2011'in skandalları

Ünlü moda tasarımcısı John Galliano, Paris'teki bir barda Nazi lideri Adolf Hitler'i överken çekilen görüntülerinin internette yayınlanmasının ardından 1 Mart'ta baş tasarımcısı olduğu Dior moda evinden kovuldu. Barda Galliano'nun ırkçı hakaretlerine maruz kalan çift, ünlü tasarımcıdan şikayetçi oldu. Youtube'da yayınlanan görüntülerinde "Hitler'i seviyorum" dediği ispatlanan Galliano'nun Nazi liderine duyduğu hayranlık, kariyerine mal oldu.

Ünlü oyuncu Charlie Sheen, 2011'de bir dizi skandala imza attı. Las Vegas'ta bir otelde çırılçıplak ortalıkta koşarken yakalanan Sheen, Ocak ayı sonunda kendi isteğiyle bir rehabilitasyon merkezinde yattı. Dünyada en çok izlenen komedi dizilerinden biri olan "Two and a Half Men"deki rolüyle TV dünyasının en çok para kazanan aktörü olan Sheen, dizinin yaratıcısı Chuck Lorre'ye hakaret ettiği için diziden kovuldu. Eski eşi Brooke Mueller ise, Sheen'in kendisine 100 metre yaklaşmaması için mahkeme kararı aldırdı. Sheen, ikiz çocuklarının velayetini de kaybetti.

Eski California valisi ve ''Terminatör'' filmlerinin ünlü aktörü Arnold Shwarzenegger ve eşi Maria Shriver, 19 Mayıs'ta yaptıkları açıklamayla 25 yıllık evliliklerini bitirme kararı aldıklarını duyurdu. Boşanma kararı, yılın en büyük skandallarından birini ortaya çıkardı. Shwarzenegger'in hayranları, ünlü oyuncunun eşini hizmetçileri Mildred Patricia Beana ile aldattığını ve bu birliktelikten bir de 10 yaşında çocuğu olduğunu öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşadı.

Ünlü şarkıcı Christina Aguilera ise, Amerikan futbolunun finali Super Bowl sırasında milli marşın sözlerini unutarak bir başka skandala imza attı. ABD'nin milli marşı "The Star-Spangled Banner"ın (Yıldızlarla Bezeli Sancak) dördüncü satırının sözlerini karıştıran Aguilera, yaptığı yazılı açıklamada kendisine verilen onurlu görevi yerine getirirken yaşadığı bu aksilikten dolayı çok üzgün olduğunu belirtti ve bütün Amerikalılardan özür diledi. Ünlü oyuncu aşırı alkollü olduğu için tutuklanarak başka bir skandalla daha gündeme geldi. Trafik kontrolü sırasında Aguilera ve erkek arkadaşı Matthew Rutler'ın içinde bulunduğu aracı durduran polis, ayakta duramayacak kadar sarhoş olan Aguilera'yı kendi güvenliği için gözaltına aldı.

Lindsay Lohan, her gün farklı bir skandala karışarak bu alandaki rekorunu yineledi. Betty Ford Kliniği'nde yatarken gece geç saatlere kadar dışarıda eğlenen Lohan, kendisini uyaran hemşireyi bileğinden yaraladı. Lohan, klinikten çıkar çıkmaz 2,500 dolarlık bir gerdanlık çaldığı suçlamasıyla kendisini bir kez daha mahkeme karşısında buldu. 25 yaşındaki Lohan, daha sonra şartlı tahliye kurallarını ihlal ettiği için 30 günlük hapis cezasına çarptırıldı. Şansı yaver giden ünlü oyuncu, Los Angeles'in Lynwood bölgesindeki gözaltı merkezinin aşırı kalabalık olması nedeniyle teslim olduktan birkaç saat sonra salıverildi.

İngiliz şarkıcı Amy Winehouse ise, 16 Haziran'da Belgrad'daki konserine sarhoş çıktı. Ünlü şarkıcıyı görmek için konser meydanını dolduranlar, ayakta duramayan, şarkıları bölük pörçük söyleyen Amy'ye tepkilerini yuhalayarak gösterdi. Amy, 24 Temmuz'da Londra'nın kuzeyindeki evinde ölü bulundu. Winehouse'un aşırı düzeyde alkol tüketimi sonucu öldüğü açıklandı.