Çocuklara isim koymak
Birçoğumuz çocuğumuza büyüklerimizin ismini vermek isteriz. Oysa bu yanlıştır. Çünkü büyüklerimize hem sevgi besleriz hem de öfke duyarız.
Çocuklarımıza koyacağımız isimler onların yaşamlarını etkileyebilir. Ancak burada kastedilen psikolojik temelli bir etkidir, isim analistlerinin iddia ettiği gibi bilimsel temelden yoksun, büyüsel (majik) bir etkilenme yoktur. Konuya önce isim analizi açısından daha sonra da psikoloji bilimi açısından bakalım.
İSİM ANALİZİ
İsim analizi diye bilimsel, ciddi bir uğraş alanı yoktur, sadece saf insanları kandırmaya yönelik birtakım iddialar vardır. İnternete isim analizi yaptıklarını belirten bazı kişilerin aynı zamanda kendilerini yaşam koçu, psikolojik danışman, meditasyon uzmanı ve mentör olarak da tanımladığını görüyoruz. İsim analistlerine göre adımızdaki harfler kişiliğimizi ve kaderimizi belirliyormuş. Bu arada birçok isim analizi tekniği varmış, bunlardan birisi de kuantum isim analizi tekniğiymiş. Fizik, matematik bilmeyenlerin kuantum mutluluk, kuantum isim analizi diye ortaya çıkmaları trajikomik bir durumdur.
İnternette A’dan Z’ye harflerin kişilere verdiği kişilik özelliklerine bakıyorum, meğer adında Ü harfi olanlar işlerini yavaştan alırlarmış. Adımda iki tane Ü bulunduğu için benim de gayet yavaş olmam gerekiyor. Oysa bu güne kadar yazdığım kitaplara, verdiğim konferanslara, çektiğim televizyon programlarına bakıldığında bu kehanetin yanlışlığı anlaşılıyor. Sonuçta isim analizi denen şey, astroloji gibi akla ve bilime aykırıdır.
ADLARIMIZIN PSİKOLOJİK ETKİSİ
Bize verilen adlar kendimizi algılamamızı etkileyebilir. (Tekrar vurgulamakta yarar var, söz konusu etki, isim analizinde iddia edilen türden büyülü bir etki değildir.) Örneğin Kahraman, Aslan ya da Güzel gibi adlar koyduğunuzda çocuğunuzun bu durumdan etkilenmesi doğaldır. Hem çocuk etkilenir, hem de çevresi bu addan etkilenerek davranır ona.
Doğduğumda iki dedemin adını verip Hasan Vasfi demişler bana. Altı aylıkken hastalanmışım, bilgisi az fikri çok komşular anneme iki ölmüş büyüğün adının ufacık çocuğa ağır geldiğini bu yüzden hastalandığını söylemişler. Annem öğretmendi ve avukattı, bir Cumhuriyet aydınıydı. Ancak insanın çocuğu söz konusu olunca ilim irfan ortadan kaybolur. Annem babama adımı Rüçhan olarak değiştirmeyi önermiş, babam “Hayatım Türkçesini koyalım” demiş, adım Üstün olmuş. Üstün kelimesi aynı zamanda doğumumda sezaryen yapan Profesör Ziya Üstün’ün soyadıymış. Böylece hafiflemişim (!) ve iyileşmişim. İyi de asıl Üstün adı bana ağır geldi, öğrencilik yaşamım boyunca sürekli iftihara geçmek zorunda hissettim kendimi. Adıma ancak 40 yaşımda alışabildim. Çocuklara konulan iddialı isimler onlara sıkıntı verebilir.
ÇOCUKLARA ANNE BABALARIMIZIN ADLARINI KOYMAYALIM
Her ne kadar geleneksel kültürümüz dedelerin, ninelerin, anne babaların adlarının çocuklara verilmesine sempatiyle bakıyorsa da çocuklarımıza anne babalarımızın adlarını vermemeliyiz. Niçin? Çünkü hemen herkes anne babasını hem sever hem de onlara kızar. Anne babalarımız güzel insanlardır ancak arada da olsa bize baskı yapmışlardır, kızmışlardır, en azından bizi bağımlı kılmaya çalışmışlar, özgür seçimlerimize karışmışlardır. Onları sevmek için çok sebebimiz vardır ancak kızmak için de sebeplerimiz vardır. Öyleyse çocuğunuza anne babanızın adını koyduğunuz zaman ona hem sevgi hem öfke duyacaksınız demektir. Anne babanızın adını taşıyan çocuğunuza, bir zamanlar onlara yönelttiğiniz olumlu ve olumsuz duygularınızı transfer etme ihtimaliniz yüksektir. Oysa çocuğunuz bu türden bir öfkenin muhatabı olmamalıdır, aynı zamanda bir zamanlar anne babalarınızı sevdiğiniz için şimdi çocuğunuzu sevmeniz de doğru değildir. Onları, bizim büyüklerimizin adlarını taşıdıkları için değil, kendileri oldukları ve geleceğe ait olacakları için sevmeliyiz.
Eğer çocuğunuza anne babanızın adını vermişseniz ona kızdığınız zaman hak ettiği için mi yoksa anne babanızdan rövanş almak için mi kızdığınızı ayırt edemezsiniz. Duygularınızda istenmeyen bir bulaşma ortaya çıkar.
Çocuğunuza anne babanızın adını vermişseniz lütfen üzülmeyiniz, benzeri hatayı biz de yaptık. Büyük kızımıza benim annemin adını, küçüğe ise hak geçmesin diye eşimin annesinin adını verdik. Yanlışmış meğer, gençtik, bilemedik. Ancak olan oldu, esef etmeyelim. Anne babalarımıza saygı duymak doğaldır fakat çocuklarımızı onların devamı gibi görmek doğal değildir. Ayrıca ölmüş bir çocuğun adını kardeşine vermek de doğru değildir; ölmüş abilerin, ablaların adını taşımak kardeşler için bir yüktür.
Çocuklara isim koyma konusunu mizahla noktalayalım. “Sümela Manastırı” adlı filmde bir Karadenizli çocuğuna Oğuz adını koymuş. İmam bunun yanlış olduğunu, çocuklara Kuranıkerim’de geçen kelimelerden birisini koymak gerektiğini söyler. Çocuğun babası Oğuz kelimesinin Kuranda bulunduğunu iddia eder. İmam oku bakayım deyince de “Oğuzu billahi mineşşeytanirracim” der. Kalın sağlıcakla.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza