Bu çayı çok yavaş için

Her haliyle kendne özgü olan Japon kültüründe çay içmek de diğer pek çok eylem gibi törensel bir anlam taşır. Zamanın ve tüketimin giderek hızlandığı, kalplerin ve ruhların içinin giderek boşaldığı günümüzde Japonların geleneksel çay seremonisini uygulamak, bireye kendisiyle ve çevresiyle dingin bir bağ kurma fırsatı verir.

Bu çayı çok yavaş için
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.12.2022 - 13:45

Her şey ne kadar da hızlı!” bu cümleyi benim gibi siz de sıkça duyuyorsunuzdur. İçinde bulunduğumuz zamanın bir yansıması olarak düşünülen hızlanma eğilimi; birçoğumuzun sıkışmış, mutsuz, motivasyonsuz ve andan uzaklaşan bireyler olmamıza da neden oluyor. Sanki hızlandırıcı bir sistem veya hızlanmaya neden olan bir enfeksiyon dünyayı ele geçirmek istiyor gibi de gelebilir! Metaforları bir kenara bırakacak olursam, zamanımızı hızlanan bir eğriyle inşa etmek aynı zamanda bizim doğayla ilişkimizi de birebir etkileyen bir yapıya sahip. Hızlanıyoruz, hızlandıkça hissedemiyoruz, tüketiyoruz ve tükeniyoruz geride donuklaşan, otantikliğini kaydeden benlikler bırakıyoruz.

Kışın etkisini hissetmeye başlarken ve yeni bir yıl da yaklaşırken siz değerli okuyucularla gündelik yaşamımda bana ve birçok kişiye yol gösteren sıcacık bir eylemden söz etmek istiyorum. Karşınızda çay seremonisi! “Ben her gün zaten çay içiyorum ama etkileri burada anlatılan gibi mi emin olamadım?” diyorsanız çay içmek ile çay seremonisini deneyimlemek arasındaki farkları bir düşünmek lazım.

ÇAYIN YOLU

Japon kültüründen chado veya sado olarak kulağımıza çalınan, Türkçeye “çayın yolu” olarak çevirebileceğimiz eylem, çay içmenin törensel yaklaşımı üzerinedir. Kendimize ve konuklarımıza bu deneyimi yaşatmak adına, çayın içeriğinden sunulduğu eşyalara, odanın dekorasyonundan sessizliğe kadar birçok uyulması gereken kural vardır. Öte yandan chado’ların en önemli yanı dört temel ilkeye dayanmasıdır. Wa (uyum), Kei (saygı), Sei (saflık), Jaku (huzur) ilkeleri yalnızca çay seremonisinde değil, buradan hareketle tüm yaşamın bir parçası olur. Japon kültüründe Wa, Kei ve Sei sayesinde dördüncü ilkenin kendiliğinden meydana gelen çabasız bir durum olduğunu söylenir. Huzuru çabasız bir durum ifade etmek anı, kalpten hissedilmemize de yol açar. İşte bu farkındalık bize, merkezimize insan türünü almak yerine tüm canlılara sevgi ve saygı besletir. Ağaçları duyarız, hayvanlarla dost oluruz, dengeli bir şekilde tüketmeyi tercih ederiz.

Tabii ki çay seremonileri yalnızca Japon kültürüne özgü değil, Çin ve Kore’de de yaygın bir çay kültürü vardır. Burada minik bir parantez açmak isterim. Çay seremonilerini çay saati etkinlikleri ile karıştırmamak ve kıyaslamamak gerekir. Birbirinden çok farklı amaçları vardır. Küçük bir örnekle açıklayacak olursam: Çay seremonisindeki katılımcılar sessizliğin içinde uyum, saygı, saflık ve huzuru deneyimleyerek anla eşleşen bir farkındalık yaşarlar, çay saatleri ise evlerimizden otellerin ana salonlarına kadar birçok yerde deneyimleyebileceğimiz daha çok sosyalliğin ön planda olduğu toplanma etkinlikleridir.

NASIL YAPILIR?

Peki. Ben bir çay seremonisi yapmak istiyorum ama nasıl” diye soracak olursanız birçok yöntemi var. Kendi yaptıklarımdan ve kış ayına uygun olan birini sizinle paylaşayım. Zerdeçal, kakule, tarçın -bu üçü ısınmanıza ve içsel ateş çalışmasına yardımcı olur- ve kalbinizin ferahlamasına yardımcı olan gül yapraklarının üzerine kaynamış suyu dökün ve 5 dakika demlenmesini bekleyin. Demlenmiş çayınızı ve fincanınızı evinizde en sevdiğiniz, önceden tasarladığınız çay seremonisi alanına götürün. Cep telefonunuzu evdeki en uzak noktaya koyun ve sessizliğin içinde çayınızı servis edin. Her bir yudumla birçok şeyi hatırlayacak ve hızlanan zamanın dışına çıkmanın bir anahtarı olduğunu anlayacaksınız. Bir süreliğine bile yavaşlamak ve kendimize (dostlarımıza-ailemize) bu anı hediye etmek doğayla uyumlanmamız için etkili bir yöntem. 




Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler