2010'da 250 TL zam isteği
BASK Başkanı Resul Akay, memur maaş artışlarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta, memur ve memur emeklisinin ekonomik sıkıntılarını hafifletmek çin 2010 yılı maaş artışının gözden geçirilmesini ve seyyanen 250 TL'lik maaş artışı yapılmasını beklediklerini dile getirdi.
BASK Başkanı Resul Akay, 8 Ocak'ta memur maaş artışlarıyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben bir mektup gönderdi. Mektubunda, kamu görevlisi olmadan bir hükümetin icraatını sürdürmesi ve başarılı olmasının mümkün olmayacağını vurgulayan Akay, vatandaşları memnun etmenin yegane yolunun da kamu görevlisinin ekonomik, sosyal sorunlarını çözmek, onları mutlu ve memnun etmekten geçtiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
2009 yılında ekonomik göstergelerin bozulması sonucu memur ve emekli kitlesinin geçim sıkıntısı çektiğine değinen Akay, mektubunda hükümetin ekonomideki kötü gidişi dikkate alarak 4/C personeli ile SSK ve Bağ-Kur emeklisinin aylıklarında nispi de olsa bazı iyileştirmeler yaptığını ancak söz konusu iyileştirme kapsamına memur ve emeklilerini dahil etmediğini vurguladı. Bu nedenle memur ve memur emeklisinin içinde yaşadığı sıkıntıları hafifletmek amacıyla 2010 yılı için belirlenen yüzde 2.5+2.5'lik maaş artışının gözden geçirilmesini ve seyyanen 250 TL maaş artışı yapılmasını beklediklerini ifade eden Akay, bu zammın yapılması halinde, hayat pahalılığı altında inleyen memur ve emeklinin bir nebze de olsa soluklanmasının sağlanacağını, iktidarın kurulduğu günlerde "bize üç yıl süre verin, üç yıl sonra maaşlarınız artacak, mutfağınız bollaşacak" taahhüdüne de denk düşen bir icraatın gerçekleştirilmiş olacağını vurguladı.
Memur ve emekli 2010'a umutla bakamıyor
Akay mektubunda, küresel krizin de etkisiyle 2009 yılında yaşanan makro ekonomik gelişmelere de dikkat çekti. 2009'da GSMH'de küçülme, bütçe açığının ulaştığı boyut, ihracattaki daralma, sanayideki kapasite kullanımının azalması, imalat sanayi endeksindeki gerileme, dar ve sabit gelirlinin satın alma gücündeki aşınma, çarşı ve pazardaki durgunluk memur ve emekliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirliler için 2009 yılının kötü bir yıl olarak geçtiğini açıkça gösterdiğine işaret eden Akay, memurlar ve emeklilerin 2009 yılını kötü bir yılı olarak geride bırakırken, 2010 yılına da umutla bakamadığını vurguladı. 2010 yılında memur ve emekli maaş artışının Ocak ayı için yüzde 2.5, Temmuz ayı için de yüzde 2.5 olarak belirlendiğini anımsatan Akay, Kaldı ki, sözleşmeli statüde çalışan KİT personelinin vergi diliminin yıl içinde yüzde 15'den yüzde 20'ye yükselmesi dikkate alındığında, bu kesimler için yapılan maaş zammının hiçbir anlam ifade etmediğini kaydetti.
Kamuda niteliğinin artırılması için memura geçim kaygısı çektirilmemeli
2010 yılı itibariyle 657 sayılı Kanunun 4'üncü Maddesinin C bendi kapsamında çalışan geçici personelin mağduriyetini gidermek, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında göreceli de olsa ilave bir iyileştirme yapıldığını anımsatan Akay, "Takdir edersiniz ki kamu görevlisi olmadan Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik, adalet, eğitim, sağlık, tarım, ulaştırma, haberleşme, yerel hizmet, enerji, alt yapı ve benzeri tüm hizmetleri ifa etme imkanı bulunmamaktadır. Vatandaş memnuniyetini arttırmak için; kamu hizmetinde kalitenin yükseltilmesi şarttır. Kalitenin yükseltilebilmesi için de kamu personelinin niteliğinin arttırılması, ekonomik ve sosyal sıkıntılarının giderilmesi, kamu görevlisinin günlük geçim kaygısından uzak bir halet-i ruhiye içerisinde çalışması gerekmektedir" dedi.
"Benim memurum işini bilir anlayışı yerleşebilir"
Akay, mektubunda gerek TÜİK, gerek üniversiteler ve gerekse meslek örgütleri ve sendikalar tarafından yapılan hane halkı geçim araştırmalarında; dört kişilik bir ailenin barınma, beslenme, giyinme, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, temizlik ve aydınlatma gibi zorunlu giderlerini karşılaması için 2 bin TL ile 3 bin TL arasında bir gelire ihtiyacının olduğu görüldüğünü vurguladı. Günün her saatinde, Türkiye'nin en ücra köşesinde, canı pahasına kamu hizmetlerini ifa eden memurların maaşının hiç değilse zorunlu ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olması gerektiği görüşüne yer veren Akay, mektubunda "Kamu görevlisi bu geliri elde edemediği takdirde, görevinin gereğini yapamayacağı gibi, kamuda sosyal hastalıkların baş göstermesine, 'benim memurum işini bilir' anlayışının yerleşmesine ve kamusal alanın hastalıklı hale gelmesine zemin hazırlayacaktır" uyarısında bulundu.
Kamu görevlisini inciten iktidar sahipleri iktidarda kalamaz
Akay mektubuna şöyle devam etti:
"İnsan vücudunda beynin önemi ne ise, devlet ve toplum hayatında da kamu görevlisinin önemi aynıdır. İnsan vücudunda beyin fonksiyonunu yerine getiremediği takdirde vücudun diğer organlarında başlayan arazlar nasıl ki insan vücudunu iş göremez hale getirirse, takatsiz ve mecalsiz bırakılmış, günlük geçimde acze düşürülmüş, keyfi ve hukuk dışı uygulamalarla demoralize edilmiş kamu görevlisiyle de devlet hizmetlerinin yürütülmesi mümkün değildir. Başka bir ifadeyle kamu görevlisi Hükümetin üzerinde durduğu bir dala benzemektedir. Yer çekimi kanununa göre, bindiği dalı kesen insanın yere düştüğü gibi, kamu görevlisini yok sayan, hiçe sayan, maksadını aşan sözlerle kamu görevlisinin gönlünü inciten iktidar sahipleri de siyaset ve sosyoloji biliminin şaşmaz kuralı gereğince iktidarda kalamazlar."
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'