'3 Fidan'ın idamının 41. yılı

Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'ne ismini veren Mustafa İlker Gürkan: O zamanlar 'Yollar yürümekle aşınmaz' anlayışına karşı çıktık.

'3 Fidan'ın idamının 41. yılı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.05.2013 - 07:21

41 yıl önce, 1972 yılının 5 Mayısı’nı 6 Mayıs’a bağlayan gece, devrimci gençlik hareketinin en önde gelen liderleri olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildi.

Deniz Gezmiş’in idamı beklerken yaşadıklarını mektup yazarak anlattığı, dönemin öne çıkan eylemlerinin başında yer alan “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü organize eden, yürüyüşe ismini veren ve yürüyüşü tamamlayan 3 kişiden biri olan Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, “O zamanlar ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ anlayışı vardı. Biz Mustafa Kemal yürüyüşü ile bu anlayışa karşı çıktık” dedi.

 

‘Sloganımız ‘Bağımsız Türkiye’ydi’

Devrimci Gençlik Hareketi’nin liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın asılarak idam edilişlerinin üzerinden 41 yıl geçti.

Deniz Gezmiş’in kendisine Mamak Cezaevi’nden mektuplar yolladığını anımsatan Mustafa İlker Gürkan, “1970 yılının ardından farklı bir siyasi çizgimiz olmasına karşın sonuç olarak Amerikan emperyalizmine ve onların işbirlikçileri tarafından yürütülen düzene karşı ortak bir tavrımız vardı. Benim için önemli olan nokta şudur. Deniz birçok insana mektup yazmıştır. O mektuplarda bana kardeşim Gürkan demiştir. Benim için önemli olan nokta da budur. Çok yakın iki arkadaştık” dedi.

1969 yılındaki “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”nde Gezmiş ile beraber yürüdüklerini anlatan Gürkan, “O gün Türkiye’de şöyle bir anlayış vardı. İktidar yanlıları ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ diyordu. Biz o yürüyüşle bu anlayışa karşı geldik. On binlerle yürüdük. Sloganımız ‘Bağımsız Türkiye’ydi. Çünkü antiemperyalist olmadan solcu olunmayacağını biliyorduk” diye konuştu.

 

‘Asla vazgeçmeyiz’

Şu an Muğla Barosu Başkanlığı gö-revini yürüten Gürkan, son dönemde savunma makamına yönelik artan saldırılara ilişkin yaptığı değerlendirmede “Yargı kararlarının karşısına dikilme yalnızca avukatlara tanınmış bir imtiyazdır. Bu imtiyaz 1822 yılında Fransa’da ilk defa kabul edilmiştir. Biz şu an 1822 yılının Avrupası’ndan geri bir durumdayız” ifadesini kullandı.

“Avukatlar talep ederler, ısrar ederler ama asla vazeçmezler” diyen Mustafa İlker Gürkan, “Avukatların sesini kesersiniz, hapse atarsınız, korkarlar ama yapacaklarını yapmaktan asla vazgeçmezler. Tarih yasasıdır bu. Avukatların baskı altına alınmasının arkasında ne var. Halkın hak arama özgürlüğünün baskı altına alınması var. Avukata kalkan el, hak aramaya kalkan eldir. Devlet hak aramayı durdurmak için avukatlara baskı yapıyor. Avukatlar susarsa kim konuşacak. Ben zorla sustururum diyor. Bizim üzerimize basıyorlar ve biz baş kaldırıyoruz” diye konuştu.

Son dönemde konuşulmaya devam eden “başkanlık sistemini”nin Türkiye’de uygulanamayacağını anlatan Gürkan, şöyle devam etti: “Dünyada başkanlık sisteminin uygulandığı tek ülke ABD’dir. ABD’de sistemin başarılı olmasını yargı sağlıyor. Biz de böylesi bir durum yok. Bu sistem Türkiye’nin yapısına aykırıdır. Başkanlık sistemi tiran yönetimine, tiranlık sistemine demokratik bir algılama yaratabilmek için söylenen bir sözdür.”

 

İdamdan bugüne 3 mektup kaldı

Kardeşim Gürkan, sana uzun zamandır mektup yazamadım. Araya olaylar girdi. Bildiğin gibi üzücü olaylar. Senin mektubunu aldım. Geç de olsa elime geçti. Şimdi burada 18 kişiyiz. Diğer 15 kişiyi de yanımıza getirdiler.

Yakında merkez cezaevine nakledeceklerini zannediyorum bizi. Şimdilik hoşça kal. Oradaki arkadaşların hepsine selamlar.

 

Moralimiz sağlam

(19 Ocak 1972) Kardeşim Gürkan, gönderdiğin kartı ve telgrafı aldım. Benim durumum bildiğin gibi. Yargıtay onayladı. Sıra şimdi Meclis’te, öyle zannediyorum ki o da onaylayacak. Ben, Yusuf ve Hüseyin yan yana kalıyoruz. Keyfimiz ve sağlığımız yerinde. Gerisi vız geliyor bize. Senin anlayacağın moralimiz sağlam. Yusuf ve Hüseyin’in selamı var. Oradaki bütün arkadaşlara selam. Hoşça kal.

 

Devrimci selamlar

(16 Mart 1972) Kardeşim Gürkan, cevap yazmakta geciktim. Artık bir daha mektup yazmaya da vaktim olmayacak. Belki bu mektup eline geçtiği zaman mezarı boylamış olacağım. Geçmişi unutmuş değilim. Gelecek konusunda umutluyum. Yarınların daha aydınlık olacağına inanıyorum. Sana ve diğer arkadaşlara devrimci selamlar. Deniz Gezmiş.

 

İlgili haberler için tıklayınız:

3 FİDAN ANILDI


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler