Çin’in salgınla mücadelesi nasıl başarılı oldu?
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Çin’in salgınla mücadelesi nasıl başarılı oldu?

23.03.2020 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Fan Xun Gazeteci 

Bu yıl başından beri, yeni koronavirüsu (Covid-19) salgını dünyada hızla yayılıyor. İki ay boyunca dünya genelinde 150’den fazla ülkede 200 bin Covid-19 vakası tespit edildi ve virüsten dolayı 10 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Bazı ülkelerde bu sayılar hızla yüseliyor. 

Çok hızlı yayılan ve dünyanın birçok ülkesinde de görülen salgın riskine karşı bazı ülkeler benzeri görülmemiş kontrol ve önleme tedbirleri aldı. 

Ancak koronavirüs salgınının eski merkez üssü olan Çin’de 18 Mart’ta ilk defa lokal vaka tespit edilmediği açıklandı. Tedavilerinin ardından taburcu edilenlerin sayısı ise toplamda 70 bini aştı. Çin’in çoğu bölgesinde üretim ve yaşam düzeni normale dönmeye başladı. 

Şüphesiz ki, Çin’deki ifadesiyle “salgının kontrolünü ve önlenmesini amaçlayan halk savaşında” ilk başarılar elde edildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros, diğer ülkelerin, salgının yayılmasını engellemek için Çin’in salgınla mücadele tecrübelerini öğrenmelerinin değerli olduğuna işaret etti. 

“Çin’in tecrübeleri” nedir Çin salgınla mücadeleyi nasıl başardı?

Birleşik komuta mekanizması oluşturulması 

Covid-19 salgınının ortaya çıkmasının ardından, Çin’in salgınla mücadele savaşının başkomutanı olan Cumhurbaşkanı Xi Jinping, ardı ardına en üst düzey toplantılar düzenleyerek salgınla mücadelenin etkilerine yönelik düzenlemeler yaptı.

Merkezi Hükümet Yeni Tip Koronavirüs Salgınıyla Mücadele Çalışma Grubu ‘Bahar Bayramı’nın ilk günü kuruldu. Çin Başbakanı Li Keqiang da söz konusu grubun lideri sıfatıyla Wuhan kentinde incelemelerde bulundu. Çin’in 1.3 milyarlık nüfusun yaşadığı 31 eyalet, merkeze doğrudan bağlı şehir ya da özerk bölgesi Çin Devlet Konseyi’nin ortak kontrol ve önleme çalışma Mekanizması’na dayanarak koronavirüsü salgınını “birincil müdahale gerektiren acil durum” ilan etti. 

Çin liderlerinin salgını bizzat yönetme hamlesi yerel halkın moralini yükseltti, salgının bertaraf edilebileceğine dair inancını ve cesaretini güçlendirdi. Ülke çapında malzeme ve personel dağıtımı gibi önleme ve kontrol çalışmaları etkili ve düzenli bir şekilde yapıldı. 

Salgının yayılmasının engellenmesi 

Çin hükümeti, salgına karşı en sıkı karantina önlemlerini aldı. Salgının merkezi olan Hubei eyaletinin merkezi Wuhan kentinin 23 Ocak’ta giriş ve çıkışlara kapatıldığı ilan edildi. Virüsün, ülkenin diğer yerlerine yayılmasını engellemek için Hubei eyaletinin diğer kentlerin giriş ve çıkış noktaları geçici bir süreliğine kapatıldı. Ayrıca Hubei dahil olmak üzere Çin’in çoğu bölgesi gerekli durum dışında dışarı çıkmayı kısıtlama kararı aldıklarını açıkladı. 

Çin hükümeti, kişisel verilerin gizliliğinin korunması temelinde her gün tespit edilen vakaların yol haritalarını duyurdu. Yakın temas kurdukları tüm kişilerin takip edilerek müşahede altında tutulduğu aktarıldı... Salgının ortaya çıkmasının ardından, toplumun tüm kesimlerinin seferber edilerek mahallelere hatta köylere kadar uzanan bir salgınla mücadele ağı kuruldu. Çin’in aldığı bir dizi tedbir, salgınla mücadelede verimli neticeler elde edilmesini sağladı. 

Sağlık kaynaklarının birleştirilmesi 

Hubei’ye yardım için ilk sağlık yardım ekibi 26 Ocak’ta eyaletin Xiaogan kentine ulaştı. Bundan sonraki bir ay içinde, Çin’in farklı bölgelerinden gelen 40 bin kişilik sağlık ekipleri, yeni koronavirüsünden kaynaklı salgından en ağır oranda etkilenen Hubei eyaletine ulaşarak çalışmalara destek vermeye başladı. 

Öte yandan Wuhan’da 10 gün kadar kısa bir süre içinde inşaları tamamlanan iki hastanenin yatak kapasitesi 2 bin 500’den fazla olarak kaydedildi. Hubei eyaletinde hafif hastaları kabul etmek için 13 kabin hastane kuruldu. Sağlık personeli ve uzmanlar gibi kaynakların birleştirilmesi sayesinde yerel hastaların ölüm oranının en yüksek nokta olan yüzde 9’dan yüzde 5’in altına düşmesi sağlandı. 

Koordinasyonun seferberlikle güçlendirilmesi 

Salgının kontrolü ve önlenmesinin anahtarı tüm insanların katılımıdır. Çin’in farklı bölgelerinde toplumun tüm kesimlerinin seferber edilmesi için modern yöntemler hayata geçirildi. Salgının bilgileri, kontrol ve önleme önerileri, bilimsel makaleler ve salgınla mücadele hikâyeleri günlük yaşamı ve sosyal medyayı kapladı. 

Mahalle, salgın önleme ve kontrolünün kritik ön cephesidir. Çin’de toplam 4 milyon 500 bin kişi mahallelerin salgınla mücadele çalışmalarına katıldı. Onlar mahalleye giren ve çıkan kişilere ateşlerini ölçerek sakinlere maske takması çağrısı yaptı ve evde karantinada olan insanlara günlük ihtiyaçlarını gönderdi. Toplumun tüm kesimlerinin seferber edilmesi, vatandaşların salgının kontrolü ve önlenmesindeki farkındalığını artırdı. 

Farklı bölgelere yönelik farklı müdahale önlemleri uygulanması 

Ulusal Sağlık Komisyonu öncülüğünde kurulan önleme ve kontrol mekanizması kapsamında farklı bölgelere yönelik farklı müdahale önlemleri uygulandı. Farklı risk seviyesine göre, işletmelerin üretime yeniden başlaması doğru ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildi. 

“Sağlık QR Kodu” Çin’in salgınla mücadele çalışmalarında önemli bir rol oynadı. “Sağlık QR Kodu” kullanan kişi sayısı yaklaşık 900 milyona ulaştı. Vatandaşlar sadece kendi telefonlarındaki “Sağlık QR Kodu”nu göstererek dışarı çıkabiliyordu. “Sağlık QR Kodu” sahibi olan göçmen işçiler de farklı yerlere gidebiliyordu. 

Şu ana kadar, Hubei eyaleti dışındaki işletmelerin yüzde 90’ından fazlasında işbaşı yapıldı. Çetin çabalar sonucunda Çin’de salgınla mücadelede aşamalı başarılar sağlandı. 

Uluslararası işbirliğinin derinleştirilmesi 

Covid-19 salgının, ortaya çıkmasının ardından, Çin merkezi hükümeti vaktinde müdahale ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda DSÖ ve diğer ülkelerle işbirliğini güçlendirmeyi sürdürdü. 

Çin-ASEAN Covid-19 salgını konulu özel dışişleri bakanları toplantısı şubatta Laos’un başkenti Vientiane’de düzenlendi. Çin ile Güney Kore arasında ortak salgının kontrol ve önleme işbirliği mekanizması kuruldu. Çin hükümeti ayrıca salgından en çok etkilenen İtalya ve İran’a sağlık uzman ekipleri gönderip tıbbi malzeme sağladı ve DSÖ’ye 20 milyon ABD Doları bağışta bulundu.

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025