ABD'de 70 yılını hak mücadelesiyle geçiren 'eşitlik savaşçısı' yargıç Ruth Bader Ginsburg
ABD'de hayatını kaybeden Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg, Amerikalı kadınların ve hatta erkeklerin, haksızlığa, adaletsizliğe uğradıklarında hayatlarını değiştiren bir isimdi. İki kez atlattığı kanseri yeniden yeneceği düşünülürken hayatını kaybeden, "Notorious RBG lakaplı" Ginbug' kimdir?
Amerikan tarihinin ve ülkedeki adalet sisteminin, Amerikalı kadınların ve hatta erkeklerin hayatları boyunca unutamayacakları, haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe uğradıkları, hayatlarının kırılma noktalarında karşılarına çıkan, yüz binlerce insanın hayatını değiştiren Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg, "Notorious RBG yine kurtarır" diye düşünülürken, hayatını kaybetti.
Defalarca ölümün kıyısından dönen, iki farklı kanser türünü atlatan, en son düşüp kaburgalarını kıran bu ikonik kadın ne yazık ki ABD'nin belki de en önemli seçimlerinden birinin sonucunu göremeden, 87 yaşında yaşamını yitirdi.
Ruth Bader Ginsburg uykusunda bile Amerika'nın hukuk alanındaki dertlerini, çifte standartlarını, cinsiyet ve ırk ayrımcılığının yol açtığı adaletsizliği, açmazları, çıkış yollarını düşünen bir kadındı. Özellikle kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında hep mücadele etti.
Dokuz kişilik Yüksek Mahkeme'nin kritik kararlarında imzası bulunan dokuz koltuktan birinin sahibi, minicik cüssesiyle çok büyük kararların yürürlüğe girmesini sağlayan, 87 yıllık hayatının neredeyse 70 yılını hak mücadelesiyle geçiren Ruth Bader Ginsburg'dü.
FAKÜLTEYE GİREN 9 KADINDAN BİRİYDİ
Columbia Hukuk Fakültesi'ne girdiğinde sınıfında 500 erkek vardı, o ise fakülteye kabul edilen dokuz kadından biriydi. Kendini hem bir kadın hem de kadın hukukçu olarak kanıtlaması gerektiğinde de hiç geri planda kalmadı.
Ginsberg'ün mahkeme salonlarında azınlıkların sesini duyurma mücadelesi ve üstün hukuk bilgisinin yanısıra, kürsüde yaptığı savunma metinlerinin gücü, yazdığı itiraz dilekçelerinin netliği belki de Cornell Üniversite'sinde Avrupa Edebiyatı dersini aldığı Profesör Vladimir Nabakov sayesindeydi.
Ginsburg, "Nabakov benim okuma şeklimi ve yazma yöntemimi değiştirdi. Kelimelerle resim çizilebileceğini ondan öğrendim. Doğru kelimeyi, doğru yerde, doğru sırada kullanmayı bana Nabakov öğretti. Bu bir düşünceyi değiştirmede inanılmaz bir fark yaratan bir yöntemd" diye anlatıyordu.
Columbia Hukuk Fakültesi'nde, Anayasa Hukuku ve Federal Mahkemeler dersini aldığı hocası, professor Gerald Gunther de federal mahkemede yazmanlık, katiplik yapması konusunda ısrar ediyordu.
'GELDİĞİM YERE HOCALARIM SAYESİNDE GELDİM'
Ruth Bader Ginsburg, "Bu o zaman mezara girmek gibi bir şeydi, çünkü dört yaşında bir çocuğum vardı. Ama o da beni buna ikna etti. Geldiğim yere hocalarım sayesinde geldim" diyordu.
Ginsburg, günde sadece bir öğün yiyerek, çoğu zaman yemek yemeyi unutacak kadar, masasında sabahlara kadar notlarının ve hukuk sözlüklerinin arasında çalışırken hep kimsenin almaya yanaşmayacağı davaları aldı.
Bu arada, hem özel hayatında hem de mahkeme salonlarında bir kişinin sözünü bütün hayatına uyguladığını da yıllar sonra anlattı:
"Kayınvalidem evlendiğim gün, 'İyi bir evliliğin olsun istiyorsan biraz sağırlık iyidir' diyerek öğüt vermişti. Bu öğüdü Yüksek Mahkeme'de bile uyguladım. Düşüncesizce, kabaca edilmiş bir söz duyduğum anda sesi kapattım' diyordu.
Ginsburg, 1996 yılında, 200 yıl boyunca sadece erkeklerin kabul edildiği Virginia Askeri Lisesi'ne girmek için mücadele eden genç kadınların yanındaydı. Ve davayı kazandılar.
İki asır sonra bir askeri liseye kadınların kabul edilmesi, kadınların da bu eğitimden faydalanması onun mahkemede yaptığı savunmalar sayesinde gerçekleşti.
Irk ve cinsiyet üzerinden şekillendirilen ücret politikalarında şirketlerin kadınlara ve farklı ırklardan insanlara düşük ücret vermesinin karşısında da duran o'ydu.
İnsanların kazanmadan kaybettikleri hakları geri alıp, yasa haline gelmesini sağladı.
ERKEKLERİN HAKLARINI DA SAVUNDU
Bir kadın hakları savunucusu gibi görünse de Ruth Bader Ginsburg elbette erkek haklarının da yanında yer aldı.
Karısını doğum sırasında kaybeden bir erkek, eşinin ölümünden sonra işe gidemiyor ve sadece annelere verilen haklardan yararlanamıyorsa, bu davayı da Ginsburg alıyor, dul kalan bir erkeğin de kadınlara verilen haklardan faydalanmasını sağlıyordu.
Aynı kürsüyü paylaştığı yargıç arkadaşlarından farkı anayasanın verdiği hakları sonuna kadar kullanıp, şekillendirmek ve muhakkak anlaşma sağlamak üzere koltuğuna oturması oldu.
Uzlaşma yanlısı olması, Yüksek Mahkeme'de görev yapan muhafazakar görüşlü ve anayasanın ve kanunların asla esnetilmesinden yana olmayan arkadaşlarını dahi yazdığı itiraz dilekçeleriyle ikna etme gücüne sahipti.
Bu örneklerden en şahanesi, Yargıç Scalia'yla dostluğuydu. Hukuk görüşleri asla örtüşmediği halde, aynı kürsüde oturan dokuz yargıçtan ikisi olarak, Anayasa Mahkemesi'nde önlerine gelen her kararda ihtilafa düşen ikili, cuma günleri çıkıp opera dinlemeye, oradan da yemeğe gidiyorlardı.
Scalia, Ginsburg'ün yazdığı metinlerdeki gramer hatalarını düzeltip, çoğunluğun verdiği kararlara karşı yazdığı itiraz dilekçelerini okuduktan sonra "İtiraz dilekçene asla katılmasam da gramer hatası yapmana gönlüm razı olmaz" diyordu.
Ruth Bader Ginsburg, en çok çatıştığı, fikirleri en uzak düşen arkadaşı Scalia 2016 yılında vefat ettiğinde cenaze töreninde "En iyi arkadaşımdı. Onun en çok şakalarını özleyeceğim ama hepsi birbirinden üsturupsuz, sizinle paylaşamam" diyordu.
Brooklyn'de doğan, Brooklyn'de büyüyen ve bununla her zaman gurur duyan, "Notorius" lakabını rapçi Notorius B.İ.G'den alan Notorius RBG, cinsiyet eşitliğinin en önemli önderiydi.
Eşcinsel evliliğin önündeki bariyerleri kaldıran, 70 yıl önce hukuk fakültesinin yüzde 3'ü kadınken, sayesinde bu rakamın yüzde 50'lere vardığı, fakültelere kabul edilen kız-erkek öğrencilerin eşit sayıda olmasını sağlayan, feminist ikon, bir rock yıldızı kadar üne sahip ilk Yüksek Mahkeme üyesi, sadelikle, farklılıkla kendini gösteren hukukçuydu.
YERİNE GELECEK İSMİN İŞİ ZOR
Erkeklerden farklı bir yerde durduklarının anlaşılması için Yüksek Mahkeme'ye atandığı günden itibaren o devasa cübbesinin üzerine taktığı her bir yakayla ayrı mesajlar veren, atlattığı kanserler ve geçirdiği her kemoterapi tedavisinin ardından kendisine hediye aldığı dantel eldivenleriyle o itiraz kararlarını yazan, karşıt düşüncede olan yüksek mahkeme üyelerini dahi nezaketle ikna eden kadından sonra, yerine atanacak ismin işi ve RBG'nin gölgesinden kurtulması zor.
ABD'deki 3 Kasım'daki seçimler yaklaşırken, yerine bir isim atanmamasını vasiyet ettiği halde, bu ismin önümüzdeki birkaç gün içinde açıklanacağı göz önünde bulundurulursa, bu ismin Başkan Trump tarafından atanması işini kolaylaştırmayacak.
Zira o isim göreve atandığı andan itibaren hem Başkan Trump, hem Trump yandaşları ve elbette Trump karşıtları tarafından yakın takibe alınacak.
Yüksek mahkeme üyelerini bugüne kadar isim isim tanımayan ABD vatandaşı varsa da (elbette var ve sayıları milyonlarca) RBG toprağa verildikten sonra bu mahkemenin alacağı her kararı takip etmeye çalışacak.
Filmin sonu az çok belli olsa da; dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi onlar da dersini sınıfta kalmak üzereyken çalışmaya başlayacak.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'