76. Dil Bayramı Kutlu Olsun!
Ulu önderimiz Mustafa Kemal’in, Türkçemizi yabancı diller boyunduruğundan kurtarmak için başlattığı Dil Devrimi’nin 76. yılını kutluyoruz. 12 Temmuz 1932’de Atatürk tarafından bir dernek olarak kurulan Türk Dil Kurumu, 26 Eylül 1932’de ilk Türk Dili Kurultayı’nı yapmıştı. Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan, Atatürk’ün yakından izlediği ilk Türk Dili Kurultayı’nın son gününde, TDK’nin ilk genel yazmanı Ruşen Eşref Ünaydın, “Analarımızın dili; anadil, diller güzeli... (…) Coşgunların hızını, dertlilerin iç sızısını, delikanlıların sevgisini, inanını, güler yüzlü kızların kıvraklığını, babaların öğütlerini, anaların yumuşak yürekliliğini, kızgınların öfkesini, kırgınların iniltisini, şenlerin şakasını, göklerin ıraklığını, suların canlılığını, ay ışıklarının oynaklığını, güneş parıltısının keskinliğini, iç yaşayışlarımızı da dış yaşayışımız gibi her dilden duygulu anlatan Türkçe... Bize hayatı anlatan, hayatı kendisi ile anladığımız Türkçe...” diyerek coşkulu bir konuşma yapmış, konuşmasını bitirirken, “İşte bu kurultayda on gündür onun başından geçenleri, onun uğradığı bakımsızlıkları, onun kendisinde kalan zenginliği, onun ileride alacağı gürbüzlüğü düşündük! Onu ilk defadır ki bu kadar toplu, bu kadar sürekli, bu kadar candan düşünüyoruz!” demişti. Ne yazık ki, son çeyrek yüzyıldır Türkçeyi Ruşen Eşref’ler gibi candan ve topluca düşünemiyoruz. Düşünemediğimiz gibi, geliştirme, koruma, sahiplenme konusunda da ortak akıl üretemiyor, Dil Devrimi’nin 76. yılında hâlâ eski-yeni dil tartışmalarını eğitim kurumlarına taşıyarak çocuk ve gençlerin Türkçeye güvenmesini engelliyoruz.
MEB’nin Türkçenin eğitim ve öğretiminde kafasının gerisindeki Dil Devrimi karşıtlığını silememesi, yabancı dille öğretimin anaokullarına dek inmesi, öğretmen yetiştirmekteki sorunların büyümesi, basın yayının özensizliği, kimi aydınımsıların Dil Devrimi’yle kavgalı oluşu gibi yıllardır sıralamaktan usandığımız olumsuzlukların yarattığı toplumsal duyarsızlık da her geçen gün artmaktadır. İşyerine, ürününe, yapılarına yabancı ad vermeyi yaratıcılık sanan, hem toplumu hem kendini kandıran aymazlıkların sürüp gittiği bir ortamda 76. Dil Bayramı’nı kutluyoruz.
Kuşkusuz bu Dil Bayramı’nda da etkili yetkili olanlar, hiç inanmadan yapay ses ve karma bir dille Dil Bayramı iletisi verecekler; Atatürk’ten söz edecekler; Türkçenin çok zengin bir dil olduğunu, dünyada milyonlarca insanın Türkçe konuştuğunu belirtecekler. Bütün bildikleri budur. Yıllardır papağan gibi bunları yineler dururlar da Atatürk’ün niçin dilde devrim yaptığına hiç ilişmezler. Türkçenin, bilim ve sanat dili olarak kendini kanıtlamasının Dil Devrimi’yle olduğuna hiç değinmezler. Toplum önüne çıkıp dün aşağılayıp yasakladıkları sözcüklerle soba tahtasını bayram haftası diye satarlar da fırsatını buldu mu, Harf ve Dil devrimlerini karalamaktan geri kalmazlar. Kalmasınlar; Nâzım Hikmet’in söylediği gibi, “dil yürüyor”. Saygın bilimcilerin, sanatçıların kalemiyle, emeğiyle yürüyor ve yürüyecek.
Türkçe yara alıyor; yaralanmayan ne kaldı, diyeceksiniz. Doğrudur; bir bütün olan Türk Devrimi’nden koparılan her parçanın yerine dinsel ve ırksal olan ne varsa sıkıştırılıyor. İçinde bulunduğumuz günlerde başarı dilekleri, başarılmış ve başarılacak olanlar, dinsel kavramlarla aktarılırken bu tavır, “milliyetçilik”, devrim yandaşlığı ulusalcılık olarak nitelenmektedir. Devrimleri savunup sahiplenenler “laikçi, ulusalcı” diye küçümseniyor. Olsun; velev ki laikçiyiz, ulusalcıyız! Sonsuza dek de böyle kalacağız. Laik cumhuriyetin yurttaşları olarak durmayacağız! Türk Devrimi’yle kazandıklarımızı kuşanarak, kazanacaklarımız için devrimlere emek vererek, ulusalcılığın simgesi ve ulusal kimliğimiz olan ses bayrağımız Türkçe için çalışacağız.
Bu inançla 76. Dil Bayramı’nı kutluyoruz. Gençlik ses bayrağımızı taşıyor; 76. Dil Bayramı’nda biz onların arkasından yürüyoruz; bugün yolu kapatılan, olanakları kısıtlanan gençlik, her şeye karşın Türk Devrimi’nin önemini ve anlamını anlamak, kendinden sonra geleceklere pırıl pırıl bir Türkçeyle anlatmak için dünü, bugünü sorgulamakta, yarına umutla bakmaktadır. Gençlerle gençleşerek yarınlara bakıyoruz. Ne yaşanırsa yaşansın; dayatmalara, baskılara aldırmadan ulusalcığın olduğu gibi, doğru anlaşmanın da tek ilacı olan dilimize sahip çıkarak, Dil Devrimi’nden ödün vermeyerek 76. Dil Bayramı’nı kutlayacak, gelecek bayramların ulusça kutlanması için “karşıdevrim”in önündeki “karşı”nın, sözlüklerdeki anlamıyla sınırlı kalmasını başaracağız. Dil Devrimi’ne akıl ve bilim dışı savlarla karşı olanlar, Dil Bayramı’nı ikiyüzlülükle kutlayanlar duysunlar; bilsinler! Biz de devrim karşıtlığına karşıyız! Aklın öncülüğüne tutunarak, bilime ve sanata sarılarak hep de karşı olacağız!
76. Dil Bayramımız kutlu olsun!..
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı