Genco’ya mektup

Genco’ya mektup

06.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Anladınız elbet, mektup canım arkadaşım eşsiz tiyatrocu Genco Erkal’a. Sadece ilk adıyla anılan kaç sanatçımız var ki?

Sevgili Genco yarın 6 Şubat, büyük Maraş depreminin yıldönümü. Çevre ve şehircilik bakanı tehlike var, tehlike var, diye anımsadı depremi ama tıpkı Hatay depremi, Bolu yangını ve daha nice insan kaynaklı afet konusunda olduğu gibi bir öneri ya da çözüm sunmadı. Çünkü mesele başka. Baştan başlıyorum mektuba:

Sevgili Genco,

Sen gideli, iktidar kültür alanındaki zayıflığını örtbas etmek için, daha doğrusu cumhurbaşkanının deyişiyle “kültürel alandaki sıkıntılarını” ortadan kaldırmak için; kültürel hegemonyalarını ilan etmek için var gücüyle seferberlik başlattı. Para pul, “İtibardan tasarruf olmaz”, saraylar ihaleler ormanlar kıyılar yetmedi, kurdukları vakıflar, uyguladıkları şiddet az geldi, illaki de kültürel egemenlik isteniyor!

(Hatırlasana, 12 Eylül sonrasında da Evren ressamlığa soyunmuş, sermaye sahipleri akın akın resimlerini satın almaya koşmuştu. Onun “sanat sevdası” bunlarınkinin yanında çok masum kaldı. Bunlar daha örgütlü: Biat etmeyen sanatçıları, yöneticileri, menajerleri, sokaktaki insanı doğru yargı kıskacına yolluyorlar.)

Gelelim şimdi niye sanat seslendiğime. Durup dururken değil. Son günlerde sadece ben değil, çok insan seni anıyor. Neden mi? Bertolt Brecht yüzünden. (Ah Brecht sen nelere kadirsin!)

‘HALKIN EKMEĞİ’

Hani Ekrem başkan ve Mansur başkan Çağlayan Adliyesi önünde el ele, orada destek için toplanan on binlerin önünde birlik ve dayanışma fotoğrafı verdi ya... O gün bugün “Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz” paylaşımı bol bol yayıldı ya... İşte iktidarın başı buna çok öfkeledi. 70’lerin terörist solcu sloganı gibi sandı. İmamoğlu bu sözün Bertolt Brecht’in “Ya Hep Beraber Ya Da Hiçbirimiz” başlıklı şiirinden alıntı olduğunu açıkladı ve gülümseyerek şu muhteşem yorumu yaptı: “Bu, kitap okumak ya da okumamak arasındaki bir kavramla ilişkilidir.” (Bu da beni hooop Turgut Özal’a ne okuduğu sorulduğunda “Ben sadece Tom Miks okurum” deyişine götürdü. Sonradan pişman oldu herhalde ki “Şaka yaptım” diyecekti. Oysa çok ciddiydi.)

Bize Bertolt Brecht’i sen sevdirdin! Hem oyunlarını hem şiirlerini. En çok senin ve Yılmaz Onay’ın, A. Kadir’in ve Asım Bezirci’nin çevirileriyle okuduk ve dinledik onları. 9 ciltlik “Halkın Ekmeği”nde geçer o şiir: Spartaküsten günümüze süregelen bir durumu açıklar. “Kim mi kurtaracak seni, köle?” diye başlar; her bölüm sonunda tekrarlanan dörtlük şöyledir. (Elbet günümüz de gladyatör savaşlarının yerini ekonomik savaşlar aldı; “yumruk” her tür şiddetin, “zincir” ise adaletsizliğin simgesi oldu.)

“Ya hep beraber ya da hiçbirimiz.

Kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden.

Ya hep beraber ya da hiçbirimiz.”

Dünya nerelere gidiyor biz nelerle uğraşıyoruz. Bu arada canım arkadaşım, buralar bildiğin gibi. Sana bu mektubu yazarken öğrendim: Erkekler, Ocak 2025’te en az 28 kadını ve dört çocuğu öldürdü, en az 39 kadına şiddet uyguladı, en az 13 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, 11 kadını taciz etti. (BiaNet)

Canım Genco geçen hafta içinde içimi en acıtan haber Cumhuriyet’te Figen Atalay’ın paylaştığı bir haberdi. Ülkemizden beyin göçü üzerine yapılan bir araştırmayı paylaşıyordu. “İyi eğitimli gençler neden gidiyor?” sorusunun yanıtını veriyordu araştırma: “Para değil adalet için.

İktidar 20 yıldır paraya, paralıya verdiği önemi adalete verseydi zaten bu duruma düşmezdik.

Ne diyor Brecht: “Bilin: Halkın ekmeğidir adalet/ … / Azaldı mı ekmek, başlar açlık/ bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya// Bozuk adalet yeter artık! Kötü adalete son! Sevgisiz pişirilmiş, bilgisiz yoğrulmuş!

Ezcümle çürümüş adalet, geç kalmış adalet, çürük ekmek gibidir. Şimdilik hoşça kal canım Genco.

Yazarın Son Yazıları

Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025