Kıbrıs’ta yeni dönem, yeni tuzaklar - Ahmet Göksan
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kıbrıs’ta yeni dönem, yeni tuzaklar - Ahmet Göksan

04.04.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü konusunda değişik yöntem ve müzakere süreçleri yaşanıyor. Aradan geçen 60 yıllık dönemde müzakerelerin tam olarak yapıldığını söylemek olanaklı değil. BM genel sekreterlerinin isimleri ile anılan çözüm önerileri beklenen sonucu vermediğinden olacak uyuşmazlık her geçen dönem daha da kemikleşiyor ve içinden çıkılmaz noktaya doğru evriliyor. Bu süreçte Kıbrıs Rumlarının uzlaşmama noktalarına çakılıp kalmalarının yanı sıra BM görevlilerinin de aynı konularda yadsınamaz örnekleri olduğu biliniyor. Son olarak Pile-Yiğitler Yolu’nun açılması sırasında BM yetkililerinin davranışlarını örnek olarak göstermek olasıdır.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in son olarak görevlendirdiği Kıbrıs’taki Kişisel Özel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar karşımızdaki unsuru rahatsız etmiş gibi görünüyor. Bugüne değin genel sekreterlerin hazırladıkları çözüm önerileri taraflara sunularak incelendikten sonra müzakerelere başlanıyordu. Şimdilerde ise bu yöntem terk edilerek adada müzakereye başlanabilmesi için uygun ortamın olmadığı gerekçesi ile 2017’den bu yana herhangi bir çabanın yürütüldüğü söylenemez.

'ÖNLEMLER'İN GETİRDİKLERİ

Kolombiya Eski Dışişleri Bakanı olan M.A.H. Cuellar, görevine 2024 Ocak ayında atanması ile adaya giderek durum tespiti yapmak üzere bir dizi görüşmeler yaptı. 3 Haziran 1968’den bu yana her türlüsü denenmiş olan müzakerelerden istenen ve beklenen sonucun kazanılmadığı bilindiğinden olacak şimdilerde yeni yöntemle yola çıkılıyor. Müzakerelere başlanırken karşımızdaki Rum siyasiler süreçten duydukları rahatsızlıkları gizlemiyorlar. Yeni başlangıçları yeni bir umut olarak kabul etmedikleri de bir gerçek. Adadaki Rumların saldırılarını, Türklerin soykırımdan geçirilmesini önlemek ve bozulan düzenin yeniden kurulabilmesi için görevlendirilen BM Barış Gücü’ne 3 aylık bir süre tanınmıştı. Aradan kaç “3 aylık” sürenin geçtiğinin hesaplanmasına gerek yoktur. Çünkü M. A. H. Cuellar’a da 6 aylık bir sürenin verildiğinin bilinmesi gerekiyor.

Karşımızdaki unsur yeni dönemi değerlendirirken “Kıbrıs sorunu yeni bir sürecin versiyonu” diye başlık atıyor; BM örneğinde olduğu gibi AB’nin de bir temsilci görevlendirmesini istiyorlar. Bu isteklerini uzun yıllardır dillendirdikleri biliniyor. Rum siyasiler ise AKEL (Emekçi Halkın İlerici Partisi) başta olmak üzere “Cuellar’ın çabaları başlamadan bitebilir” açıklamasını yapıyorlar. Müzakerenin Crans Montana’da kalınan yerden yeniden başlatılmaması durumunda “İtibarımızı geri kazanmak için aşırılıklar yapmak zorundayız” diyerek tehdit savuruyorlar. Bu tür açıklamalar uzlaşmak gibi bir niyetlerinin olmadığının göstergesi oluyor.

Rum kesimi, Kıbrıs Türklerine yönelik Güven Yaratıcı Önlemleri (GYÖ) AB’ye sundu. Yıllardır dünyaya “Biz Kıbrıs Türkleri için GYÖ hazırladık” diyerek gerçeği söylemiyorlar. 14 maddelik olduğu belirtilen GYÖ açıklamasında nelerin yer aldığı biliniyor. Ancak inandırıcı olmadıkları için daha ciddi çalışmalara gereksinim duyuluyor. Bu durumun uyuşmazlığın çözümü konusunda BM alanında yürütülen çalışmaları sabote etme ve tuzak kurma olduğu anlaşılıyor. Buna koşut Rum Yönetiminin Kıbrıs Türklerine yönelik olarak AB’nin Yeşil Hat Tüzüğü listesini genişletmesi için baskı yapılıyor.

SORUNUN ÇÖZÜMÜ

AB’nin devreye sokulması ile birlikte Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ilerleme olacağını öne sürüyorlar. Yıllardır Türkiye’ye karşı uyguladıkları düşman hukuku anlayışından vazgeçmelerini beklememek gerekiyor. Bugüne değin müzakerelerde her zaman iyi niyetli olarak masaya oturduğumuz biliniyor. Ünlü İngiliz devlet adamı W. Churchill’in “Ne kadar uzak geçmişe bakarsanız ileriyi o kadar görebilirsiniz” söylemini adadaki uyuşmazlığı çözmeye soyunanların bilgisine sunuyoruz.

BM’in bir başka temsilcisi olan Colin Stewart ise “Kıbrıs’ta 60 yıl geçse de sorunun çözümünden vazgeçilemez” diyor. Öyleyse Kıbrıs uyuşmazlığını çözmeye soyunanların her iki halka da eşit davranmaları gerekmiyor mu? 

Ahmet Göksan

Yazar

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025