Yerleşim ve üretim alanları mevcut haliyle doğayla uyumlu değil
Doğal Hayatı Koruma Vakfı, afetlere karşı daha dirençli ve doğayla uyumlu bir gelecek için tüm Türkiye’ye “Yeşil İyileşme” çağrısı yaptı.
Türkiye ve dünyanın gündemine son yıllarda pandemi süreci, iklim krizi ile artan aşırı hava olayları, seller ve orman yangınları damgasını vurdu. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta yaşanan iki büyük yıkıcı deprem ise bu felaketler silsilesine telafisi olmayan kayıplar ekledi. Tüm afetler zincirinin bize acı bir şekilde gösterdiği üzere, insanın sağlığı ve esenliği, doğanın sağlığı ile ayrılmaz bir bütün.
Yeniden ayağa kalkma, bina inşa etmenin ötesine geçerek depremzede illerimizde yaşamı yeni bir anlayışla kurmak anlamına gelmeli. Afetlerin çevresel etkilerini göz ardı etmek, insanı ve doğayı gelecekteki risklere daha açık hale getirmektedir. Türkiye’nin altyapısı, iklim değişikliği ve doğal tehlikelerden kaynaklanan birçok riskle (sel, fırtına, orman yangınları, kuraklık, vs) karşı karşıyadır. Yerleşim ve üretim alanlarının mevcut haliyle doğayla uyumlu bir biçimde inşa edilmemiş oluşu bu riskleri daha da artırmaktadır.
DİRENÇLİ OLMALI
WWF-Türkiye (Doğal
Hayatı Koruma Vakfı),
afetlere karşı daha dirençli
ve doğayla uyumlu bir
gelecek için Türkiye’ye “Yeşil
İyileşme” çağrısı yaptı. Yeşil
İyileşme ilkelerinin deprem
sonrasında ayağa kalkma ve
yeniden yapılanma sürecinde
hayata geçirilmesi sağlanmalı
diyen WWF-Türkiye, şu
önerileri sıraladı:
- Yeniden yapılanma
sürecinin amacı, her
bakımdan (can güvenliği,
kentsel doku, doğal çevre, vb.)
afet öncesi koşulların ötesine
geçmek olmalı.
- Yeniden yapılanma
projeleri, bölgedeki çevresel
sorunların tanımlanmasını,
olumsuz çevresel etkilerin
en aza indirilmesini ve
olumlu çevresel etkilerin
desteklenmesini sağlayacak
şekilde tasarlanmalı.
- İyileştirme faaliyetleri
yerel koşullara uygun olmalı.
- Yeniden inşa süreciyle
ilgili kapsamlı stratejik
çevresel değerlendirme
yapılmalıdır.
- Ekosistem hizmetlerinin
sürdürülebilirliği ve insanın
esenliği için, milli parklar,
yaban hayatı koruma
alanları, sulak alanlar gibi
alanlarla içme suyu havzaları,
akarsular, kıyılar, ormanlar
ve meralar, atık boşaltımı
ve yapılaşma dahil her türlü
zararlı müdahaleden uzak
tutulmalı.
BORUSAN’DAN, SÜRDÜRÜLEBİLİR
SATIN ALMA POLİTİKASI
İKLIM, insan ve inovasyon odak alanlarında kapsayıcı bir sürdürülebilirlik stratejisi izleyen Borusan, bu konudaki bilinci artırmayı da hedefliyor. Sürdürülebilirlik kültürünün ve anlayışının paydaşlar özelinde de benimsenmesini değerli bulan kurum, bu doğrultuda “Sürdürülebilir Satın Alma Politikası” hayata geçirdi.
Borusan Holding İnsan,
İletişim ve Sürdürülebilirlik
Grup Başkanı Nursel Ölmez
Ateş ve Borusan Grup CFO’su,
Finansman, Mali İşler ve
Ortak Hizmetler Başkanı
Barış Kökoğlu’na göre,
sürdürülebilirlik kültürünün
iş ortakları ve paydaşları
tarafından da benimsenmesini
değerli bulan Borusan, bu
doğrultuda Sürdürülebilir
Satın Alma Politikası’nı hayata
geçirdi. Sürdürülebilirliği
daha sistematik kılmak
ve faydayı büyütmek
amacıyla paydaşlarına
çağrıda bulunan kurum,
sorumlu bir anlayışla tüm iş
ortaklarını sürdürülebilirlik
ekosistemlerine dahil ediyor.
DEFACTO’DAN
733 TON SU
TASARRUFU
DeFacto, sürdürebilirlik raporunda, uyguladığı sürdürülebilir yeni teknolojilerle 14 bin 209 adet Jean de 733 ton su tasarrufu ile su tüketiminde ortalama yüzde 75’lık azaltma sağladı.
Birleşmiş Milletler Küresel
İlkeler Sözleşmesi’ni 2014’te
imzalayarak perakende
sektörüne örnek teşkil eden
DeFacto, kendi tesislerinde
kaynak kullanımını
azaltıyor ve her yıl onlarca
tasarruf projesini devreye
alıyor. Sürdürülebilir
koleksiyonlarıyla müşterilerine
de çevreye duyarlı tüketim
imkânı sunmayı amaçlıyor.
Kendi lokasyonlarında kişi başı
su tüketim yoğunluğunu kişi
başı 17.42 metreküpten 10,84
metreküpe düşüren şirket, 1
kişinin su ayak izinde yüzde
38’lik bir azalma sağladı.
ARTA TEKSTİL'DEN 500
BİN AVROLUK SU YATIRIMI
Hazır giyim sektörüne
dokuma ve örme kumaşlar
sunan ARTA Tekstil;
yaklaşık 500 bin
Avroluk su tasarrufu
yatırımıyla sektörüne
öncülük ediyor.
ARTA Tekstil
kurucu ortağı
Arif Nalbant,
“Şu anda tükettiğimiz suyun
yüzde 9 civarını tekrar
kullanıyoruz, 2023’te bunu
yüzde 15’lere çıkarmak
istiyoruz. İşletmemizde tüm
üretim istasyonlarımızda su
kullanım verimliliklerini günlük
olarak takip ediyor, problem
olması durumunda da önlem
alıyoruz” dedi.
İZOCAM, ÜRETİMİ YEDİNCİ DOĞAL KAYNAKTAN YAPIYOR
İZOCAM, üretiminde yüzde
80’e kadar “yedinci doğal
kaynak” olarak adlandırılan
geri dönüştürülmüş malzeme
kullanıyor. Atıklar; hava, su,
kömür, petrol, doğalgaz ve
minerallerden sonra yedinci
doğal kaynak olarak kabul
ediliyor.
İzocam Genel Direktörü Murat
Savcı, “Çevre dostu malzemeler
içeren İzocam camyünü
ve taşyünü yalıtım
malzemeleri, dünyada
en çok bilinen ürünler
arasında. Üretimimizin
yüzde 80’inde kum,
bazalt ve geri dönüşümlü
camlar kullanıyor”
dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi