Laik ve demokratik eğitim anlayışı - Orhan Aydemir
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Laik ve demokratik eğitim anlayışı - Orhan Aydemir

17.04.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Köy Enstitülerinin kuruluşlarının üzerinden 84 yıl geçti. 71 yıl önce de kapatıldılar. Bunca zaman geçmesine karşılık, enstitü deneyimi bugün de güncelliğini koruyor. Adına vakıf ve dernekler kurduran, yüzlerce kitap yazdıran enstitülerin özgünlüğü nereden geliyor? Bu sorunun yanıtı, getirdiği eğitsel öneri ve yöntemlerle, uygulamalarından çıkan kazanımlarda saklıdır.

Köy Enstitülerinin getirdiği önerilerin başında eğitimde planlamacılık gelir. Öncelikle 17 Nisan 1940 gün ve 3803 sayılı kuruluş yasasının birinci maddesinde “Köy öğretmeni ve köye yarayışlı diğer meslek erbabını yetiştirmek” amacı belirlenmiş, bu amaca ulaşmak için sınırlı kaynakların en tutumlu biçimde nasıl kullanılacağının yol ve yöntemleri saptanmıştır. Öğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin ve enstitülerin kuruluş yerlerinin seçiminden, eğitim öğretim altyapısının oluşturulmasına kadar tüm etkinlikler planlı bir eğitim sistemi olarak bütünlük içinde düşünülmüştür. Okulların bölgesel dağılımı yapılmış, dört eğitim bölgesinde beşer tane Köy Enstitüsü açılmıştır. Her enstitünün tipik köy toplumunu yaşatacak özellikte en çok bin öğrenci alması, kara ve demiryollarına yakın bin ile altı bin dekar arasında tarıma elverişli devlet arazileri üzerinde kurulması öngörülmüştür. 30-40 yapıdan oluşan yerleşkelerin projeleri mimarlar arasında açılan yarışmalarla çizdirilmiştir.

EĞİTİM, BECERİ VE ÜRETKENLİK

Enstitülerin kuruluşunda düşük maliyeti önceleyen kaynak yaratıcı bir işletmecilik anlayışı egemendi. Savaş yıllarının olumsuz koşullarında enstitüleri kuranlar, hazır bir yaşama ortamı bulmadılar. Savaştepe’de olduğu gibi bir ağaç altında, bir çadırda işe başladılar. Kimi enstitülerde başlangıçta bir okul (Kızılçullu/Pazarören), bir çiftlik (Çifteler) ya da askeri kışla (Cılavuz) binasından yararlandılar. Ancak, çoğu sıfırdan başlayıp barınaklarını yerel malzemelerle kendileri kurdular. Harç karıp duvar ördüler. Enstitüleri suya ve elektriğe kavuşturdular.

1940-1953 yılları arasında enstitülerce 700 bina yapıldı. 15 bin dönüm toprak işlenip ekildi. Meyveli meyvesiz 750 bin fidan dikildi. Dönümlerce sebzelik ve bağ yapıldı. Binlerce hayvan bakıldı. Bu kısa dönemde 17 bin 364 öğretmen, 8 bin 675 eğitmen, 1599 sağlık memuru yetiştirildi.

GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR

Köy Enstitüleri her şeyden önce eğitime işi, beceriyi ve üretkenliği sokmuştur. Enstitülerin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç, iş eğitimine inanıyor “Bilmek demek, yapmak demektir” diyordu. Öğrenciler kendi tüketecekleri besinleri yine kendileri üretiyorlardı.

Enstitüler, demokratik eğitimi yaşatan kurumlardı. Herkes yönetime doğrudan katılırdı. Bir öğrencinin başkanlığında her cumartesi öğleden sonra yapılan değerlendirme forumunda; öğrenciler, öğretmenler ve yöneticiler gördükleri bir aksaklığı çekinmeden eleştirebilirlerdi.

SPOR VE SANAT

Enstitülerde günlük program içinde 1 saat özgür okuma etkinliği vardı. Hangi işte olurlarsa olsunlar bütün kümeler öğretmenleriyle birlikte ders dışı kitaplar okuyorlar ve bunları özetleyip tartışıyorlardı. Bu etkinlik köy yazını çığırının açılmasında Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mehmet Başaran, Dursun Akçam, Ali Yüce vb. birçok ozan ve yazarın yetişmesinde özendirici olmuştur.

Öte yandan karma eğitim yatılı okul olarak ilk kez enstitülerde uygulanmıştır. Sabahları erkenden tüm öğrenciler enstitünün spor alanında toplanıp akordeon ve mandolinler eşliğinde zeybek, horon ve halaylarla derse başlarlardı.

Bu çıktı ve kazanımlar, günümüz eğitim kurumlarının yararlanacakları değerdedir. “Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum” aldatmacasıyla “dinci ve kinci” bir gençlik yetiştirmek amacıyla yürütülen ÇEDES projesiyle eğitimin iyice dinselleştirilip dibe vurduğu son yıllarda, Köy Enstitülerinden çıkarılacak dersler çoktur. Çünkü temelinde yatan ilkeler sağlamlıklarını ve geçerliliklerine bugün de korumaktadır: Üretime, yaşama dönük; laik, ulusal ve demokratik eğitim... Bu ilkeler gelecekte de güncelliğini yitirmeyecektir!  

Orhan Aydemir

Emekli Öğretmen

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025