850 TL ekmek parası
İşsizliğin en çok vurduğu kentlerden biri olan Zonguldak'ta yerin yüzlerce metre altında ocaklarda çalışan gençler aylık en fazla 1000 TL maaş alıyor. Çalışma şartları ise hâlâ 1970'li yılları anımsatıyor....
Emeğin başkenti Zonguldak’tayız. 30 madencinin yaşamını yitirdiği Karadon faciasının üzerinden 16 ay geçmiş. Çok değil 20 yıl önce 50 bin işçinin çalıştığı devletin maden ocaklarında maden işçisi sayısı 10 bine gerilemiş. Artık “özel ocaklar” ve “kaçak kömür ocakları” Zonguldak’ın gerçeği olmuş.
Özel ocaklarda yaklaşık 5 bin işçi çalışıyor; kaçak ocakların ne sayısı belli ne de bu ocaklarda kaç kişinin çalıştığı. Hem özel ocaklarda çalışan maden işçilerinin hem de kaçak maden ocakları gerçeğiyle yüzleşmek için Gelik’e doğru hareket ediyoruz. Karadon’dan geçerken yol asfaltlanmış. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kaza sonrası Karadon’a yaptığı ziyaretin getirisi asfalt yol oluvermiş!..
165 metre derinliğe indik...
Gelik’te özel bir şirketin kömür çıkarttığı bölgedeyiz. Belki de kentte yaşayan insanların birçoğunun bile görmediği bir alan burası. Çoğunluğu köylerden gelen yüzü gözü kömür karasına bulanmış gençlerin oluşturduğu maden işçileri yerin altındaki serveti günışığına çıkarıyor. Bir gün boyunca onların “alın terine” tanıklık ediyoruz. Yerin 165 metre altına iniyoruz, galerilere ulaşıyoruz. Metan gazını ölçen alet devamlı ötüyor. İçimizde ister istemez bir ürperti, korku. Kömürün çıkarıldığı damarlara ilerliyoruz. Artık ayakta duramıyoruz, yatmak zorundayız. Damarlarda yüksekliği 1 metreyi bulmayan üretim bölgesine sürünerek ulaşan madenciler, en ufak bir ihmalin canlarına mal olabileceği gerçeğiyle karaelmasa kazma sallıyorlar. İşçilerin bir kısmı kömür kazılan alanlarda oluşan boşlukların çökmemesi için uzunlukları 4 metreyi bulan maden direklerini baltayla keserek tahkimat yaparken, madencilerin bir kısmı da genellikle sürünerek ulaşabildikleri dar kesitlerde kazmanın yanı sıra havayla çalışan kömür kazıcılarla taşkömürünü yer üstüne çıkarıyorlar. 8 saatlik mesaileri boyunca 1 metreden alçak alanda kömür çıkartan işçiler, yemeklerini de kömürden kararmış elleri ve yüzleriyle yerin metrelerce altında yiyorlar. Madencilerin kazılarıyla ocak içinde biriken ve galerilere taşınan kömür, burada vagonlara boşaltılıyor. Ve ardından nakliyecilerle kömürün yer üstüne yolculuğu başlıyor.
Haftanın 6 günü çalışıyorlar
Bu yolculukla birlikte biz de özel şirket yetkililerinin izniyle maden işçileriyle sohbete başlıyoruz. Haftada 6 gün çalışan ve kömürün karasına bulanan bu yüzler aldıkları maaşları söyleyince, kulaklarımıza inanamıyoruz. Bir aylık maaş “850-1000 TL” arasında değişiyor. Özel şirket sahipleri aralarında anlaşmış, nereye gitseniz maaşlar aynı, değişmiyor. Yerin yüzlerce metre altında bir yanında ölüm bir yanında işsizlik korkusuyla çalışan karaelmasın emekçileri karşımıza trajik bir Türkiye fotoğrafı koyuyor.
Bu arada yerin üstü de yerin altından farklı değil. İşçinin kaldığı koğuşlar, yıkandığı banyolar inanılır gibi değil!.. Zonguldak’ta çekilen bu fotoğraf ne yazık ki insanın içini acıtıyor. 1991’de büyük madenci yürüyüşüyle tarihin sayfalarına emeğin mücadelesini altın harflerle yazan maden işçileri Ankara’daki hükümetlerin izlediği politikayla devlet-özel şirketler arasında yalnızlığa, suskunluğa itilmiş. İnsanı asıl korkutan da bu!..
Yaşam ’dalın’ ucunda
Karaelmas kentinde bir gerçek de kaçak kömür ocakları. Kentin dağları kaçak ocaklarla dolu. Bu ocaklarda ince dal parçaları kömürü tutuyor
Özel şirketlerin ardından dağlara yöneliyoruz, kaçak ocaklara... Eskiden umut TTK imiş. Şimdi umut “taşeronlar” ve “kaçak ocaklar.” Başta Gelik, Dilaver, Kırat ve diğer bölgelere gidiyoruz. Dağları aşarak bir kaçak ocağı yerinde görüyoruz. Bizi gören iki kişi maden ocağından ağaçlık bölgeye doğru kaçıyor. Kömür gibi kullanılan elektrik de kaçak. Kentte binlerce kişinin ekmek parasını kaçak ocaklardan çıkardığı belirtiliyor. Denetimler kapsamında kaçak ocaklar dinamit ve kapsüllerle patlatılarak imha ediliyor, mühürleniyor. Genelde ailelerin kadınlarla birlikte çalıştığı bu ocaklar açlığa ve yoksulluğa çare olarak kabul ediliyor. Mühürlenen bir kaçak ocağın hemen yanındaki manzara ise bizleri şaşırtıyor. Denetim sonucu mühürlenen kaçak ocağın 3-5 metre yanında yeni bir ocak açılarak mühür geçersiz hale getiriliyor. Kaçak ocakların içindeki manzara ise içler acısı. Tahkimatlar dal parçasıyla yapılmış. Kömür çıkaran kişinin yaşamı neredeyse bir dalın ucuna tutunmuş, “kırıldım kırılacağım” diyor.
Sendikaya göre sorumlu TTK
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Kaçak ocaklar bölgemizin en büyük sorunu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından kanayan yara. Her zaman şunu söylüyoruz; yasaların öngördüğü şekilde rödevans sahipleri sorumlu bulunduğu alanlarda sorumluluğu yerine getirmelidir. Devletin yasada belirtmiş olduğu kararlar mutlaka uygulanmalıdır. İhaleyi veren TTK, sorumluluk onlara ait” diyor. TTK Genel Müdürü Burhan İnan ise devlet memuru olduklarını ve izinsiz açıklama yapamayacaklarını belirterek dilekçeyle başvuru yapmamız gerektiğini söylüyor. İnan’ın, “Aslında bu konu ile ilgili konuşacak çok şey var” sözleri ise çok şey anlatıyor.
Müdahale olursa sosyal patlama olur
Kent merkezinde kaçak ocak işleten bir isimle görüşüyoruz. “Hükümet fabrika yaptı da ben mi çalışmadım” diye kestirip atıyor. “Hırsızlık mı yapayım?” diye soruyor. Anlayacağınız kaçak ocaktan kömür çıkarmayı hırsızlık olarak görmüyor. Bir de Zonguldak’ta apartmanlara tonu 180 TL’den (normal fiyatın yarısı) sattığını anlatıyor. Kısacası Zonguldak’ta “sosyal bir patlama olmaması” için kaçak ocaklara şimdilik göz yumuluyor.
Kentin altı ihaleye çıkıyor
Kaçak ocak mühürlenmiş ama 5 metre yakınında yeni bir kaçak ocak hâlâ faaliyette.
Zonguldak’ta dört gün sonra çok önemli bir ihale gerçekleştirilecek. Kent yaşamının sürdüğü önemli bir bölgenin altındaki sahalar satışa sunulacak. TTK yaklaşık 130 milyon ton birinci derece koklaşabilir rezervi bulunan “Bağlık-İnağzı” taş kömürü sahasını 36 yıl süreyle rödevans karşılığı verecek. 4 bin civarında kişinin istihdam edilmesi bekleniyor. TTK Genel Müdürü Burhan İnan Bağlık-İnağzı sahasının deniz seviyesinden itibaren 400 metre altındaki rezervlerin ihaleye açıldığını, kent yaşamının kömür üretiminden olumsuz etkilenmeyeceğini söylüyor. GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TTK’de uygulanan taşeron
sistemini eleştiriyor. Alabaş, “Biz her platformda devamlı söylüyoruz; TTK’nin verimli çalışabilmesi için hazırlığından kömürün dışarıya çıkartılmasına kadar üretimin tüm aşamalarını kurumun bizzat kendisi yapmalıdır. Taşeron sistemi bu kuruma zarar vermektedir. Ve yakın geçmişimizde taşeron uygulaması nedeniyle burada büyük acılar yaşadık” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü