Virginia Woolf, evlilik, kriz ve bir yayınevi!
Virginia Woolf, 28 Mart 1941’de cebine doldurduğu taşlarla Ouse nehrine girip intihar ettiğinde geride kocası Leonard Woolf’a hitaben yazdığı bir mektup bırakmıştı. Geçirdiği nöbetlere artık daha fazla dayanamayacağını ifade ettiği mektubunda kocası Leonard’a şöyle diyordu: “Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum… Hayatımdaki tüm mutluluğu sana borçluyum.”
Carole d’Yvoire’ın Gizem Şakar’ın çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı, ismini aldığı bu sözden hareketle, Virginia ve Leonard çiftinin evliliğine zemin hazırlayan koşulları ve arka planda yatan “düşünce yapılarını” sorguluyor. Sonunda sözü 1917’ye, yani birlikte kurdukları yayınevine getirerek noktalıyor.
Woolf, evlilik, kriz ve bir yayınevi!
Virginia Woolf, 28 Mart 1941’de cebine doldurduğu taşlarla Ouse nehrine girip intihar ettiğinde geride kocası Leonard Woolf’a hitaben yazdığı bir mektup bırakmıştı. Geçirdiği nöbetlere artık daha fazla dayanamayacağını ifade ettiği mektubunda kocası Leonard’a şöyle diyordu: “Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum… Hayatımdaki tüm mutluluğu sana borçluyum.”
Carole d’Yvoire’ın Gizem Şakar’ın çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı, ismini aldığı bu sözden hareketle, Virginia ve Leonard çiftinin evliliğine zemin hazırlayan koşulları ve arka planda yatan “düşünce yapılarını” sorguluyor. Sonunda sözü 1917’ye, yani birlikte kurdukları yayınevine getirerek noktalıyor.
Hayalle gerçek arası bir ada; Elia (16.06.2021)
“Yılmaz Şener bir önceki romanı Kör Adım’da geçmişi anlatırken, Elia’da (İthaki Yayınları) gözünü geleceğe dikiyor. Elia Adasını, ada detaylarını, ada insanlarını iyi yansıttığı ve modern bir politika eleştirisi de sunduğu romanında evrensel bir dili ve temayı yakalamış görünüyor. Okurken; dünyanın başına tebelleş olmuş totaliter rejimlere, düşünce suçlularına, haksız/delilsiz/iddianamesiz yargılananlara bir de Elia’nın gözünden bakmanızı tavsiye ederim.”
Woolf, evlilik, kriz ve kendine ait bir yayınevi! (04.06.2021)
Virginia Woolf, 28 Mart 1941’de cebine doldurduğu taşlarla Ouse nehrine girip intihar ettiğinde geride kocası Leonard Woolf’a hitaben yazdığı bir mektup bırakmıştı. Geçirdiği nöbetlere artık daha fazla dayanamayacağını ifade ettiği mektubunda kocası Leonard’a şöyle diyordu: “Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum… Hayatımdaki tüm mutluluğu sana borçluyum.”
Carole d’Yvoire’ın Gizem Şakar’ın çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı, ismini aldığı bu sözden hareketle, Virginia ve Leonard çiftinin evliliğine zemin hazırlayan koşulları ve arka planda yatan “düşünce yapılarını” sorguluyor. Sonunda sözü 1917’ye, yani birlikte kurdukları yayınevine getirerek noktalıyor.
Hayalle gerçek arası bir ada; Elia (22.04.2021)
“Yılmaz Şener bir önceki romanı Kör Adım’da geçmişi anlatırken, Elia’da (İthaki Yayınları) gözünü geleceğe dikiyor. Elia Adasını, ada detaylarını, ada insanlarını iyi yansıttığı ve modern bir politika eleştirisi de sunduğu romanında evrensel bir dili ve temayı yakalamış görünüyor. Okurken; dünyanın başına tebelleş olmuş totaliter rejimlere, düşünce suçlularına, haksız/delilsiz/iddianamesiz yargılananlara bir de Elia’nın gözünden bakmanızı tavsiye ederim.”
Saramago… ‘Körlük’te görmedikleri, ‘Görmek’te gördükleri
Salgın ile ülkemizde seyirci kaldığımız siyasi manzaranın bir benzeri Saramago’nun kaleminden yıllar önce çıkmış. Körlük, tıpkı Covid 19’un tüm hayatımızı birkaç hafta içinde felce uğratması gibi, ölümcül bir virüsün aniden yayılarak insanları paniğe ve kaosa sürüklemesini anlatıyor.
Saramago… ‘Körlük’te görmedikleri, ‘Görmek’te gördükleri (09.10.2020)
Salgın ile ülkemizde seyirci kaldığımız siyasi manzaranın bir benzeri Saramago’nun kaleminden yıllar önce çıkmış. Körlük, tıpkı Covid 19’un tüm hayatımızı birkaç hafta içinde felce uğratması gibi, ölümcül bir virüsün aniden yayılarak insanları paniğe ve kaosa sürüklemesini anlatıyor.
Saramago… ‘Körlük’te görmedikleri, ‘Görmek’te gördükleri (01.05.2020)
Salgın ile ülkemizde seyirci kaldığımız siyasi manzaranın bir benzeri Saramago’nun kaleminden yıllar önce çıkmış. Körlük, tıpkı Covid 19’un tüm hayatımızı birkaç hafta içinde felce uğratması gibi, ölümcül bir virüsün aniden yayılarak insanları paniğe ve kaosa sürüklemesini anlatıyor.