi

Krizin İki Cephesi

Devamını Oku
12.08.2018
Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Zamanıdır Yeni Bir Aşkın

Devamını Oku
10.08.2018
Kriz İçinde Kriz

Kriz İçinde Kriz

Devamını Oku
08.08.2018
Gazetecinin İşi

Gazetecinin İşi

Devamını Oku
06.08.2018
Katı Olan Her Şey...

Katı Olan Her Şey...

Devamını Oku
05.08.2018
Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Necdet Bulut Olsa Ne Derdi?

Devamını Oku
03.08.2018
Quo Vadis Kardeşler?

Quo Vadis Kardeşler?

Devamını Oku
01.08.2018
Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Hayvan Haklarına Ne Oldu?

Devamını Oku
30.07.2018
Ben Gelmem!

Ben Gelmem!

Devamını Oku
29.07.2018
‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız...’

Devamını Oku
27.07.2018
Platon’un Devlet’ini Okurken

Platon’un Devlet’ini Okurken

Devamını Oku
25.07.2018
Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Otoriter ‘Demokrasinin’ HALLERİ

Devamını Oku
23.07.2018
Uçardık Gökyüzüne Doğru

Uçardık Gökyüzüne Doğru

Devamını Oku
22.07.2018
Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Açıkları Kim Kapatacak ya da Meclis’in İşlevi

Devamını Oku
20.07.2018
Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor

Devamını Oku
18.07.2018
OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

OHAL Gidiyor mu? AİHS 15. Madde Kısıtları Kalkıyor

Devamını Oku
16.07.2018
Muhafazakârlık

Muhafazakârlık

Devamını Oku
15.07.2018
Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü...

Devamını Oku
13.07.2018
Ne Oldu, Ne Olacak?

Ne Oldu, Ne Olacak?

Devamını Oku
11.07.2018
Medyanın Zor Günleri

Medyanın Zor Günleri

Devamını Oku
09.07.2018
Kana Rengini Veren Nedir?

Kana Rengini Veren Nedir?

Devamını Oku
08.07.2018
Bir Başka Açıdan

Bir Başka Açıdan

Devamını Oku
06.07.2018
Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Daron Acemoğlu Ne Diyor?

Devamını Oku
04.07.2018
‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

‘Gazetecilik Suç Değildir’ ve Gazetecinin Suçları

Devamını Oku
02.07.2018
‘Dur Bakalım Ne Olacak?’ (01.07.2018)

‘Dur Bakalım Ne Olacak?’

Devamını Oku
01.07.2018