ABD'deki borç krizi tırmanıyor

ABD'deki günlerce süren tartışmalarla iyice çıkmaza giren federal hükümetin borçlanma limitinin yükseltilmesi ve bütçe açığının azaltılması konusunda Kongre'yle uzlaşı sağlayamayan ABD Başkanı Barack Obama, son çareyi halkta arıyor. Limitin yükseltilmesi için son tarih olan 2 Ağustos'a sadece bir hafta kalmasına rağmen, bugün de Kongre'de Demokratlarla Cumhuriyetçilerin ortak bir plan yerine iki ayrı plan sunmasıyla, işlerin iyice karışması üzerine, Obama, Beyaz Saray'da yine kamera karşısına geçti. Günlerdir Kongre liderlerine mesajlar gönderen Obama, bu kez doğrudan Amerikan halkına da seslendi.

Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçilerin, Senato'da da Demokratların çoğunluğu oluşturmasına işaret eden Obama, Amerikan halkının bölünmüş bir yönetim için oy vermiş olabileceğini ama fonksiyonsuz bir yönetime oy vermediğini söyledi. İlk kez halktan Kongre'ye baskı yapmasını, çözüme dair düşüncelerini Kongre üyelerine iletmelerini isteyen Obama, "Sizlerden seslerinizi duyurmanızı rica ediyorum. Eğer bütçe açığını azaltmak için dengeli bir yaklaşım istiyorsanız, bunu Kongre üyelerinizin bilmesini sağlayın. Eğer bu problemi uzlaşmayla çözeceğimize inanıyorsanız, onlara bu mesajı gönderin" dedi. Obama, halkın "uzlaşı" kelimesinin "kirli bir kelime" gibi kullanılmasından bıktığını, tüm gün çalıştıktan sonra yorgun argın evine dönen insanların, haber bültenlerini açtıklarında "sadece Washington'da üç halkalı aynı partizan sirki gördüğünü" söyledi.
 

Acil çözüm istiyor

Obama, konuşmasında ayrıca, sorunun çözümünde dengeli bir yaklaşım istediğini tekrarladı. Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi John Boehner'in sunduğu planın, problemi sadece 6 ay ötelediğini ve kalıcı çözüm yaratmadığını ifade eden Obama, zenginlerin de fedakarlıkta bulunmadığı ve sadece orta gelirli Amerikalı'nın üzerine yüklenildiği bir çözüm olamayacağını ve bunun adil olmadığını kaydetti.

Obama, Senato'daki Demokrat Çoğunluk Lideri Harry Reid'in planını çok daha olumlu bulduğunu ifade etti. Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin "uyuşmaz tavrına" işaret eden Obama, "yeryüzündeki en büyük ülkenin politik güç gösterileriyle yönetilemeyeceğini" dile getirdi. Obama, borç limitinin yükseltilmesi ve bütçe açığının azaltılması konusunda Kongre'deki çekişmelere ilişkin olarak da "Bu daha önce hiç oynamadığımız tehlikeli bir oyun ve bunu kaldıramayız" sözlerini kullandı.

Sorunun çözümünde iki partinin de sorumluluğu bulunduğunu belirten Obama, Kongre liderlerinden, Kongre'nin her iki kanadından da geçebilecek bir çözümü acil bulmasını istedi. Obama, geçmişteki Cumhuriyetçi Başkan Ronald Reagan'ın da dengeli bir yaklaşımı seçtiğini belirterek, onun sözlerinden alıntı yaptı. Obama, borç tavanının yükseltilmesi konusunun daha önceki başkanlar döneminde "rutin" bir şekilde bir çok kereler Kongre'den geçtiğini hatırlattı.

"Bir çıkmazla karşı karşıyayız" diyen Obama, sorunun çözülmemesi halinde ülkenin derin bir ekonomik krizle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. Ülkenin temerrüde düşmesinin "sorumsuzca ve pervasızca" bir netice olacağını kaydeden Obama, "siyasetin bir kenara bırakılarak, uzlaşı sağlanabileceğine" inandığını söyledi. Obama, ABD'nin tarihinde ilk kez temerrüde düşmesi ve borçlarını ödeyemez hale gelmesinin, sıradan Amerikalıların yaşamlarını doğrudan etkileyebileceği tehlikesine işaret etti.
 

Borçtan birbirlerini sorumlu tutuyorlar...

Konuşmasında, son 10 yılda hükümetin elde ettiğinden çok daha fazlasını harcadığına işaret eden Obama, bu sözleriyle önceki Başkan George W. Bush dönemini kastederken, Obama'nın konuşmasının hemen ardından kamera karşısına geçen Boehner ise ülkenin kazandığından fazlasını harcadığı sözleriyle, Obama'yı işaret etti. Boehner, Obama'nın çözüm önerisinin ülkenin bu ana sorununu çözmekte başarısız kaldığını iddia etti ve "kriz atmosferini" Obama'nın kendisinin yarattığını savundu. Zenginlere yönelik vergi kesintisinin kaldırılmasının, vergi artışı anlamına geleceği tezini yürüten Boehner, bunun da istihdam üretimine zarar vereceğini kaydetti. Boehner, "Başkan Obama sıklıkla, 'dengeli' yaklaşıma ihtiyacımız olduğunu söyledi. Bu, Washington'da 'biz daha fazla harcıyoruz, siz daha fazla ödüyorsunuz' anlamına gelir" diye konuştu.