Akın Akınözü Cumhuriyet Pazar'a konuştu: 'İntikam değil adalet!'

Tuzak dizisinin hayran kitlesini her geçen gün artıran oyuncusu Akın Akınözü ile intikam peşinde koşan karakteri Umut’u ve Akınözü’nün oyunculuğa bakışını konuştuk.

Yayınlanma: 27.11.2022 - 13:00
Akın Akınözü Cumhuriyet Pazar'a konuştu: 'İntikam değil adalet!'
Abone Ol google-news

İntikam adaleti tecelli ettirmek için bir yol mudur? TV8’in yeni yayın dönemine epey ses getirerek giren dizisi Tuzak, izleyicisine bu soruyu sorduruyor. Dizinin başrolünde Umut karakterine başarıyla yaşam veren Akın Akınözü’nün de bu konuda söyleyecekleri var.

O, bir matematikçi olarak çıktığı yolda düşünce dünyasını felsefeyle zenginleştiren bir oyuncu. Karakterlerini de böyle ele alıyor. Sözü ona bırakalım...

- Tuzak, bir intikamı konu ediniyor. İntikam oldukça güçlü bir duygu. Sizin intikam kavramına bakışınız nasıl?

“Tuzak” aslında adaleti konu ediniyor. Bence bizim hikâyemizde intikam, adaleti bulma yolunda kullanılan duygusal bir yakıtı temsil ediyor. İntikam gibi güçlü duygular, kişiyi ele geçirdiğinde sağlıksız ve yıkıcı olabilirken kişinin zekâsı ve iradesi sayesinde doğru yönlendirilerek adalet gibi daha erdemli amaçlara ulaşmanın anahtarı olabilir.

- Karakteriniz Umut'u intikam isteğinde haklı buluyor musunuz?

Evet, adalet isteğinde haklı buluyorum ve beslediği intikam duygusunu çıktığı yolda yönetme becerisine de büyük hayranlık duyuyorum. Umut, bugüne kadar davasına en inandığım karakter.

- Meslektaşlarınıza göre biraz ilginç bir başlangıç öykünüz var. Oğlunu konservatuvar okumaya yönlendiren bir anne. Ancak aklını rakamlarla bozmuş ve matematik okuyan bir çocuk. Güzel bir sözünüz var: "Oyunculuktaki problemleri çözmeye yöneldim." Sizin içinizde oyunculuk tutkusunu başlatan şey, düşünme biçiminize uygun bir yönünü keşfetmeniz miydi?

Aslında, düşünme biçimime uygun olmadığını keşfetmemdi… Matematiksel düşünce tarzımın zorlanacağı ve sınanacağı bir bilinmeze yolculuk yapma olasılığı beni heyecanlandırdı. Ama bu adımı atmak için bana güç ve güven veren de yine matematik oldu.

- Joachim Phoenix ile ilgili çok güzel bir yorumunuza denk geldim. “Marlon Brando gibi oyunculukta yeni bir sanat yolu yarattı” demişsiniz. Sanırım bu yorumunuz oyunculuk ve analitik düşünce arasında kurduğunuz bağı pekiştiriyor. Siz mesleğinizi, bir karakter oluşturmayı nasıl ele alıyorsunuz? "Her öykünün bir matematiği vardır” denir. Her karakterin de bir matematiği var mı?

Joaquin Phoenix “Joker” filmini, kendi adına hiçbir sahnede ezber, devamlılık ve prova zorunluluğu olmaması şartıyla kabul ediyor. Çünkü oynadığı karakterin kaotik ve spontane matematiğine ancak her sahnede bütün olasılıkların açık olması halinde ulaşabileceğini fark ediyor. Projenin yönetmeni Todd Philips kurguya gittiğinde elinde bir milyon Joker olduğunu söylemiş…

Biz tek bir Joker izlesek de içinde her an bir milyon farklı olasılığı içeren kaosu hissediyoruz. Bu örnek, hem bir karakteri nasıl ele almak gerektiğini hem de nasıl her karakterin kendine özgü bir matematiği olduğunu açıkça gösteriyor.

- Sizin için "yeni nesil jön" deniyor. Bu tanımlama üzerinden şunu sormak istiyorum. Klasik jönlük veya başrol oyunculuğunun eskisine göre sizce ne gibi farkları var?

Zamanın ruhu değiştiği için insanlara hitap eden ifade etme biçimleri de zamanla birlikte değişime uğruyor. Ondan dolayı, bence değerli olan yeni nesil jönlük değil, her neslin kendini anlatma biçimine liderlik edebilecek vasfı ve esnekliği gösterebilmektir.

- Hemen herkesin hayranlık duyduğu bir ilişkiniz var. Aynı zamanda açıklamalarınız ve davranışlarınızla takdir görüp örnek gösteriliyorsunuz. Peki şöhretin getirdiği olası kötü alışkanlıklar ve davranış biçimlerinden nasıl uzak duruyorsunuz?

Getirebileceği olası kötü alışkanlıklar ve davranış biçimleri yerine getirdiği sorumlulukla birlikte hayatıma kattığı değere odaklanarak…

- Ergenlik döneminizde ABD'de geçirdiğiniz bir zaman var. Neden gittiniz, neler kaldı oradan size?

Ergenlik dönemimin tamamını orada geçirdim. Üniversiteyi okumak için gitmiştim. Ama bugün geriye dönüp baktığımda daha iyi anlıyorum ki; dünyanın sayılı üniversitelerinden birinde okumaktan çok, ben aslında 17 yaşımda ailemden ayrılıp dünyanın başka bir ucuna, hiç bilmediğim bir kültüre ve coğrafyaya giderek bugün meslek olarak yaptığım oyunculuğa adım atmak için ihtiyaç duyduğum cesareti ve olgunluğu kazanmışım…

UMUT’UN ‘PLAYLİST’İ

- Müzikle çok ilgili olduğunuzu biliyorum. Spotify listenizde son günlerde hangi şarkılar öne çıkıyor. Bizimle paylaşır mısınız?

Oynadığım her karakter için yeni bir şarkı listesi hazırlarım. Çekim dönemlerinde de arka planda genellikle karakterim için hazırladığım şarkı listesi çalıyor olur. Umut için bir kaç örnek verecek olursam: Levent Yüksel - Tuana, Pinhani - Dünyadan Uzak, Nina Simone - Sinnerman (Sofi Tukker Remix)

SORU SORMAK DEĞERLİ

- Felsefeye ilginiz var ve sanırım felsefe de okudunuz. Size göre felsefi düşünme biçimi bir insanın düşünce dünyasından çıkıp gündelik yaşantısına, mesleğine ve kararlarına nasıl olumlu etkide bulunabilir?

Felsefe, düşünme sanatıdır ve biz felsefe sayesinde soru sormayı öğreniriz. Benim için soru sormak her zaman cevap vermekten daha değerli olmuştur çünkü soru sormadan ne gündelik hayatımızda ne kariyerimizde ne de aldığımız kararlarda ilerlememiz mümkün değildir.

Günümüz bilgisayarları cevapları bizlerden daha hızlı, daha doğru hatta daha estetik verebilme seviyesine çoktan eriştiler ama hala soruyu soran bizleriz. Hayatımıza, mesleğimize, kararlarımıza olumlu etkisinden daha da önemlisi felsefe; insanoğlunun özgürce varlığını sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu en önemli aksiyonlarından birinin okuludur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler