Almanya'da Türklerin kurduğu partiye 'banka hesabı' ambargosu

Almanya'da 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine girmeye hazırlanan DAVA partisi (Çok Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak), ülkedeki çeşitli bankaların kuruluş hesabı açma ambargosuyla karşı karşıya kaldı.

Siyasi oluşumun önde gelen üyelerinden avukat Fatih Zingal, parti adına banka hesabı açtırmak için ülkedeki çok sayıda banka ile görüşüldüğünü, ancak hiçbirinin bir neden göstermeksizin hesap açmadığını söyledi.

Zingal, "Banka hesabı açtıramıyoruz, çok sayıda bankayla görüştük. Bankaların çoğu reddetmek için bir neden göstermezken, bazıları da partimize hesap açması halinde itibar kaybına uğrayacağından korkuyor. Bunun garip bir demokrasi anlayışı olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Partinin 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılabilmesi için 4 bin imzaya ihtiyacı vardı. Zingal'e göre, son beş hafta içinde ülke genelinde 11 bin imza toplandı. 

Federal Seçim Komisyonu, DAVA partisi ile birlikte 35 siyasi oluşumun 9 Haziran'daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmasını onayladı.

DAVA PARTİSİ

Almanya seçimlerine de girebilecek olan DAVA partisi, Alman basını Bild'de geniş yankı uyandırmıştı.

Partiyi "AKP'nin Almanya şubesi" olarak niteleyen Bild, "Erdoğan’ın, Almanya’daki partisinin 5 milyon seçmen kitlesi olacağı" iddiasında bulundu.

Bild, parti hakkında "DAVA partisi katı milliyetçi, anti-demokratik, İslamcı özellikler taşıyan ve İsrail'den açıkça nefret eden bir partidir" ifadelerini kullandı.

Alman basını, partinin "pragmatik ve ideolojiden arındırılmış bir mülteci politikası" çağrısında bulunduğunu yazdı.

Siyasi oluşumun başkanının Tevfik Özcan, önde gelen üyelerinin ise ülkede yaşayan avukat Fatih Zingal, Dr. Ali İshan Ünlü ve Dr. Mustafa Yoldaş olduğu belirtildi.

PARTİYE GELEN TEPKİLER

Alman siyasetçilerden DAVA partisinin kurulmasına yönelik çeşitli tepkiler gelmişti.

Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir, partiye tepki göstererek, "Erdoğan'ın burada seçimlere girecek bir kolu, ihtiyacımız olan son şey" yorumunu yaptı. 

SPD Eş Başkanı Saskia Esken, "Türk kökenli vatandaşlarımıza Almanya'nın bir bütün olduğunu, tek bir halk olduğumuzu ve göçmenleri sınır dışı etmek isteyen aşırı sağcı şebekeler gibi güçlerin iktidara yaklaşmasına izin vermeyeceğimizi, ancak Erdoğan'ın bölücü eğilimlerinin de burada bir rol oynamayacağını açıkça belirtmek önemlidir" dedi. 

Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Parlamento Grubu Başkan Yardımcısı Jens Spahn, "böyle bir şeyin Almanya'da bir başka aşırı parti olacağı" uyarısında bulunurken, CDU'nun iç politika sözcüsü Christoph de Vries de federal hükümetin "böyle bir partinin kurulması varsayımını hiçbir şekilde hafife almaması gerektiğini" söyledi.