‘Maarif Modeli’ne karşı, demokratik direniş

30 Mayıs 2024 Perşembe

İktidar, emperyalizmle birlikte, Türkiye’yi yeniden biçimlendiriyor...

Üstelik de “ülkeyi yeniden biçimlendirmekte”, hem siyaseti hem ekonomiyi hem eğitimi hem de savaşı kullanarak nüfus yapısını değiştiriyor!

***

Siyaseti kullanıyor; iktidarı otoriterleştiriyor:

Rejimi değiştirdi.

“Demokratik Parlamenter Rejim” yerine “İslamo-Faşist”, “Neo-Patrimonyal Sultanizm” rejiminin “Şahsım Devleti”ni kurdu.

Ekonomiyi kullanıyor; ülkeyi yoksullaştırıyor:

Ülkenin bütün tarihsel, doğal, endüstriyel ve tarımsal ve hizmete dönük kaynaklarını kendi oligarşisine aktardı.

Hem gelir adaletini bozdu.

Hem ülkenin üretim kapasitesini ve üretim verimliliğini düşürdü.

Hem de ülkeyi iflas ettirdi.

Eğitimi kullanıyor; gelecek kuşakları tarihten ve bilimden koparıyor:

Milli Eğitim’i, resmi protokollerle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve tarikatların kurduğu dernek ve vakıfların din görevlilerine ipotek etti.

4+4+4 modeli ile laik eğitimi kaldırdı, çağ gerisi dogmatik eğitimi yerleştirdi.

“Maarif Modeli” ile bütün araştırmacı, sorgulayıcı eğitimi, gerçek olmayan bir tarih üzerine kurulmuş ideolojik bir modele dönüştürdü.

Savaşı kullanıyor; nüfus yapısını değiştiriyor:

Ortadoğu’da Suriye savaşına karıştı.

Resmi olmayan sayılara göre, 13 milyona ulaşan “düzensiz sığınmacı” nüfusunu ülkeye aldı ve topluma aşılamaya başladı.

***

Özellikle tahrip edilen eğitim ve nüfus, ülkenin, toprakla birlikte esas hammaddesi olan insan öğesinin nitelik değiştirmesine yol açacağı için, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm varlığına karşı bir tehdit oluşturmaktadır.

***

İktidar, Emperyalizmin de desteğiyle, dört koldan saldırıya geçmiştir:

“Etki ajanlığı yasası”.

“Emekli askerlere konuşma yasağı”.

“Maarif Modeli”.

“Yeni Anayasa girişimi”.

Bu girişimlerinin eğitime ilişkin olanını, yani çocuklarımızın gençlerimizin ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren modeli derhal uygulamaya da sokmuştur.

Zülâl Kalkandelen, dün Cumhuriyet’te, “Hızla Ortak Mücadele Cephesi Kurulmalı” başlıklı yazısında şöyle diyordu:

“Müfredata karşı homurdanmalar ülkenin her yerinden net olarak duyulan tek bir gür sese dönüştürülmezse siyasal İslamcılar, hayallerini hayata geçirmek konusunda dev bir adım daha atmış olacak.

Bu gerici kalkışma karşısında hızla büyük bir ortak mücadele cephesi kurulmak zorunda!”

Emperyalizm ve iktidar, dinciliği ve etnikçiliği, Demokratik ve Laik Sosyal Hukuk Devleti olması gereken Türkiye Cumhuriyeti’ni savunanlara karşı saldırı için kullanmaktadır.

Bu konuda, sadece yazılarını ve fikirlerini değil, sohbetlerini de çok özlediğim sevgili dostum İlhan Selçuk güncelliğini bugün de aynı canlılıkla koruyan 27 Mayıs 2009 Çarşamba günkü yazısında şöyle diyordu:

“Biz 1923’te kurulan ‘laik Cumhuriyet’in sivil güçlerle yaşama yetisini kanıtlayacağına inanıyoruz...

Bush Amerikası’nın AKP ile birlikte tezgâhladığı ‘Ilımlı İslam Devleti’ projesinin demokratik mücadeleyle yıkılacağını adımız gibi biliyoruz...”

(İlhan Selçuk’un yazısının tamamı bu haftaki GÜNCEL yazımda, kongar.org adresindeki internet sitemde okunabilir.)

***

Değerli okurlarım başta Ana Muhalefet Partisi CHP olmak kaydıyla, Demokratik Rejim’den yana olan bütün siyasal partilerin, bütün Demokratik Toplum Kuruluşlarının, bütün meslek odalarının:

İktidarın, sadece bugünümüzü karartan değil, yarınımızı da karartacak olan bu girişimlerine “Dur” demesi zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir.

Yarın çok geç olacaktır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları


En Çok Okunan Haberler