"28 Şubat Başbakan'a bir şeyler hatırlatıyor olmalı"

BDP 1 Şubat'taki olağanüstü büyük kongrenin ardından ilk Meclis grup toplantısını yaptı. Kongrede genel başkan seçilen Selahattin Demirtaş ise ilk grup konuşmasında, kongreyi ve yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Pazartesi günü öğrencilerin yeniden ders başı yaptığını hatırlatan Demirtaş, eğitimdeki sorunları dile getirerek, anadilde eğitimin hükümet açısından hala tartışılır bile olmadığını, 500 bin çocuğun okula gidemediğini, 126 bin dersliğe, 314 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu hatırlattı.

BDP Genel Merkezi'ne silahlı saldırıyı değerlendirdi

Demirtaş, hafta sonu BDP Genel Merkezi'ne yapılan silahlı saldırıyı da değerlendirdiği konuşmasında, saldırıların bugüne kadar yaptıkları uyarıların dikkate alınmaması ve partilerinin hedef gösterilmesi nedeniyle yaşandığını kaydetti. Silahlı saldırıyla ilgili kamera kayıtlarının bir bölümünün silindiği iddialarını hatırlatan Demirtaş, bu iddianın mutlaka soruşturulması gerektiğini ifade ederken olayla ilgili 3 zanlının yakalanmasının ise önemli olduğunu söyledi. Saldırının planlı olduğunu, kim ve hangi amaçla yapıldığının ortaya çıkartılmasını isteyen Demirtaş "2 yılda genel merkezi 6 defa saldırıya uğramış bir parti olarak, hedef olmaktan çıkartın hem de arkasındaki karanlık güçleri aydınlatın ki, sorumluluk hükümete kalmasın." diye konuştu. Konuşmasında, KCK operasyonu kapsamında tutuklanan partilileri de hatırlatan Demirtaş, cezaevlerinde bulunan BDP'lilere selam gönderdi ve "Partimize dayatılan tasfiyeyi boşa çıkarmak için bedeli ne olursa olsun, mücadelemizi sürdüreceğiz ve onlarla özgür yarınlarda buluşacağız" dedi.

"AKP samimiyse seçime yeni anayasa ile gitmek istiyorsa biz hazırız"

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yeni anayasa konusunda Meclis'te tarihi bir fırsatın kaçırıldığına ilişkin sözlerini hatırlatarak "Sayın Cumhurbaşkanı AKP iktidarını kast ediyor herhalde. Bize göre halen bu fırsatı kullanmak mümkün. AKP samimiyse yeni anayasa ile seçime gitmek istiyorsa biz hazırız. AKP 2002'de 'biz iktidara geldiğimizde cunta anayasası gündemden kalkacak' demişti. Aradan 3 seçim geçti hala aynı vaatle toplumu kandırmayı planlıyor. Biz yeni bir anayasa için destek vermeye hazırız. Ancak halkın gücünü arkasına alarak yeni anayasa yapabilecekken, bunu yapmazsa halk bunu yemeyecek, yutmayacaktır.Bu AKP'nin ikiyüzlülüğünün göstergesi olarak seçim hanesine yazılacaktır" diye konuştu.

"Toplumsal kesimleri açılım başlatmasın diye dua ediyor"

Anayasa taslağının başına gelenlerin Kürt sorununun da başına geldiğini, toplum kesimlerinin artık "inşallah AKP bizim için de açılım başlatmaz" diye dua ettiğini kaydeden Demirtaş, Alevi Çalıştayı'nın Alevi toplumunun ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. Alevi Çalıştayları'nın Alevileri sisteme entegre etmeyi amaçlayan sinsi bir çalışma olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Demirtaş, AKP'nin Kürt sorunundan Kıbrıs sorununa, Ermeni sorunundan başörtüsüne kadar hiçbir sorunda mesafe katetmediğini aksine sorunların daha kronik hale geldiğini belirtti.

KP'nin 'teşhir' olduğunu savunan Demirtaş, "Hükümet samimiyet konusunda toplumu, bizleri ikna etmelidir. Demokratikleşme, özgürlükler, insan hakları, Kürt sorunu konusunda adım atmak istiyorsa hükümet önce kendi zihniyetini demokratikleştirmek zorundadır. Aksi takdirde halk ilk seçimde AKP'ye büyük değişim ve dönüşüm yaşatacaktır. Biz de kendisini öyle bir değiştireceğiz ki parlamento sıralarında az sayıda olmanın ne olduğunu çok iyi anlayacak" diye konuştu.

Dicle Üniversitesi'nde cemaat kadrolaşması

Demirtaş, Diyarbakır Dicle Üniversitesi'ne yapılan rektör atamasını da değerlendirdi. Rektörün 22 Temmuz seçimlerinde AKP'nin milletvekili adayı olduğunu söyleyen Demirtaş, yapılan atamayla üniversite kadrolarının cemaat kadrolarına açıldığını ve yandaş kadroların Dicle Üniversitesi'ne akmaya başladığını belirtti. Demirtaş, rektör atamasının ardından 200 akademisyenin üniversiteyi terk etmek zorunda kaldığını da ifade etti.

"Başbakanın özrü kabahatinden büyük"

AKP'nin temel politikasının gerilim oluşturmak ve seçim dönemlerinde bu gerilimden oy devşirmek olduğunu söyleyen Selahattin Demirtaş, Meclis'te geçen hafta yaşanan kavgayı ise 'utanç verici' olarak değerlendirdi. Bu kavganın son kavga olmasını dilediklerini ifade eden Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın türbanla GATA'ya girememesine yönelik tartışmaların ise kadının bir kez daha nesne olarak seçildiğinin göstergesi olduğunu belirtti. Demirtaş, "Sayın Emine Erdoğan'a yapılan uygulamanın kabul edilir yanı yok. Ancak Başbakanın yıllardır bunu içine atması, sindirmesi başlıbaşına vahim bir durumdur. Başbakanın mağdur sıfatıyla konuşması kabul edilir değil. Özrü kabahatinden büyük. Sayın Emine Erdoğan'ın o sorunu yaşamaması için sorunu çözmesi gereken sizsiniz. Çözmediyseniz Meclis'e getirmeye hakkınız yok" diye konuştu.

"Arınç böyleyse gerisi nasıl acaba?"

Geçen hafta Salı günü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Meclis'i yönetmesiyle ilgili Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'ya yönelik tavrını da eleştiren Demirtaş, bu tavrın 'etikdışı, nezaketdışı' olduğunu ifade ederek "Sayın Arınç'ın Güldal Mumcu'ya yönelik tavrı bizi şaşırtmamıştır. Ancak üzmüştür. Arınç böyleyse gerisi nasıl acaba diye bir düşünceye kapılıyor insan" dedi. Demirtaş, kavga nedeniyle AKP, CHP ve MHP'yi topu birbirine atmakla suçladı ve her üç partinin tavrını da kınadı.

"Hükümet çocuklara bile tahammülsüz"-

Kamuoyunda taş atan çocuklar olarak bilinen çocuklarla ilgili hükümetin yeni bir tasarıyı bu hafta Meclis gündemine getirmesini beklediklerini dile getiren Selahattin Demirtaş, aksi takdirde bu durumun hükümetin çocuklara bile tahammülsüzlüğünü ortaya koyacağını söyledi. Faili Meçhul cinayetlere kurban gidenlerin çocuklarının Meclis'i göreve davet etmeleri konusunda ise Demirtaş, bu çağrının kendilerine sorumluluk yüklediğini belirterek Faili Meçhul cinayetlerin Meclis gündemine gelmesiyle ilgili yeni bir çalışma yapacaklarını bildirdi.

"Hava operasyonu mu yapılacak?"

Tekel işçilerinin süren eylemiyle ilgili hükümetten gelen son açıklamaları eleştiren Demirtaş, "Hükümet acaba hava operasyonu yapmayı mı düşünüyor, F-16'larla, Skorsklerle Kızılay'ın göbeğine hava operasyonu mu yapacak? Başbakana 28 Şubat bir şeyler hatırlatıyor olmalı ki 28 Şubat'ta Tekel işçilerine darbe yapmayı planlıyor. Geçti o günler. Türkiye'nin işçisi, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla Kızılay meydanında kardeşlik, barış türküsü söylüyorsa darbe günleri geçmiş demektir" diye konuştu.