Kurumsal çöküş derinleşiyor!
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kurumsal çöküş derinleşiyor!

13.02.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Prof. Dr. Yakup KEPENEK

Ülkemizde devlet yönetiminde başkanlık yapılanmasının en yıkıcı taraflarından biri kamu kurumlarının yıkıma sürüklenmesidir. 

Son zamanlarda bunun çok sayıda örneği görülüyor.

Van’da çığ altında kalanları kurtarmak için başta AFAD olmak üzere onca kamu kurumunun düzenlemesiyle gidenler kendileri çığ altında kalıyor. 

Sabiha Gökçen Havaalanı’nda yaşanan uçak kazasının nedenlerinden birinin bir türlü tamamlanmayan pist olduğunun ve pistin yapımının İstanbul Havaalanı’nı yapan şirketlere verilmesinin soru işaretleri havalara uçuyor. 

Bütçe yapma hakkı bile elinden alınarak işlevsiz kılınan Meclis’in AKP’li üyeleri, FETÖ’cü yargı tarafından iki yıl hapse atılan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a karşı “Başkan”ın isteği üzerine dava açıyor. Ya yargının iyice siyasallaşmış olduğu gerçeği ne olacak?

Yine geçen hafta, toplumsal ve ekonomik yaşamın en güvenilir olması gereken kurumlarının başında gelen Kızılay ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olayları, kurumsal yıkıma tuz biber ekiyor.

Kızılay vergi kaçırma aracı yapılırsa...

Osmanlı’dan bu yana ülkenin en büyük yardım kurumu olarak bilinen Kızılay’ın bir vergi kaçırma olayında aracı olarak kullanılması çok yönlü bir kurumsal yıkım özelliği taşıyor.

 Ankara’da, kamu ihale kurumlaşması bir yana bırakılarak yapılan özelleştirme sonucu kamu hizmeti sunan özel tekellerden biri durumuna getirilen doğalgaz şirketinin yönetiminin, diğer kentlerden ayrı tutularak büyükşehir belediyesi yönetimi ile ilişkisi kesiliyor. Sonra bu şirket, devlet bütçesine ödemesi gereken vergiyi Kızılay’a bağışlıyor. Kızılay da aldığı 8 milyon dolar tutarındaki bu 75 bin dolarını kendisi alıyor, kalan 7 milyon 925 bin dolarını Ensar adlı vakfa aktarıyor. Tam da Elazığ ve Malatya depremlerinin yaşandığı günlerde halkın acılarıyla alay edercesine, bu paranın New York’ta yurt yapılmasında kullanılacağı açıklanıyor; ancak para yurt yapacak olan Türken Vakfı’na ulaşmıyor; yolda buharlaşıyor.

İleri demokrasimiz (!) bunun hesabını hiçbir yerde, Meclis’te, yargıda, basında ya da sokakta soramıyor. Halk, hayırseverlik duygularının ve yoksulluk içinde ödediği vergilerin aile boyu çıkar ilişkilerinde yok oluşunu içi acıyarak yaşıyor. Olayı sorgulayan basın emekçisi, ilgili şirketin yöneticisinden küfür yiyor. Ankara’nın merkezi Kızılay’da olayı kınamak üzere toplananların üzerine resmisiyle, siviliyle polis ve yeni oluşturulan bekçilerden oluşan kolluk gücü çullanıyor. Göreve yeni başladığında aylığı yeni göreve başlayan öğretmenden yaklaşık bin lira fazla olan bekçi çok daha vurucu davranıyor.

Bir kez daha TÜİK

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekonomik ve toplumsal istatistikleri derlemekle yükümlü tek yasal kurumdur. 2018’de yapılan atamalarla yönetimi tümüyle hükümete bağımlı kılınan bu kurumun özellikle de işsizlik, enflasyon ve ekonomik büyüme gibi önemli konulardaki istatistikleri, konunun uzmanları tarafından da defalarca kanıtlandığı gibi, hele de son yıllarda güvenilir olmaktan çok uzak kaldı.

TÜİK, geçen hafta açıkladığı enflasyon istatistikleriyle, güvenilmezliğini çok daha derinleştirdi. Tüketici fiyatlarını derlediği ürün sepetinin içeriğiyle bir kez daha ve nedenini açıklama gereği bile duymadan oynadı. 

Tüketici fiyatları, gıda, içecekler, giyim, konut, ev eşyası, sağlık, ulaşım, haberleşme, eğlence ve kültür, eğitim, lokanta ve oteller, çeşitli mal ve hizmetler ana başlıkları altında toplanır. Bu alt kalemlerin her biri tüketimdeki önemine göre ağırlık alır. 

TÜİK, 3 Şubat Pazartesi günü açıkladığı şubat ayı enflasyon verilerini, yeni ağırlıklar ile derlediğini buna göre, yüzde olarak gıdanın ağırlığının 23.29’dan 22.77’ye; ulaşımın 16.78’den 15.62’ye; konutun 15.16’dan 14.34’e indirilmiş olduğunu ve ocak ayı enflasyonunun buna göre hesaplandığını duyurdu. Ana kalemlerin etkisinin azaltılmasına, onların önemsizleştirilmesine karşın, yıllık enflasyon, geçen ocak ayına göre yüzde 12.15 ile yine de beklenenin üzerinde çıktı. 

Fiyat, piyasa ekonomisinin en etkili göstergesidir; ekonomiyle ilgili tüm konularda fiyatlara bakılarak karar verilir. Yanlış fiyat, yerlisiyle ve yabancısıyla tüm ilgilileri kör eder, yabancı turist şaşırır, yatırımcı gelmez. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden devletin ve işverenlerin yapacağı ücret ve maaş zamlarına dek alınan her kararda fiyat göstergesine bakılır. Çok önemli bir kurumsal sorun daha var: Yorumcuların uzmanlığı; bilimsel araştırma yapanların bilim insanlığı yalnızca doğru istatistiklerle çalıştıklarında bir değer taşır. Yanlış istatistiklerle ne uzmanlık ne de bilim yapılır; yalnızca yalan söylenir. 

“Yalancının mumu...” deyimini üretmiş olan bu toplum, yaşanan bu korkutucu kurumsal çöküşü de tersine çevirecek gizi güce sahiptir. 

Yazarın Son Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025