19 Mayıs'ın 92. Yıldönümü

19 Mayıs'ın 92. Yıldönümü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.05.2011 - 05:51

Atatürk, İstanbul’da kaldığı 6 ay süresince Milli Mücadele’yi planladı. Milli Mücadele’nin tohumları, aslında Mond-ros’tan hemen sonra Kasım 1918 başlarında Adana’da atılmıştır.

Atatürk, Nutuk’a “1919 yılı mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım” diye başlar.

Bu cümleden hareket ederek tarih kitapları, Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasını “Milli Mücadele”nin başlangıç tarihi olarak kabul ederler.

Oysa “Milli Mücadele”nin kökleri daha gerilerdedir. Direniş gerçeğinin ortaya çıkışı, Çanakkale savaşlarıyla olmuştur. Çanakkale savaşları bir yandan vatan için güçlü bir direnişi, öte yandan genç Yarbay Mustafa Kemal’in önemli bir askeri deha olarak ortaya çıkışını sağladı.

Turgut Özakman, Diriliş adlı eserinde bu iki olgunun tarih sahnesine çıkışını anlatır.

Çanakkale’deki başarılara karşın, Osmanlı Devleti diğer cephelerde yenik düştü; müttefik Almanların da pes etmesi üzerine, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkesi imzalandı.

Filistin cephesindeki Yıldırım Orduları Komutanı Liman von Sanders’in yerine Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Komutanlığı’na atandı. (31 Ekim 1918)

Yenilmiş ve dağıtılmış Yıldırım Orduları’nın yeni komutanı olarak Adana’ya gelen Mustafa Kemal’in hiç vakit kaybetmeden ve hiçbir duraksama göstermeden Mond-ros Ateşkes Antlaşması’nın kimi maddelerinin uygulanmasına karşı çıktığına tanık oluyoruz.

İngilizler, İskenderun Limanı’ndan karaya asker çıkarmak istemektedir. Mustafa Kemal bu girişime şiddetle karşı çıkar. İstanbul Hükümeti o bölgedeki yetkili komutan Mustafa Kemal’i yumuşatmak istemektedir. Sekiz gün süren karşılıklı telgraf iletişimi, sert bir sinir savaşına dönüşür. Mustafa Kemal İstanbul’da Sadrazam’a gönderdiği telgrafta:

“Pek ciddi ve samimi olarak arz ederim ki ateşkes şartları arasında yanlış yorum ve anlamayı ortadan kaldıracak önlemler alınmadıkça, orduları terhis edecek ve İngilizlerin her dediğine boyun eğecek olursak İngilizlerin ihtiraslarının önüne geçmeye imkân kalmayacaktır” der.

Sadrazam, “İngilizlerin İskenderun Limanı’ndan yararlanmalarında bir mahzur (sakınca) görmediğini” bildirir. Mustafa Kemal, bu durum karşısında Sadrazam’a çektiği telgrafta “İskenderun’a asker çıkarması halinde, İngilizlere karşı ateş emri verdiğini” bildirir.

İsyanın başlangıcı

Mustafa Kemal açıkça İstanbul’a karşı çıkıyor, isyan ediyordu. Nitekim;

Sadrazam, Mustafa Kemal’e çektiği telgrafta “İskenderun’a çıkacak İngilizlere karşı tarafınızdan silah kullanılmasının emir verilmiş olması, devletin siyasetine ve memleketin menfaatlarına kesinlikle aykırı olduğundan bu yanlış emrin derhal düzeltilmesi” istenir. (6/7 Kasım 1918)

Mustafa Kemal, Sadrazam’a “İngilizlerin elde edecekleri sonucu onlara kendi yardımımızla sunmak tarihte Osmanlılık için ve bilhassa bugünkü hükümetimiz için pek kara bir sayfa yaratır” diyerek yanıt veriyordu. (8 Kasım 1918)

Bu telgrafın son cümlesi şöyle bitiyordu:

“... Ben her ne durum ve konumda bulunursam bulunayım doğru olduğuna inandığım görüşlerime uymaktan nefsimi men etmeye kadir değilim (kendimi alıkoyma gücünde değilim).” (8 Kasım 1918)

Bu karşı çıkış Atatürk’ün güçlü kişiliğinin, bağımsızlıktan ödün vermeyen tavrının ve siyasal öngörüsünün tarihsel kanıtlarıdır. Zaten Mustafa Kemal de hemen görevden alındı ve İstanbul’a geriye çağrıldı.

Bu arada Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal, emrindeki Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy Paşa’yı Adana’ya çağırdı ve şunları şöyledi:

“Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve savunması, bizlerin de ... yol göstermemiz ve bütün ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır” dedi.

İstanbul’a hareket ederken kendi yerine Cebesoy’u bıraktı. İlk savunma önlemleri alınmaya başlandı. İlk direnme merkezi Adana olacaktı.

Ateşkes antlaşmasına göre jandarmanın bulunduğu bölgede kalması olanaklı olduğu için, ordunun subay ve erat kolordusunu jandarmaya kaydırdı.

Özetlersek:

Mustafa Kemal’in Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra on gün süren Yıldırım Orduları Komutanlığı sırasında, Adana’da:

1- Mondros Ateşkes Antlaşması’nın koşullarına karşı çıkması ve İstanbul hükümetiyle ciddi tartışma açması;

2- İstanbul hükümetinin kararını dinlemeyerek, İskenderun Limanı’na asker çıkarmak isteyen İngiliz güçlerine, silahla karşılık verilmesini emretmesi ve bunu İstanbul hükümetine bildirmesi;

3- 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy Paşa’ya emir vererek, elde kalan askerleri jandarmaya kaydırması ve ileriye dönük “milli mücadele”nin tohumlarının atılması, ulusal milli mücadele savaşımızın başlangıç girişimlerinin kanıtlarıdır.

Bu nedenle Kasım 1918 başlarında, işgalin ilk günlerinde Adana’da direniş ve Milli Mücadele başlamıştı.

Adana’dan ayrılan Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi. O gün, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 55 parçadan oluşan müttefik donanması, işgal etmek için İstanbul Limanı’na giriyordu.

Mustafa Kemal İstanbul’da tam 6 ay kaldı. Anadolu’da gerçekleştirilecek ulusal direnişi adım adım planladı.(*)

İşte 19 Mayıs 1919, bu planların gerçekleşmesi için Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı ve Türk milleti için “yıldızın parladığı” gündür.

(*) Mustafa Kemal’in 6 aylık İstanbul’daki yaşamı, mücadelesi ve planları için bkz: “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay”, Cumhuriyet Yayınları (19. Baskı).


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler