2 yeni sınır kapısı daha açılıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Irak'ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yaptığı açıklamada, Irak ile 2 yeni sınır kapısının daha açılacağını ve İstanbul-Bağdat arasına demiryolu kurulacağını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin görüşmesi sona erdi. Bağdat'ta ''Yeşil Hat'' olarak adlandırılan bölgedeki Başbakanlık Sarayı'ndaki görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü. Görüşmede, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.
Suriye'yle işbirliği olumlu karşılandı
Edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın yaptığı görüşmelerde Abdülmehdi ve Haşimi, Türkiye ile Suriye arasında vizenin kaldırılması konusunu olumlu karşıladıklarını söyledi.
Görüşmelerde Başbakan Erdoğan'ın, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan duyulan memnuniyet dile getirildi. Abdülmehdi ve Haşimi, Irak'a Türkiye'den giden suyun arttırılmış olmasından dolayı ''müteşekkir'' olduklarını da söyledi.
Terörle mücadelede işbirliğinin gündeme geldiği görüşmelerde, Abdülmehdi ve Haşimi'nin sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin terörle mücadeledeki önemini bildiklerini ve sürenin uzatılması konusunu ''anlayışla'' karşıladıklarını ifade ettikleri öğrenildi.
Ayrıca Kerkük'te barışçıl bir çözümün sağlanmasına katkıda bulunacaklarını bildirdikleri de kaydedildi.
Türkiye'nin, Irak ve Suriye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkısından dolayı da ''müteşekkir'' olduklarını ifade eden Irak Cumhurbaşkanı Yardımcıları, bu katkıların devamını beklediklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın da Erbil'de bir konsolosluk açılacağını söylediği öğrenildi.
Erdoğan'ın havaalanındaki açıklamaları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'a gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Terör örgütü PKK'nin üst düzey yöneticilerinin mal varlıklarına ABD'de el konulmasına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan şunları söyledi:
''Bunlar bizim yıllar yılı konuştuğumuz konular. Terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi uyuşturucudur. Bunun Amerika ayağının bu şekilde olduğunun Amerikan yönetimi tarafından ortaya konmuş olması önemliydi. Ama bunun Avrupa ayağı var. Avrupa ayağı çok daha farklı, çok daha güçlü. Aslında Avrupalı dostlarımıza biz bunları yıllardır söylüyoruz. 'Bakın' diyoruz 'Burada böyle bir durum var. Bu işin sermaye boyutunu uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı buna benzer bir çok gayrimeşru yollar teşkil ediyor. Bunların üzerinde hassasiyetle durmanız lazım'. Hatta bir zamanlar çok ciddi paralar da yakalandı ama bu paralar maalesef farklı yöntemlerle farklı yollarla yine onlara iade edilme durumuna gidildi. Temenni ederiz ki Avrupalı dostlarımız da bu yanlışı görerek gerekli tedbirleri... Bunu dondururlar mı, farklı adımlar mı atarlar, bu adımları da bekleriz.''
Anadolu Tatbikatı
Erdoğan, bir gazetecinin ''İsrail'le Türkiye arasında tatbikat gerginliği yaşanıyor. Dün de İsrail'in Türkiye'ye Neronları teslim etmeyeceği bilgisi geldi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Ben konuyla ilgili düşüncelerimi daha önce açıkladım. Dışişleri Bakanlığımız bir cevabı oldu. Fakat ben çok açık ve net bir şey söyleyeyim, her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını halkının taleplerini göz önünde bulundurma mecburiyeti vardır. Bakın mecburiyeti vardır, diyorum. Ben halkımın taleplerini bir kenara koyamam halkımın talebi bu istikamettedir. Daha önce verilen eğitim çalışmalarıyla ilgili konuda bile bu hassasiyeti gösterdiler. Ama biz bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin de yaptığı açıklamalarla bu konudaki tavrımızı söyledik. Fakat tatbikat konusuyla alakalı olarak da bunun şu anda yapılamayacağını bunun İsrail dışındaki katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı ve böylece biz eğer yaparsak bunu sadece Türkiye olarak tek başımıza yaparız ama aksi bir halde de bizim için bu bir kıyamet değildir. Şunun bilinmesini isteriz, Türkiye güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz.''
Türkiye ile İsrail arasında Neronlarla ilgili ve başka konularda da birçok anlaşma bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun tabii uluslararası hukuk noktasında da bağlayıcılıkları var ama şu ana kadar bana gelmiş resmi bir bilgi yok. Sadece dün aldığım bir bilgi, İsrail radyosu böyle bir şey söyledi noktasında... Ben medya üzerinden bu tür konuları değerlendirmem ama bu konuda resmi bir bilgi bize ulaştığında bizim Dışişleri Bakanlığımız bu konuda çalışmalarını yapar, hukuk noktasında bu konudaki çalışmaları yaparız. Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz biraraya geliriz, çalışmalarımızı yaparız. O zaman da bununla ilgili gerekli açıklama yapılır.''
Mahmur Kampı'nın kapatılması
Bir gazetecinin, ''Irak'taki temaslarınızda PKK ile mücadelenin de gündeme geleceğini söylediniz. Bu çerçevede Mahmur kampı, terör kamplarının kapatılması gündeme gelecek mi?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Terörle ilgili olarak demokratik açılım sürecimizin en önemli başlığı diye bunu sürekli ifade ediyorum. Tabii ki terör sorununu çözmede, bu sorunu minimize etmede özellikle dağ olayının çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Burada tabii ortak çalışma yapılması gereken, birinci derecede Irak'tır. Özellikle Kuzey Irak'tır. Bu konudaki çalışmalarımızı, zaten üçlü olarak Irak-Türkiye-ABD İçişleri bakanlarımızın bir araya gelmek suretiyle yaptıkları çalışmalar var biliyorsunuz. Bu güvenlik mekanizması zaten işliyor. Bunun başlama süreci 5 Kasım 2007'dir. Bizim ABD seyahatimizde o zaman ABD Başkanı Sayın Bush ile yapılan bir açıklamadır. 'PKK terör örgütü düşmanımızdır, Irak'ın da düşmanıdır, Türkiye'nin de, bizim de düşmanımızdır' diye ilan ettikleri o süreçten itibaren bir ortak çalışma başlamıştır ve burada hedefimiz, bu demokratik açılımla her şeyin çözümüdür. Terörle bir yere varılamayacağıdır ve bu konuda adımları samimi bir şekilde atacağız.''
Baykal ile görüşme
Erdoğan, aynı gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, Kürt Açılımıyla ilgili yapılacak görüşmenin kamerayla kaydedilmesi şartının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
''Anamuhalefet partisinin liderine benim yazdığım mektup, bu sorularınızın cevabını zaten kapsamaktadır. Anamuhalefet partisi liderinin talep ettiği kamera konusu, vesaire zaten sizler gereğini yazıp çiziyorsunuz. Ben de çok şeyleri bu arada öğrenmiş oluyorum. Cevabımı verdiğimde zaten bu görüşmeyle ilgili, niteliği de ortada olacak.
Belki de kendilerini bir telefonla da arayıp, görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu kendisiyle telefonda bir tezekkür etmeyi de düşünüyorum.''
Başbakan Erdoğan, Baykal ile görüşmenin hangi tarihte yapılacağına ilişkin soruya da ''Açıklayacağız'' yanıtını verdi.
44 mutabakat muhtırası imzalanacak
Başbakan, bugün Türkiye ve Irak arasında 44 mutabakat muhtırasının imzalanacağını da belirtti. Başbakan El Maliki ile başkanlık edeceği ortak kabine toplantısının ardından sonuçlandırılmış metinlerin de imzalanacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Bildiğiniz gibi bölgemizde bir ilk teşkil eden yüksek düzeyli stratejik işbirliğinin temel hedefi Türkiye ile Irak arasında kapsamlı bir ekonomik bütünleşmenin, dayanışmanın tesisidir ve buna benzer adımları önce Irak'la attık ardından Suriye ile bu adımı attık daha sonra Rusya Federasyonu ile bu adımı attık ama Rusya Federasyonu ile hemen şu anda uygulamaya geçmiş bir durum söz konusu değil. Ama bunun da adımını Sayın Putin'in ziyaretinde ilk olarak o gün anlaşmaları imzaladı şimdi kabul gördü.
İnşallah buna benzer bir süreci Rusya Federasyonu ile aramızda işleteceğiz ve Orta Doğu'da örnek bir işbirliği mekanizması olmasını arzuladığımız Stratejik İşbirliği Konseyi'nin bir diğer modeli ile alakalı 2 gün önce Suriye'de Dışişleri Bakanımın orada riyasetinde hayata geçirdik. 13 Ekimde bakan arkadaşlarımızın Suriyeli meslektaşları ile önce Halep'te ardından Gaziantep'te gerçekleştirdiği ayrıntılı istişareler bölgemizde kalıcı bir refah ortamının teşkili açısından tarihi önem taşımaktadır. Irak ile Suriye komşu ülkelerimiz... Sınır noktasında aramızda çok çok uzun sınırlarımızın olduğu iki ülke ve bu Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseylerinin çalışmaları ülkemizin çevresindeki barış ve istikrar kuşağının kuvvetlendirilmesini de sağlayacaktır.''
Yapılacak ortak kabine toplantısının ardından imzalanacak muhtıraların Irak ile işbirliğinin geliştirilmesi bakımından stratejik bir önem taşıdığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ulaşım, sağlık, tarım, enerji ticaret, müteahhitlik sektörü, eğitim gibi birçok alanda imzalanacak anlaşmaların detaylarının daha sonra ilgili bakanlıklar tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi.
Stratejik işbirliği konseyi kapsamında ele alınacak konular
''Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan ve ülkemizi tehdit eden PKK terörü de Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ele alacağımız önemli konu başlıklarından biri olacaktır'' diyen Erdoğan, ''Terörle mücadelede etkin sonuç alınmasını sağlayacak tedbirleri uygulamaya koyduğumuz süreç çerçevesinde Irak hükümetinin somut ve kuvvetli işbirliğini ve desteğini beklediğimizi Irak'taki temaslarımızda gündeme getireceğiz. Kaldı ki bu güne kadar yaptığımız çalışmalarda bu konuda Irak merkezi hükümeti olumlu yaklaşımını sürekli ortaya koymuştur ve bunu da çok açık net göstermiştir'' diye konuştu.
Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmalarından ayrı olarak kendisinin Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve yardımcıları Tarık Haşimi, Adil Abdülmehdi ve Meclis Başkanı Ayad el Samarrayi ile ikili görüşmeleri olacağını bildiren Erdoğan, görüşmelerde Irak'taki son durum ve bölgedeki gelişmeleri ele alacaklarını da anlattı.
"Son yılların en önemli temaslarından biri olacağını inanıyorum"
Ocak ayında Irak'ta seçimlerin yapılacağını anımsatan Başbakan Erdoğan, yaptıkları ziyaretin bu bakımdan farklı bir anlamı olduğunu bildirdi.
''Temenni ediyorum ki gerek heyetimizin teşkili gerek görüşeceğimiz dosyaların kabarıklığı bakımından Irak'a adeta bir dostluk çıkarması gerçekleştiriyoruz ve hedefimiz de budur'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Irak'ın dirliği, beraberliği, çok daha kısa zamanda değişim dönüşümünün sağlanmasına Türkiye olarak gerek tarihten gelen gerek değerler açısından olan birlikteliğimiz noktasında da bir dayanışmanın, bir paylaşımın bu noktada sağlanmasıdır. Bu yoğunlukta bir program ve kalabalık heyetle son yılların en önemli temaslarından biri olacağına inanıyorum. Yanımızda tabii çok ciddi sayıda bir iş adamları grubunu götürüyoruz ve iş adamlarımız da yine orada muhataplarıyla ilgili oradaki bakanlarla aynı zamanda bakan arkadaşlarımızın riyasetinde toplantı yapacaklar ve temenni ederim ki sektörel anlamda da onların bazı anlaşmaları gerçekleştirmeleri büyük önem arz etmektedir.''
Ermenistan maçı
Bir gazetecinin, ''Ermenistan maçı ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri'' konusundaki sorusu üzerine, Erdoğan şunları söyledi:
''Başından beri ifade ettiğimiz gibi bunlar tabii bir sürecin olumlu, farklı bir başlangıcı. Bunlar, iki Ermenistan maçıyla başlamış bir süreç değil. Sürecin daha eskisi var. AK Parti iktidarıyla başlayan bir süreç. Biliyorsunuz göreve geldiğimiz andan itibaren başlığımız neydi? Biz düşman kazanmaya değil, dost kazanmaya geldik. Düşmanlıkları ortadan kaldırarak dostlukları tesis etmeye geldik. Bu konuda sadece Ermenistan konusu yok. Aynı şey Kıbrıs'ta da çok açık, net ortaya koyduk ve ne dedik 'biz her zaman bir adım önde olacağız' ve bunu her alanda kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda her yerde bugüne kadar yaptık, yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.
Ermenistan da bunlardan bir tanesi. Kaldı ki bugün bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımız var ve bunlarla iç içe herhangi bir sıkıntı yaşamadan, hayatı devam ettiriyoruz, ettireceğiz. Onların herşeyiyle, güvenliği, inancı bizim güvencemiz altında. Bunun sorumluluğu, mesuliyeti içerisindeyiz. Bu konuda da en ufak farklı bir düşünce söz konusu değildir. Zaman zaman bazı istenmeyen olumsuz şeylerin olması Ermeni vatandaşlarımıza karşı bir tavır olarak değerlendirilemez. Yani böyle bir değerlendirmenin içerisine girmek de Türk milletine ve Türkiye'ye haksızlık olur.''
Kerkük sizin iç sorununuzdur
Konuşmasında, ''Kürt açılımı'' konusunda atılan adımlara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu bizim ülkemizdeki Kürt kökenli kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yönelik attığımız bir adım değildir, birinci derecede terör soruna karşı attığımız bir adımdır. Bütün etnik unsurların sorunları var, Kürt kardeşlerimizin, Laz'ın, Arnavut'un, hepsinin sorunları var. Şimdi Irak'ta Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Şiilerin sorunları yok mu? Diğer grupların sorunu yok mu? Genel olarak söylüyorum: Bunların hepsi sorun alanlarıdır. Bu sorun alanlarına karşı, demokratik açılımla bunları en aza indirmenin gayreti içindeyiz.
Bir kardeşiniz olarak şunları söylemek durumundayım: Kerkük sizin iç sorununuzdur. Kerkük'ün sorunları, Irak'ın sorunlarını çözdüğünüz gibi onu da bugüne kadar çözseydiniz, samimiyetle söylemek durumundayım, öyle sorunlar olur ki kardeşler devreye girer ve oradaki o sorunların çözümünde size yardımcı olur. Biz size ortak bir tespiti söyledik. Dedik ki 'Kerkük'te bütün Irak halkının hakkı vardır, Kerkük Iraklılarındır, Irak'ın olmalıdır. Eğer bunu sadece Kerkük'te yaşayanlara bırakacak olursanız, yarın bir başka sorunla karşı karşıya kalırsanız. İçeride çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalırsınız'. Biz bunu bugünden görür gibiyiz. Biz Irak vatandaşı değiliz ama Irak'ı yaşıyoruz. Çünkü sizlerle ortak tarihi paylaştık paylaşıyoruz. Bunu bir kardeşlik düşüncesi olarak söylüyorum.''
TSK'ye sınır ötesi harekata izin veren tezkereye de değinen Erdoğan, Irak merkezi yönetimiyle mutabık kalarak bugüne kadar bu adımları attıklarını ifade etti.
ABD'de, 2007 yılında ''PKK terör örgütü ABD'nin, Türkiye'nin, Irak'ın düşmanıdır'' diye ilan ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Hiçbir zaman TSK, harekatlarında bir sivil nokta vurmamıştır. Terör örgütünün yerleşkesi durumunda olan noktalara saldırıda bulunmuştur ama düşünün ki Irak'tan eğer benim ülkeme geçiş yapıyor da terör örgütü benim ülkemde köyleri basıyorsa buna sizin anlayış göstermemeniz lazım ve ''Bu tezkerenin geçmesini kınıyoruz' ifadesini doğrusu ben de kınıyorum. Teröre karşı ortak mücadele vermemiz lazım. Eğer terörün kökünü kazıyamazsak yarın terör bugün onu savunanları vurur. 'Benim teröristim iyi, seninki kötü' mantığı olmaz. Terörün dini, ırkı, vatanı da olmaz. Kaldı ki zaten sizler terörle, teröristle baş başa çok yaşadınız. Kaldı ki Irak adeta terör örgütlerinin, teröristlerin antrenman sahasına dönmüştür. Hala da burayı tam terk etmiş değillerdir. Bunları göreceğiz, ortak tedbir alacağız, temizleyeceğiz. Siz de biz de huzur bulacağız. Biz ne Irak'ın ne de Irak halkının mağduriyetine asla göz yummayız, müsaade etmeyiz.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı