14 yılda 128 hak ihlali

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 105. Uluslararası Çalışma Konferansı, Türkiye açısından işçi simsarlığından kıdem tazminatına yapısal uygulamalara imza atıldığı, taşeron uygulamanın kamu çalışma biçimine dönüştürülmeye çalışıldığı ve iş cinayetlerinin ciddi bir artış gösterdiği bir dönemde yapılıyor.

Çalışma hayatıyla ilgili uluslararası asgari standartlar oluşturan ve işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan üç taraflı bir örgüt ILO tarafından 30 Mayıs-10 Haziran arasında Cenevre’de toplanan konferansa DİSK adına Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ve yönetim kurulu üyeleri katılıyor.

Konferansta, DİSKAR tarafından hazırlanan bir de rapor sunacaklarını söyleyen Çerkezoğlu, Türkiye’nin çalışma yaşamı açısından en kötü beş ülke arasında olduğunu belirterek, AKP döneminde 128 hak ihlali yapıldığını dile getirdi.

Temel çatı yıkıldı

Uluslararası Çalışma Konferansı’na katılmak üzere Cenevre’ye giden DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, işçiler tarafından kazanılmış hakları ortadan kaldıran yapısal reformlara imza atılan son 14 yılda 120’den fazla ihlalin yapıldığı bir dönemde düzenlediğine dikkat çekti.

Toplantıda neleri gündeme getirecekleri sorusuna, “Sonuçta Türkiye’nin gerçeklerini dile getireceğiz, vereceğimiz raporda da yer aldığı gibi sözleşmelerin yalnız üçte birini imzalamış, imzaladığı sözleşmeleri 120’den fazla ihlal etmiş bir iktidar var karşımızda” şeklinde yanıtladı.

Yapısal uygulamalar

Güncel duruma dikkat çekecekleri, iş güvencesinin ortadan kaldırıldığını, en son özel istihdam büroları aracılığı işçi kiralama uygulamasına imza atıldığını, kiralık işçilik ve kıdem tazminatı konusunda cumhuriyet döneminin en işçi düşmanı unvanını kazanmış bir iktidarla karşı karşıya olduklarını anlatan Çerkezoğlu, kazanılmış tüm hakları ortadan kaldıran yapısal yaptırımlara imza atıldığını, taşeron konusundaki istikrarlı tavrın, iş cinayetlerinin hızlı arttığını anlatacaklarını belirtti.

Özellikle kiralık işçilikle çalışma yaşamının temel çatısının ortadan kaldırıldığını, çalışma yaşamının işçi ve işveren temelli olduğunu ve iş hukukunun buna göre şekillendiğini ancak tam bir amele pazarına dönüştürülen iş piyasası ile işveren ve işyerinin belli olmadığı bir sürece gidildiğinin altını çizen Çerkezoğlu, “Böylesi bir dönemde gidiyoruz, olanları anlatacağız, Türk İş ve bakanlıktan da temsilciler olacak” diye konuştu.