ABD Konsolosu'nun türban yorumu

Resmi konutunda gazetecilerle buluşan ABD Adana Konsolosu John L. Espinoza'ya, Basın Ataşesi Suzan Wilson da eşlik etti. Gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Espinoza, okullarda okutulmaktan vazgeçilen Andımız ile ilgili olarak, ABD'de insanların inanmadığı bir şeyi söyleyip söylememekte özgür olduğunu anlattı. TBMM türbanlı milletvekillerinin girmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Espinoza, "Bizim için her zaman din özgürlüğü önemlidir. İnsanlar dini inançlarını herhangi bir şey giyerek veya başka şekilde yerine getirmekte özgürdür" diye konuştu. "ABD'de kongreye sakalla veya çarşafla birisi gelse sorun olur mu?" sorusu yöneltilen Espinoza, "Sorun yok" yanıtını verdi.

ABD'nin İran ile önceki sürece göre daha yakın ilişki kurduğu yönündeki değerlendirmeleri irdeleyen Espinoza, ülkesinin her zaman barışçıl diplomatik çözümden yana olduğunu söyledi.

'İLİŞKİYE DEĞER VERİYORUZ'

İsrail'in istemediği ve ABD basınında bu yönlü haberlerin çıktığı ileri sürülen MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la ilgili görüşleri sorulan Konsolos Espinoza, Hakan Fidan ile bir sorun yaşamadıklarını bildirdi. Türkiye'de her üst düzey yetkiliyle olduğu gibi Hakan Fidan ile de ilişkilerinin bulunduğunu aktaran Espinoza, buna değer verdiklerini ifade etti. Fidan ile ilgili bir rahatsızlığın bulunmadığını söyleyen Espinoza, bu konuda başka bir şey bilmediğini açıkladı.

'ÇİN ENDİŞEMİZİ BİLDİRDİK'

Türkiye ile Çin arasında gündeme gelen füze anlaşmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Espinoza, bu konuda endişeli olduklarını ve endişelerini Türk hükümetine ilettiklerini aktardı. Çin'den alınacak füzelerin NATO sistemleriyle uyumlu olmadığını dile getiren Espinoza, "NATO içinde biz her zaman birlik olarak ortak ekipmanlara özen gösterilmesini istedik. Bunu kamuoyuna ve Türk hükümetine yüksek düzeyde bildirdik. Türk hükümeti beraber üretimle ilgilendiklerini söyledi. Bunun doğru olmadığını düşünmüyoruz. Ama teknik ayrıntılara dikkat edilmeli. Çin teklifinin neden bu kadar düşük olduğuna bakılmalı" diye konuştu.

Türkiye'nin başka ülkelerden silah almasının yasak olup olmadığı da sorulan Espinoza, "Kesinlikle yasak değil. Ama tipik olarak NATO ülkeleri ortak sistemde çalışan silah alıyor" diye cevap verdi. ABD'nin endişesine rağmen Türkiye'nin Çin'den alması halinde ne olacağıyla ilgili görüşü merak edilen Espinoza, alınacak silahların NATO sistemine uyumunun çok zor olduğunu ve bunun tüm NATO üyeleri için sorun olacağını savundu.

'ÇÖZÜMDE ESAD YOK'

ABD'nin olası Suriye müdahalesinin konuşulduğu dönemde, Rusya ve ülkesinin yaptığı anlaşmaya göre Suriye hükümetinin kimyasal silahları teslim etmesi gerektiğini ancak Esad'ın silahlarını teslim etmeyeceğini düşündüğü yönündeki açıklaması hatırlatılan Konsolos Espinoza, Suriye'nin kimyasal silahların teslimi konusunda yapılan anlaşmaya şimdilik uyduğunun görüldüğünü belirtti. Buna karşın Suriye'de konvansiyonel silahlarla insanların öldürülmeye devam ettiğini ifade eden Espinoza, "Hala Suriye'ye yönelik bir operasyon ihtimali var mı?" sorusunu şimdi Cenevre görüşmelerine odaklandıklarını ancak hiçbir şeyin henüz masadan kalkmadığını söyledi.

ABD'nin Suriye ve mülteciler için 2 milyar dolarlık harcama yaptığını dile getiren Espinoza, "Suriye'de çözüme ilişkin pozisyonumuzda Esad'a kesinlikle yer yok. Çünkü Esad ve çevresindekiler kesinlikle meşruiyetini kaybetti. Cenevre görüşmelerinde de Esad'ın içinde bulunduğu çözümü kesinlikle kabul etmiyoruz" dedi. Espinoza, ABD'nin olası Suriye müdahalesinin konuşulduğu dönemde ABD Konsolosluğu'nda görevli Amerikalılara verilen Adana dışına çıkış iznin sona erdiğini de kaydetti.

ÖNEMLİ BİR İSİM

Türkçe, Fransızca ve Yunancayı akıcı bir şekilde konuşan Espinoza, Adana'ya atanmadan önce Dışişleri Bakanlığı Kafkas İşleri ve Bölgesel Çatışmalar Dairesi Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 2008- 2009'da Afganistan'ın Kunar ve Nuristan bölgelerinde ABD öncülüğünde yürütülen İl Yeniden Yapılandırma Ekiplerindeki en kıdemli sivil memur olarak yer aldı. 2006- 2008'de, terörle mücadele işbirliği, Rusya, Kafkaslar ve Balkanlar üzerinde siyasi ataşe olarak çalıştı. Dışişleri Bakanlığı'nın 'Atlantikötesi Siyasi Araştırmacısı' olarak 2005'ten 2006'ya kadar Paris'te kaldı. 2004'ten 2005'e kadar da Irak'ta görev yaptı.